Müzikal felsefesinin özünde farklı kültürlerin bir arada dostça ve barış içerisinde yaşaması inancını barındıran Yasmin Levy, albümünde üç farklı kültürden müzisyenleri bir araya getirerek kültürler arası diyaloğu desteklemesiyle 2006 yılında Anna Lindh Ödülü’ne layık görülmüştü.
“Geleneksel sesleri seviyorum”
"Nací en Alamo", "La Alegria" gibi kalbe işleyen şarkılarla dünyanın ilgisini toplayan Küdus doğumlu Yasmin Levy, Judeo-Espanyol (Ladino) şarkılarının önde gelen icracıları arasında yer alıyor. Sefarad müziğini, Endülüs flamenkosu, Ortadoğu ve Anadolu müzik geleneğiyle harmanlayan Levy, Türkiye’de doğan ve sefarad kültürü araştırmalarının yanı sıra şarkı derleyiciliği yapan babası sayesinde bu müzik kültürüyle küçük yaşında tanışmış.
Yasmin Levy, “Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri” 5. yılı kapsamında “Muhteşem Şehir” olarak adlandırdığı İstanbul’da konser vereceği için heyecanlı olduğunu ifade ediyor. Levy, Türk sanatçıları çok beğendiğini ifade ederek, “Türkiye en iyi seslerin olduğu ülkelerden biri. Yürüyüş yaparken Türk müziği dinliyorum. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu ve tabii ki Zeki Müren’i çok beğeniyorum. Ben geleneksel sesleri seviyorum” dedi.