Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, "Tarım Varsa Hayat Var Projesi"ne ilişkin düzenlenen basın toplantısında gazetecilerle bir araya geldi ve önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Vahit Kirişci, basın toplantısında yaptığı konuşmada, bugün bakanlığın güncel çalışmalarını, projelerini, tarım stratejilerini ve hedeflerini aktarmak üzere bir araya gelindiğini anımsatarak, bakanlık olarak bu tür bir araya gelmeleri çok önemsediğini belirtti.
Bütün amaçlarının basın mensupları vasıtasıyla kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesi olduğuna işaret eden Kirişci, bakanlık tarafından "İddialar ve Gerçekler" kitapçığı ile gayelerinin vatandaşın doğru bilgiye erişmesi olduğunu söyledi.
"Tarım Arazilerinin Bölünmesini Önledik"
Bakan Kirişci, iklim değişikliği, nüfus artışı, jeopolitik riskler ve salgın hastalıkların, tarım ve gıdanın stratejik önemini daha da belirgin hale getirdiğini, bu kapsamda, tarım ve orman sektörünün yeni bir vizyonla geleceğe hazırlanması gerektiğini söyledi.
Dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyar, ülkemiz nüfusunun ise 105 milyonun üzerinde olacağı projeksiyonu ortadayken geleceğe "Türkiye Yüzyılı" vizyonuyla hazırlanmak durumunda olunduğunu ifade eden Prof. Dr. Kirişci, "Mottosu 'Sen Üret Yeter' olan yeni dönem vizyonumuz, köklü değişimleri ve ilkleri barındırmaktadır. Bir kısmında uygulama başladı, bir kısmında teknik çalışmalar tamamlandı ama uygulamaya geçilmesi için birtakım kanun değişikliği gerekmektedir." diye konuştu.
Kirişci, son 20 yılda yaptıkları çalışmalarla tarım arazilerinin bölünmesini önlediklerini, büyük ovaları koruma alanı ilan ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim dönemimizde çıkarılan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile 92 milyon dekarlık 429 ovayı büyük ova kapsamına aldık. Bölünebilir en küçük arazi büyüklüğünü 10 dekardan 20 dekara çıkardık. Yine bizim dönemimizde 2006 yılında başlattığımız Tarım Sigortası TARSİM'in uygulama alanını yaygınlaştırdık. Gelir koruma sigortası geliştirdik ve TARSİM'in bu yeni poliçesini 2023'te tüm ülkeye yaygınlaştıracağız.
Toplulaştırma, sulanan tarım arazilerini artırma ve modern sulama sistemlerini yaygınlaştırma gibi yapısal dönüşümlere ağırlık verdik. Sınırlı üretim alanlarımıza rağmen akıllı sulama yatırımları, AR-GE faaliyetleri ve mekanizasyon kullanımını yaygınlaştırarak verim ve kaliteyi yükselttik. Böylelikle hem halkımızın gıda arz güvenliğini sağladık hem de tarımsal ürün ihracatımızı artırdık.
"Yılsonu itibarıyla tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın 30 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz"
Başta Tarım Kanunu olmak üzere yaptığımız yasal düzenlemeler, piyasa regülasyon faaliyetleri ve sağladığımız tarımsal desteklerle önemli değişimlere imza attık. Bu sayede gelişmiş ülkelerin bile gıda arz güvenliğine yönelik endişelerinin arttığı bir dönemde, eli öpülesi çiftçilerimiz sayesinde, stratejik tarım ürünlerinde bulunurluk sıkıntısı yaşamadık, yaşamıyoruz.
Hatta bırakın tedarik sıkıntısı yaşamayı, tarım sektörümüz son 19 yılın 15'inde büyüme gösterdi. Tarımsal hasılamız, 2002 yılında 25,1 milyar dolardan yüzde 78,1 artışla 2021 yılında 44,7 milyar dolara yükseldi. Tarımsal ihracatta dikkate değer bir artış trendi içinde olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim."
Tarım ve gıda ürünleri ihracatının 2002'de 3,8 milyar dolar iken 2021'de 6,5 katına çıkarak 25 milyar dolara ulaştığını bildiren Vahit Kirişci, "Son 20 yılda 87 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Ocak-Eylül 2022 döneminde ihracatımız, 21,2 milyar dolar ile önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artış göstermiştir. Yılsonu itibarıyla tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın 30 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz." dedi.
"ÇKS Belgesi Sayısı 1 Milyon 143 Bin 179 Oldu"
Bakan Vahit Kirişci, üreticilerin işlerini kolaylaştırmaya yönelik dijital dönüşüm hamlelerine hızla devam ettiklerinin altını çizdi ve "Çiftçilerimize 1 Ekim'den itibaren ÇKS'ye e-Devlet Kapısından erişim imkânı sağladık. Dün gece saat 21.00 itibarıyla bu uygulamadan yararlanan gerçek kişi sayısı 446 bin 479, tüzel kişi sayısı 1421 ve buradan elde edilen ÇKS belgesi sayısı 1 milyon 143 bin 179 oldu. Her bir belge için asgari 100 liralık harcama yapıldığını düşünsek insanların yorulduklarının yanlarına kar kalması, egzoz emisyonu ile çevreye zarar verilmesi gibi pek çok etkilerden arındırılmış uygulamanın bile getirisi 110 milyon liranın üzerinde. Bürokrasiyi azaltarak yaklaşık 2,2 milyon üreticimize emek, zaman ve para tasarrufu sağladığımız bu uygulamayı daha da geliştireceğiz." şeklinde konuştu.
Dijital tarım vizyonunun ilk aşaması olan e-Devlet ile ÇKS entegrasyonunu, Tarım Cebim'de ve ÇKS Kayıt Doğrulaması'nın takip edeceğini ifade eden Kirişci, ÇKS Başvuru Yenileme sürecinin e-Devlet entegrasyonu 2022 Eylül sonu itibarıyla tamamlandığını bildirdi.
Prof. Dr. Vahit Kirişci, Şubat 2023 itibarıyla 2 milyonun üzerinde çiftçinin yararlanacağı ÇKS Ürün Güncelleme süreçlerinin de e-Devlet entegrasyonunun tamamlanmasını öngördüklerini söyledi.
Tarım Cebim'de Ocak 2023'te hazır
Örtü Altı Kayıt Sistemi'nin (ÖKS) e-Devlet entegrasyonunun ise 2023 başı itibarıyla tamamlanması hedeflendiğini anlatan Kirişci, şunları kaydetti:
"Tarım Cebimde' mobil uygulamasının fazlandırılmış yazılım geliştirme sürecinde son aşamaya gelindi, Ocak 2023 itibarıyla ilk fazının hayata geçirilmesini planlanmaktayız. Pamuk, soya, kanola, aspir ve mercimek gibi seçilmiş ürünlerde ÇKS kayıtlarının coğrafi bilgi sistemi ile doğrulanması çalışmamız hızla devam ediyor. Biliyorsunuz, bu yıldan itibaren tarımsal destekleme sistemimizi değiştirdik ve ödemelerimizi öne çektik. Artık, çiftçilerimiz, ekim döneminde girdi maliyetlerini düşünmeden üretim yapabiliyor.
"Sözleşmeli besicilik yapan üreticilerimizi, kilogram başına 2,5 TL ile 5 TL arasında verimlilik primiyle destekleyeceğiz."
Ayrıca, piyasaya yaptığımız un ve yem arzıyla fiyatları regüle ediyoruz. Un regülasyonu kapsamında haziran ayından bu yana 1,8 milyon ton ekmeklik buğdayı piyasaya, yem regülasyonu kapsamında ise 850 bin ton arpayı besici ve yetiştiricilerimizin istifadelerine sunduk. Bir diğer regülasyon kuruluşumuz olan Et ve Süt Kurumu, faaliyet alanında üretici ve tüketiciyi korumakla görevlidir.
Erzurum'da lansmanını yaptığımız Sözleşmeli Besicilik Projemiz ile besicilerimiz güvenle hayvancılık yapacak, alıcı satıcıyla doğrudan muhatap olacak. Böylece besiciye alım garantisi ve mutlak kârlılık sağlayacağız. Ayrıca sözleşmeli besicilik yapan üreticilerimizi, kilogram başına 2,5 TL ile 5 TL arasında verimlilik primiyle destekleyeceğiz. Bu modeli bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde de esas alacağız."
Bakan Kirişci, sözleşmeli üretimde standartlar oluşturacaklarını, taraflar arasındaki dengesizliği gidereceklerini ve tarafların haklarını güvence altına alacaklarını belirterek, ihtilafların çözümü ve stratejik ürünlerin gerektiğinde zorunlu olarak sözleşmeli üretimine yönelik hususları düzenleyeceklerini, kanun gerektiren bu düzenlemenin, Gazi Meclisin takdirleriyle şekilleneceğini dile getirdi.
"IPARD 3 programını başlatıyoruz."
Bakan Vahit Kirişci, Türkiye'nin toprakları kadar 462 bin kilometrekarelik Mavi Vatan'ın da tarımsal zenginlik olduğunu belirterek, su ürünleri yetiştiriciliğini ilk defa hükümetleri döneminde destekleme kapsamına aldıklarını, üretimi 2002'ye kıyasla yıl sonu itibarıyla 8,5 katına çıkararak 515 bin tona yükseltmiş olacaklarını söyledi.
Su ürünleri yetiştiriciliğinde ve iç su avcılığında Avrupa Birliği ülkeleri arasında birinci olunduğunu vurgulayan Bakan Kirişci, "Su ürünleri ihracatımızın yıl sonu itibarıyla 1,5 milyar doları aşmasını bekliyoruz. Reislerimize uzak denizlerin kapılarını açtık, bu sayede hem balıkçılarımızın gelirini artırdık hem de ülkemizi bu alanda küresel bir aktör haline getirdik. Sucul biyoçeşitliliğin devamlılığını sağlamak için denizlerimizde koruma alanlarının sayısını 49'dan 87'ye, korunan tür sayısını 20'den 66'ya çıkardık." diye konuştu.
Kirişci, desteklemelerin, yönlendirici ve teşvik edici nitelikteki rolüyle tarımsal üretimin en güçlü enstrümanlarından biri olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarımsal destek miktarını 2002'de 1,8 milyar TL iken 2022'de 22 katına çıkararak 39,2 milyar TL'ye yükselttik. 2023 tarımsal destekleme bütçemiz ise 54 milyar TL olacaktır. Son 20 yılda çiftçimize cari değerle yaklaşık 500 milyar TL'ye yakın tarımsal destek sağladık. Kırsal kalkınma desteklerimiz, çiftçilerimizin teknik gelişimine büyük katkı vermiştir. Kırsal Kalkınma Yatırımları Destekleme Programı, IPARD ve Kırsalda Uzman Eller Projesi kapsamında, 86 bin 500 projeye toplam 27,3 milyar TL hibe verdik, 253 bin kişiye istihdam sağladık.
Önümüzdeki yıl IPARD 3 programını başlatıyoruz. Bugüne dek 42 ilde uygulanan programı, 2023'ten itibaren 81 ilimize yaygınlaştıracağız. Kent tarımı vizyonumuzun en önemli enstrümanı olan Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi proje sayısını 57'ye çıkardık. İzmir Dikili'de Avrupa'nın en büyük jeotermal ısıtmalı Tarıma Dayalı İhtisas OSB'sinin inşaatı devam etmektedir. Sadece İzmir'de en az yüzde 75'i kadın emekçi olmak üzere 3 bin 500 yeni istihdam sağlayacağız."
"Mülk Sahibinin Peş Peşe 2 Yıl İşlemediği Arazilerde Kira Bedeli Ödenerek Tarım Yapılması Sağlanacak"
Bakan Kirişci, tarım arazilerinin korunması ve üretime kazandırılmasının öncelikleri olduğunu vurgulayarak, "Hisselilik, parçalılık, mülkiyet ihtilafları, tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya göç gibi nedenlerden dolayı 2,5-3 milyon hektarlık tarım arazimiz atıl durumdadır. Bunun önüne geçmek amacıyla mülk sahibinin peş peşe 2 yıl işlemediği arazilerde kira bedeli ödenerek tarım yapılması sağlanacak." dedi.
Köy Yaşam merkezlerinin sayısı artırılacak
Türkiye'de tarımın geleceğinin, küçük aile işletmelerinin sayısının artırılmasından geçtiğine yürekten inandığını ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Kirişci, "Kırsalın gençlerimiz ve kadınlarımız için cazip hale getirilmesi, teşvik mekanizmalarının devreye sokulması için çalışmalarımıza başladık. Kısa bir süre önce 2 binini açtığımız Köy Yaşam Merkezlerinin sayısı artırılacak, Tarım Orman Gençlik Konseyi kuracağız, kadın çiftçilerimiz için sigorta teşvik uygulamasını gündeme getireceğiz." diye konuştu.
"Meraya dayalı hayvancılık uygulamalarına ağırlık vereceğiz"
Küçük Aile İşletmelerinde Hayvancılık Desteği projesini ilk kez paylaştığını bildiren Bakan Kirişci, şunları kaydetti:
"Yeni vizyonumuzda, meraya dayalı hayvancılık uygulamalarına ağırlık vereceğiz. Mera ve su kısıtlı bölgelerimizde küçükbaş, diğer bölgelerimizde büyükbaş hayvancılığın geliştirilmesi önceliklerimiz arasındadır. Mevcut ahır ve ağılların fiziki koşullarının iyileştirilmesi projesi de en önemli adımlarımızdan birisi olacak. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzla geliştireceğimiz Kırsal Yerleşim Modeli ile kırsalda gelişigüzel ve plansız bir yapılaşmanın önüne geçmek istiyoruz. Köy gelişim alanlarının planlanması, okulların yeniden faaliyete geçirilmesi, sağlık, sosyal ve spor alanları oluşturulması, kamu kurum kuruluşlarının hizmet birimlerinin açılması planlanmaktadır. Su kısıtı ve iklim değişikliğini dikkate alarak alternatif üretim havzalarını destekleyeceğiz. Bunun yanında, en ucuz kaba yemin sağlandığı meralarımızın korunması, işgal ve tecavüzlerin önlenmesi, otlatma kurallarına uyulması için yeni düzenleme getireceğimizi de sizlerin vasıtasıyla duyurmak isterim."
"Kent Tarımı Uygulamalarını Yaygınlaştıracağız"
Bakan Kirişci, Türkiye'nin akciğerleri olan ormanların, aynı zamanda tarıma ve ekonomiye olan katkılarıyla milli servet olduğunu belirterek, ormanları sadece korumakla kalmadıklarını, toprakları yeni fidanlarla buluşturmak için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi.
Son 20 yılda 5,7 milyon hektar alanda 5,9 milyar fidanı toprakla buluşturduklarını, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkilerine karşı karbon yutak alanı olan ormanları, 2002'de 20,8 milyon hektardan, 2021'de 23,1 milyon hektara ulaştırdıklarını anlatan Vahit Kirişci, "En çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında Avrupa'da ilk, dünyada 4'üncü sırada olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ormanlarımızı yangınlardan ve kanun dışı müdahalelerden korumak için 776 kuleden 24 saat gözetliyoruz. Ülkemizin gurur kaynağı olan İHA'larımızı orman yangınlarıyla mücadelede kullanan Avrupa'da ilk ülke olduk." dedi.
Kirişci, iklim değişikliğine bağlı ani sel ve taşkınlarla mücadele etmek için yeni ve etkin bir bilgi yönetim sistemine geçtiklerini bildirerek, bu kapsamda, Taşkın Tahmin Erken Uyarı Merkezini (TATUM) kurduklarını, çalışmalarını başarıyla sürdürdüğünü söyledi.
Tarımsal üretimin ve verimliliğin artırılmasında toprağın suyla buluşturulmasının büyük önem taşıdığını belirten Vahit Kirişci, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzün faaliyetleri kapsamında, 2003-2022 döneminde 9 bin 561 tesisi hizmete alarak, günümüz fiyatlarıyla 450 milyar TL'lik yatırım gerçekleştirdik. 275 metre gövde yüksekliğiyle kategorisinde ülkemizin en yüksek, dünyada ise 5'inci sırada olan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralini, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan katıldığı törenle hizmete aldığını ve bunun da şimdilik son halka olduğunu belirtmeyi borç bilirim. Yerinde üretim-yerinde tüketim anlayışıyla tüketicilerin taze, ucuz ve en az fireyle sebze ve meyveye ulaşımını sağlamak amacıyla Kent Tarımı uygulamalarını yaygınlaştıracağız.
Bu kapsamda, jeotermal kaynaklarımızın yanı sıra rüzgâr, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının da kullanılacağı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerini hızla yaygınlaştırıyoruz. Böylelikle kent tarımı uygulamalarımıza da önemli bir ivme kazandırmış olacağız. Üreticilerimizin güçlendirilmesi, tedarik zincirinin kısaltılması, maliyetlerin azaltılması, ölçek ekonomilerinden faydalanılması ve fiyatların istikrara kavuşturulması amacıyla üretici birliklerinin kurumsal kapasitelerini geliştireceğiz. Üretici birliklerimizin derecelendirilmesi çalışmasıyla niteliği yüksek, birleşen ve güçlü örgütlerin ortaya çıkmasını amaçlıyoruz."
"Su kaynaklarının korunmasıyla ilgili yeni çalışma"
Bakan Kirişci, bakanlığın yetkilerinin bir kısmını, özel sektördeki yetkin meslek mensuplarına devrederek Yeminli Tarım Müşavirleri marifetiyle kullanılmasını sağlayacaklarını belirtti.
Küresel bir oyuncu olma hedefine uygun şekilde tedarik kaynaklarını çeşitlendirmek için yurt dışında faaliyet göstermek isteyen müteşebbislere, rehberlik hizmeti sunmak amacıyla ülke masaları oluşturduklarını anlatan Kirişci, böylece üreticilerin bilgi ve tecrübesini de uluslararası alanda katma değere dönüştüreceklerini söyledi.
Su kaynaklarının korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, verimli ve ihtiyaç önceliklerine uygun olarak sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve kullanılmış suların tekrar kazanılması amacıyla yeni bir çalışma başlattıklarını bildiren Kirişci, bunun, mevzuat değişiklikleri gerektiren kapsamlı bir konu olduğunu, çalışma tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi.