“İstanbul Sözleşmesi” olarak bildiğimiz tartışmaların ve siyasetin her daim odağında olan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” bundan 9 yıl önce, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.
“Aile yapısını bozduğu” gerekçe gösterilerek tartışmalarla çıkılan bu sözleşme, 1 Temmuz 2021’de resmi olarak Türkiye'de geçerliliğini yitirdi.
Kadın cinayetlerinde gözle görülür artış sözleşmeden çıktıktan hemen sonra kaydedildi.
Kadınları güvende tutan bu sözleşmede yer '6284' maddesi siyasetin malzemesi haline geldi. Kimi kesimler bu maddenin gerekliliğini kimi kesimler de reddetti. Oysa bu sözleşme yalnızca tehlikedeki kadınları güvende tutmayı sağlıyor.
TÜRKİYE İLK İMZACI ÜLKELERDENDİ
Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacı devletlerinden olup 24 Kasım 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 247 vekilden 246’sının kabul oyu, 1 vekilin çekimser oy vermesi ile sözleşmeyi uygun bulan 6251 sayılı kanunu “onaylayarak”, parlamentosundan geçiren ilk ülke oldu.
"SÖZLEŞMEDEN ÇIKILDIĞI GÜN 6 KADIN KATLEDİLDİ"
Sözleşmeden çıkılmasının hemen ardından aynı gün içinde 6 kadın cinayeti birden gerçekleşti. Halen de kadına yönelik şiddet vakalarındaki artışı ve şiddet faillerinin pervasızlığını açıklıkla görebiliyoruz.
Sözleşmeden çıkılmasından sonra 2022 yılında 334 kadının öldürüldü, 245 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. 2022 yılında 23 kadın öldürüldüğü anda fail hakkında tedbir kararları olmasına rağmen korunmadı.
Öldürüldüğünde tedbir kararı olan kadınların yüzde 50’si boşanma aşamasında olduğu erkekler tarafından öldürüldü. 2023’ün sadece ilk 6 ayında 148 kadın öldürülürken, 128 kadın ise ‘yüksekten düşerek’ ya da şüpheli olarak hayatını kaybetti.
2023 YILI YENİ BİR BAŞLANGIÇ OLMADI
İstanbul Sözleşmesi, şiddete maruz bırakılan kadınların ve LGBTİ+’ların korunması konusunda bağlayıcılığı olan uluslararası ilk sözleşme.
Fiziksel şiddet, taciz, tecavüz, zorla evlendirme, psikolojik şiddet, kadın sünneti, kürtaja zorlama gibi cinsel şiddetin her türüne yaptırım öngörüyor.
Sözleşmenin vaz edilme amacı ilk maddede şu şekilde kaleme alınıyor:
“Sözleşme kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak; kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak; kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak; kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak; kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.”