İki ayrı üniversitede radyo ve televizyon programcılığı ile çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri üzerine eğitim gören Güneş Altunkaş, spikerlikle başlayan kariyerine reklam film sektöründe genel sanat yönetmenliği, gazetecilik, medya genel koordinatörlüğü ve film şirketilerinde yöneticilikle devam etti. Altunkaş'ın yazarlık kariyerine başlamasının nedeni ise bir kapı oldu.
Bir gün Beyoğlu'nda gezerken 1800'lü yıllarda yapılan bir binanın kapısına bakıp "Kimbilir o kapının arkasında neler yaşanmıştır" demesiyle "Kapının Ardındaki Ben" adlı ilk romanını yazmaya karar verdi.
O kapı, hep aynı kapı…
Yıllardır rüyamda o kapıyı görmemin bir nedeni olmalı… Üç yıl.
Zeynep’in aynı rüyayı görmesinin üzerinden neredeyse üç yıl geçmiş,
kurtuldu sandığı kâbusu yeniden başlamıştı. Peki o rüyayı
görmesinin, her uyandığında böbreklerinde bir ağrı hissetmesinin
sebebi neydi? Zincirlerle kapatılmış ve kilit vurulmuş o kapınınbir
anlamı olmalıydı…
Zeynep fotoğraf çekmek için Galata sokaklarında gezindiği bir gün
hiç beklemediği bir şeyle karşılaştı. Yıllardır rüyalarına giren,
rüya olmaktan çıkıp kâbusu haline gelen ve benliğini ele geçiren o
kapı tam karşısındaydı. Evet, hep aynı rüyayı görmesinin sarsıcı
bir nedeni vardı. Belki de bu neden yeni bir başlangıcın
anahtarıydı…
Okuyucularından büyük ilgi gören "Kapının Ardındaki Ben"in sinema filmi ve TV dizisi olması için birçok yapımcıdan teklif alan Güneş Altunkaş, yeni romanını da yazmaya başladı bile...