Uzman Psikolog Ramazan Saygı Şimşek, "Okullar açıldığından bu yana çocuklar arasında boğaz sıkma davranışında patlama yaşanıyor. Her gün onlarca eğitimci ve veliden şikayet mesajları alıyoruz. CİMER'e de son haftalarda başvurular oldu bu konuda. Aslında 12 yaşından büyükler için kurgulanmış dijital bir korku oyunun başkarakteri Huggy Wuggy. Bunun oyuncağını alan çocuk, daha sonra cep telefonu veya tablet üzerinden oyunu ve videolarına da erişiyor." derken Uzman Klinik Psikolog Aybüke Akdeniz ise bu oyuncağın kesinlikle evlere sokulmamasını, okula götürülmesinin de yasaklanması gerektiğini belirterek, "Oyuncağı bilmeyen çocuk da arkadaşlarından öğreniyor. Oradan da videolarına merak sarıyor. Psikotik bozukluk geliştiren çocuk danışanlarımız var" diye konuştu.
Momo ve Mavi Balina oyunlarından sonra şimdi de Huggy Wuggy oyunu karakteri uzun kollu peluş oyuncağın tehlikeleri gündemde. Son bir yıldır çocukların boyunlarına sararak okula dahi götürdükleri Huggy Wuggy, özellikle okul öncesi ve ilkokuldaki çocukların psikolojisini etkiliyor. Sadece oyuncağı değil kalemliği, sırt çantası, şarkı söyleyen, dans eden modeli ile direkt çocukları hedefleyen pek çok ürün, online alışveriş sitelerinde, AVM'lerde, zincir marketlerde hatta kırtasiyelerde en çok alıcı bulan ürünlerin başında geliyor. Çocukların kolayca erişebildiği platformlarda bazı fenomenlerin de oyunlarla ilgili videolara yer vermeleri ile tehlike daha da artıyor.
"KARDEŞİM DOĞDUĞUNDA BOĞAZINI SIKACAĞIM"
Uzm. Psikolog Ramazan Saygı Şimşek, "Okullar açıldığından bu yana çocuklar arasında boğaz sıkma davranışında büyük bir artış yaşanıyor. Her gün onlarca eğitimci ve veliden şikayet mesajları alıyoruz. Bu oyunun ana özelliği, oyundaki Huggy Wuggy karakterinin insanları, özellikle de çocukları boğazından sıkarak ya da keserek öldürmeye çalışması. Okullardan, eğitimcilerden çok sık mesajlar alıyoruz. Bununla ilgili vakalarımız arttı. 'Oğlumun, kızımın boğazı sıkıldı. Çok korkuyor' şeklinde bize başvuruyor veliler. Hatta bir vakamız vardı, 6 aylık gebe olan bir annenin 6 yaşındaki oğlu, aynen şu ifadeyi kullanmış: 'Anne biliyor musun, kardeşim doğduktan sonra onun boğazını sıkacağım.' Anne neden oğlum dediğinde, 'Çünkü Huggy Wuggy öyle yapıyor' diyor. Buradaki asıl tehlike oyuncak değil. Oyuncağı tanıyan çocuğun bir şekilde videolarına ve oyunun kendisine ulaşması. Okulların açılmasıyla birlikte bu oyunu ve karakteri, oyuncağı bilen çocuklar arkadaşlarına da gösterdiler. Çünkü kreşlere, okullara bu oyuncakla giden çocuklar çok fazla. Çocuklar bir şekilde bu oyunun videolarına ya da oyunun kendisine ulaştıklarında, korkunç bir sahneyle karşılaşıyorlar. Ana karakter karanlık ve terk edilmiş bir yerde ve insanları, çocukları boğazlayarak ilerliyor" dedi.
"ÇOCUK, KORKU KARAKTERİNE BİAT EDER VE ONUN GİBİ DAVRANIR"
Özellikle 12 yaş öncesi çocukların gördüğü ile hayal ettiği arasındaki farkı bilmediğine işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle noktaladı:
"Çocuk korktuğu zaman ya kaçıyor ya da o korku karakterine biat ediyor. Bu da şu demek, ona itaat eder gibi davranmaya başlıyor. İşte okullardaki özellikle boğaz sıkma davranışlarındaki artışın ana nedeni bu. Ailelerin de bu konuya dikkat etmeleri, 12 yaş altındaki çocuklarını kesinlikle ve kesinlikle denetlemesi ve bunun videolarını izletmemesi, oyuncaklarıyla oynatmaması ve oyununu oynamasına da izin vermemesi gerekiyor. Yazın bu konu ile ilgili bir kampanya başlatmıştık, aileler CİMER'e çok ciddi anlamda şikayette de bulundular. Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın da bu konuya kesinlikle duyarsız kalmayacağını umuyoruz. Oyuncak satan büyük marketlere ve AVM'lerdeki mağazalara da çağrıda bulmuyoruz, lütfen bu konuda duyarlı olun ve bu oyuncağın satışına izin vermeyin. Çünkü olaylar artacak, vakalar artacak."
"ALT ISLATMA, GECE KORKULARI, SALDIRGANLIK BAŞLIYOR"
Uzman Klinik Psikolog Aybüke Akdeniz ise bu yıl tamamen yüz yüze eğitime geçilmesiyle beraber çocuklar arasındaki etkileşimin artmasına bağlı olarak bu oyuncağın daha da popüler hale geldiğine dikkat çekerek "Birbirleriyle etkileşimleri arttığı için daha da çok yayıldı. Çocuklar korkuya bağlı uyku sorunları ile geliyorlar. Gece yalnız yatamayan, alt ıslatma problemi başlayan çocukları çok sık görür olduk. Çocukların birbirlerine karşı davranış bozuklukları çok arttı, ama en çok gördüğümüz durum korku. 'Huggy Wuggy gerçekmiş ve ben bundan gerçekten çok korkuyorum, böyle bir şey gerçekten var mı?' diye bana soruyor çocuk. Oysaki oyuncakla oynayan bir çocuk da değil aslında. Ama arkadaşlarıyla konuşurken duyduğu için, böyle bir korku geliştirmiş. Öğretmenler de daha çok okullarda saldırganlığın arttığına, çocuklar arasında birbirlerinin boğazını sıkma davranışlarının arttığına yönelik şikayetlerde bulunuyorlar. Aynı zamanda akran zorbalığını da tetikleyen bir davranış modeline dönüşebiliyor. Okullara bu oyuncakların kesinlikle girmemesi gerekiyor" dedi.
"ÇOCUKTA GERÇEKLİK ALGISINI BOZUYOR"
Huggy Wuggy sendromunu okul öncesi ve en çok da ilkokul çağında gördüklerini vurgulayan Akdeniz, sözlerini şöyle noktaladı:
"Bu yaş çocukların beyninde somut işlemler yok. Canavarları ya da soyut varlıkları ayırt edemiyorlar, gerçek sanıyorlar. Dolayısıyla 11 yaşa kadar somut düşünemez çocuklar. Bu oyuncak ise özellikle sivri dişleri, korkutucu ağzıyla öfkeyi, kızgınlığı, korkuyu, saldırganlığı çağrıştırıyor. Çocuk bir de telefondan ya da tabletten bunun uygulamalarına da çok rahat erişim sağladığında, oyuncağın kendisiyle de birleşince korkutucu sonuçlar ortaya çıkıyor. Çocukta gerçeklik algısını bozarak psikotik ruh haline bile neden olabiliyor. Örneğin bu korkuyla gelen bazı çocuk danışanlarımdan resim çizmesini, herhangi bir insan çizmesini istediğimde çocuk sadece bu karakterin görüntüsünü çiziyor."
Üç çocuk annesi bir vatandaş, Huggy Wuggy oyuncağını ilk defa bu yaz trende gördüklerini anlatarak şunları söyledi: "Benim kızlarım da herhalde internetten gördüler, sordum bu nedir diye; canavar gibi bir şey bu. Bu oyuncağı alan anne de normal değildir herhalde. Çocuklar için iyi bir şey değil sonuçta. Avrupa'da yasaklandığını duyduk, inşallah Türkiye'de de yasaklanır." dedi.