İzmir Aliağa İlçesi'ndeki, Şakran 1 Nolu T Tipi Cezaevi'nde bulanan gazeteci- yazar, dilbilimci Sevan Nişanyan'ın, başka bir cezaevine naklinin yapılmasını istedi.
27 Mayıs tarihinde cezaevi yönetimine dilekçe veren Sevan Nişanyan, kendisine 'can güvenliği' gerekçe gösterilerek tecrit uygulandığını belirterek, "Can güvenliğime yönelik herhangi bir tehdit hissetmedim ve hissetmiyorum. Herhangi bir özel güvenlik talebim olmadı. Bu iddialar yalandır. 250 hükümlüyle beraber olduğum açık cezaevinde ve 110 hükümlüyle aynı koğuşu paylaştığım Buca’da, diğer hükümlü ve tutuklulardan saygıda herhangi bir kusur görmedim."
Nişanyan'ın blogunda ve Facebook sayfasında yayınlanan cezaevi müdürlüğüne yazdığı dilekçe şöyle:
"Şakran 1 No’lu T Tipi Cezaevi Müdürlüğüne
İnfaz koruma ve jandarma görevlilerinden aldığım bilgiye göre,
sözde can güvenliğimin tehdit altında olduğuna, bu nedenle özel
koruma tedbirleri istediğime dair dilekçe yazmışım. Jandarma subayı
dilekçeyi bizzat gördüğünü, ya da gören birini tanıdığını
belirtmektedir.
Böyle bir dilekçe yazmadım. Can güvenliğime yönelik herhangi bir
tehdit hissetmedim ve hissetmiyorum. Herhangi bir özel güvenlik
talebim olmadı. Bu iddialar yalandır. 250 hükümlüyle beraber
olduğum açık cezaevinde ve 110 hükümlüyle aynı koğuşu paylaştığım
Buca’da, diğer hükümlü ve tutuklulardan saygıda herhangi bir kusur
görmedim.
3 Nisan tarihli dilekçemde, araştırma ve yazı faaliyetimi daha
rahat sürdürebilmek ve inanç farkından doğabilecek rahatsızlıkları
asgariye indirmek için ayrı koğuşa alınmayı talep ettim. Bunun, can
güvenliği kaygısıyla ilgisi olmadığı açıktır.
Haftalık spor faaliyetine diğer mahkumlarla beraber katılma
talebim, İdare ve Gözlem Kurulu’nun 12 Mayıs tarihli kararıyla
“güvenlik” gerekçesi ileri sürülerek reddedildi. İleri sürülen
“güvenlik” kaygısının hayal mahsulü olduğu veya birtakım akıl dışı
korkulardan kaynaklandığı bence şüphesizdir.
Eğer şahsıma yönelik gerçek bir tehdit duyumu alınmış ise, bu
bilginin acilen benle ve avukatımla paylaşılması, idarenin yasal
görevidir. Böyle bir bilgi varsa ve benden gizleniyorsa, ileride
bana yönelik bir saldırıda, bilgiyi saklayan cezaevi yönetimi ağır
hukuki sorumluluk taşıyacaktır.
Güvenlik tehdidine ilişkin somut bir bilgi yoksa, yapılan
uygulamalar, beni temel bazı haklarımdan mahrum etmeye yönelik
kasıtlı veya kasıtsız bir girişim olarak değerlendirilecektir.
Beni cezaevi içinde tecrit etmeye, diğer mahkumlarla ihtilatımı
önlemeye, spor ve kurs gibi sosyal etkinliklere katılmamı
yasaklamaya yönelik aşırı, abartılı ve taciz edici uygulamalara son
verilmesini, bu şayet Şakran’da mümkün değilse daha makul
koşulların bulunduğu başka bir cezaevine sevkimin sağlanmasını
saygılarımla arz ederim."
Nişanyan'ın kaçak inşaat yapmak iddiasıyla yargılandığı ve hakkında 2 yıl hapis cezası öngören mahkeme kararı Yargıtay tarafından onanmasının ardından hapse girmişti. İzmir Torbalı Açık Cezaevi'ne teslim olan Nişanyan, burada bir gardiyanın hırsızlık yaptığını kamuoyuyla paylaşması gerekçe gösterilerek açılan soruşturma sonrası Buca Kapalı Cezaevi'ne nakledilmişti.
Medyatava'nın Sevan Nişanyan'a hapis şoku haberi için tıklayınız...