Kahramanmaraş merkezli 10 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerde ikinci dönemin uzaktan eğitim yoluyla yapılacağını açıklamıştı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri kararı protesto etti.
Beyazıt Ana Kapısı önünde eylem yapan öğrenciler, "Neden ilk vazgeçilen eğitim oluyor" dedi.
Öğrenciler adına açıklama yapan Lisan Alayoğlu, Depremin yaralarını sarmak için durmaksızın dayanışma kampanyalarıyla büyük bir seferberlik içinde olduklarını vurguladı.
DAHA BÜYÜK SORUNLARI TETİKLER
Alayoğlu şöyle konuştu:
"KYK yurtlarının depremzedelere açılması ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi kararını daha büyük sorunları tetikleyecek, yanlış bir adım olarak değerlendiriyoruz. Evlerini kaybetmiş insanların uzaktan eğitim ile derslere verimli bir şekilde katılmaları beklenemez. Depremzede öğrencilerin eğitim alabilmesi için sağlıklı yaşam koşullarına erişebilmesi, güvenliklerinin sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar sağlanmadan gerçekleştirilen bir eğitim süreci, depremzede arkadaşlarımızın eğitim haklarından büyük ölçüde mahrum kalmasına neden olacaktır."
"Pandemi döneminde edindiğimiz deneyimlerde eğitimin niteliğinin giderek düştüğü, öğrencilerin akademik açıdan ilerleyemediği bu süreçte laboratuvar ve uygulama dersleri yapılamaması sebebiyle uzun vadede, bu dersleri alamayan öğrencilerin meslek hayatlarında zorlanacakları açıktır. Uzaktan eğitimin üniversite öğrencilerinin üzerindeki olumsuz etkinin çeşitli fiziki, üniversite kaynaklı, psikolojik ve demografik faktörlerden kaynaklandığı gösterilmiştir."
DEPREMZEDE ÖĞRENCİLERİN ERİŞİM İMKÂNLARI GÖZ ARDI EDİLİYOR
"Pandemi sürecinde dahi teknolojik adaletsizliğin söz konusu olduğu uzaktan eğitim modeli, depremzede öğrencilerin erişim imkânları göz ardı edilerek yürürlüğe geçirilmiştir ve altyapısı yeterli sayılabilecek illerimizde dahi internet erişiminin ve bağlantı sorunlarının yaşattığı güçlükler hayatımızın birer gerçeği iken evlerinden uzakta, yeni bir düzende bu altyapıya sahip olmayan depremzedeler için çok daha zorlayıcı bir süreç olacaktır."
Eğitimin bir parçası olan sosyalleşmenin mekânı olarak kampüslerimizden koparılmamız geçmişte de tecrübe ettiğimiz üzere büyük psikolojik yıkımlara yol açmıştır. Bunun tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Yüz yüze eğitim hakkımızın elimizden alınmasını kabul etmiyoruz."
NEDEN OTELLER DEĞİL YURTLAR?
"Neden depremzedeler otellere, toplu konutlara değil de hâlihazırda fiziki açıdan öğrencilere yetersiz gelen ve yalnızca 800 bin kapasiteli yurtlara yerleştirilmektedir? Türkiye, turizminin; İşletme Belgeli ve Belediye Belgeli otelleri 2021 Aralık ayındaki verilere göre bir milyon 639 bin 626 yatak sayısına sahipken. Bunun yanında, İstanbul Planlama Ajansı’nın verilerine göre sadece İstanbul’da bir milyon 800 bin konut boş durumdayken neden özel ve kamunun konaklama olanakları yeterli şekilde seferber edilmemektedir? Neden her kriz durumunda ilk vazgeçilen eğitim olmak zorundadır? Van depreminden bu yana hâlâ konteynerlerde yaşayan insanların olduğunu biliyoruz. Bu meselenin 6 ayda ya da bir yılda çözülemeyeceğini de biliyoruz, depremzedelerin hayatlarını yeniden kurabileceği şekilde planlı ve kapsamlı kararların ivedilikle alınmasını talep ediyoruz."