TRT Türk ekranlarında Ömer Öztürk'ün sunumuyla ekrana gelen 'Vapurda Çay, Simit, Sohbet' programına bu hafta ünlü tiyatrocu Nedim Saban konuk oldu. Şehir Hatları vapurunda gerçekleşen sohbette, oyuncunun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde oldu:
"Oyuncunun ruhu tiyatrodan beslenir
Tiyatro,bir oyuncu için okul gibidir.Türkiye’de maalesef çok iyi oyuncularımız tiyatro yapmıyor, yapamıyor. Sorun sadece tiyatroya zaman ayıramamak da değil. Oyuncuların üstünde birtakım baskılar var,dizi yayından kalkacak mı,paramı alabilecek miyim gibi. Bir de çalışma saatleri çok uzun. Dolayısıyla oyuncular kendilerini üretmeye hazır hissetmiyorlar. Zaten belirli bir süre sonra da dizilerden tiyatroya dönmek çok zor oluyor.
Tatlı macerası bitti
Tatlıcı Tombak, boynuz kulağı geçecek kadar büyümüştü. Muhallebi tiyatrocuyu geçmişti. O yüzden çok profesyonel bir ekibe devrederek ,bu macerayı bitirdim. Fakat çok güzel günler yaşadım. Muhallebi kazanının başında işçi arkadaşlarla beklerken aldığım keyfi başka bir yerden alamazdım. Bana manevi anlamda çok büyük zenginlikler kattı. Zaten ben sade yaşamayı seven biriyim.
Kitap uyarlamaları zor
Leyla’nın Evi için en büyük korkularımızdan biri şuydu. Seyirci kitabı okumuş olarak izliyorsa hayal kırıklığına uğrayabilirdi. Çünkü kitabı okurken aynı zamanda da kafamızda onu hayal ederiz. Uyarlama bir eseri tiyatro veya sinemada izlediğimiz zaman işte bu yüzden aynı etkiyi alamayabiliyoruz. Fakat Leyla’nın Evi’ni izlemeye her gelen kitap kadar etkilendiğini söyledi ki bu bizi çok mutlu ediyor.
Seyirci televizyon karşısında ağlamayı,tiyatroda gülmeyi tercih ediyor
Evde bir yandan yemek yapıp bir yandan ev işleriyle ilgilenirken insanlar ağlamayı seviyor. Belki de tiyatroda ağlamaktan biraz utandıkları için bu sefer komedi daha cazip geliyor."