Köşe yazarı ve spor yorumcusu Hıncal Uluç, 83 yaşında hayatını kaybetti. Nasıl Bir Ekonomi gazetesi yazarı Vahap Munyar, Hıncal Uluç'un vefası üzerine bir yazı kaleme aldı.
Vahap MUNYAR / NASIL BİR EKONOMİ
Yazı yazarken dostunu bile tanımaz, en sert ifadeleri kullanırdı
1987 yılı Mayıs ayında Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü bursuyla İngilizce eğitimi için gittiğim Londra’dan döndükten birkaç gün sonra meslektaşım Umur Talu aradı:
- Sabah Gazetesi (Dinç Bilgin) ve Gelişim Yayınları (Ercan Arıklı) ortaklığında yeni bir gazete hazırlıyoruz. Seni de yazıişleri müdürleri arasında görmek istiyoruz.
Umur Talu’nun teklifi üzerine Hürriyet Gazetesi’nden ayrıldım, Gelişim Yayınları’nın Levent’teki merkezinde Söz Gazetesi’nin hazırlıklarını sürdüren ekibe katıldım.
Söz Gazetesi’nin 6 ay süren hazırlık döneminde meslek büyüğüm Hıncal Uluç’u yakından tanıma şansı yakaladım. Söz Gazetesi’nden ayrıldıktan sonra sadece bazı organizasyonlarda karşılaşır olduk.
O dönemde Gelişim Yayınları’nın dergilerinin beyin takımının önde gelen isimleri arasında yer alan Hıncal Abi, zamanla Sabah Gazetesi’nin köşe yazarları arasına katıldı. Sporda taraftar yazarlığın öncüsü oldu. Ardından toplum-yaşam içerikli köşesiyle öne çıktı.
Hem spor yazılarında, hem toplum-yaşam içerikli köşesinde övgüde de, eleştiride de çıtayı yüksek tutardı. Hürriyet Gazetesi’nde Ekonomi Müdürü iken beğendiği sayfalarımızı rakip gazetede olmasına rağmen açıkça över, eksik, hatalı bulduğu noktalarda da alabildiğine eleştirirdi.
Hıncal Abinin benzeri tondaki yazılarına köşe yazılarım ve Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği dönemimde de muhatap oldum.
Hıncal Abi’nin bu tutumunu en iyi tanımlayanlardan biri Polat Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Polat oldu.
Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki cenaze namazı sonrası meslektaşım Mehmet Arslan’la birlikte sohbet ettiğimiz Polat, Hıncal Uluç’la dostluğunu şöyle anlattı:
- Hıncal Abi’yle çok yakın dostluğumuz vardı. Ancak, Galatasaray Başkanı olduğum dönemde beni yerden yere vuran yazılar da yazdı. O zaman, “Hıncal Abi, bu yazılar dostluğa sığar mı?” derdim. Yanıtı, “Yazı yazarken dost ayırımı yapmam, gereken neyse yazarım” yanıtı verirdi.
Polat, ardından şu noktanın altını çizdi:
- Hıncal Abi’ye “off the record” dediğimde de yazılmaması gerekenleri yazmazdı. Sözünü tutardı.
Dün son yolculuğuna uğurladığımız Hıncal Abi’ye Allah’tan rahmet diliyorum…