UMUR TALU: BOYUN EĞRİYSE KELİME DİK DURMAZ

Umur Talu bugün Mehmet Metiner'in son dönemde başına gelen olaylarla ilgili bir yazı kaleme aldı... Talu, Metiner için neler dedi? İşte Umur Talu'nun bugünkü o 'sert' yazısı...

Google Haberlere Abone ol
UMUR TALU: BOYUN EĞRİYSE KELİME DİK DURMAZ

Umur TALU/HABERTÜRK


Boyun eğriyse kelime dik durmaz!


1. Hakiki geçim korkusu;


2. Harbiden ölüm veya öldürülme korkusu.


Bu durumdaki biri ise, üstüne konuşurken frene basmak isterim.


Çünkü, zaaf gibi görülecek korku, sahici bir şeydir.


İsterse sübjektif olsun, istersek zayıflık sayalım; hele aynı tehdide maruz kalmayanın anlaması zordur.


 


***


 


Fakat tek çare, bir gücün, güçlünün gölgesine sığınmak mıdır?


Yüz binlerce, milyonlarca insanın her gün maruz kaldığı bu tehditlere karşı; onlardan farklı olarak, imkânın ve fırsatın var diye, bir güce, boyun eğerek yanaşmak mıdır?


Hele aydın olduğunu iddia ediyorsan; entelektüel seviyene hayran kalalım da, soruların, sorgulamaların, bağımsızlığın, itirazların, isyanların ne olacak?


Korku dağları beklerken bile, o dağlarda yalnızlığı da göze alamıyorsak, bir bağda asma yaprağı mı olacağız gülüm?


Salkım salkım arasında, öyle salkıma yapışmış, sıkışmış bir üzüm?


 


***


 


Karakter yargılayacak değilim.


Ayıptır, utanırım.


Ama fiilen ortada, kamuya açık bir durum var Mehmet Metiner!


Söz hakkın alındığında, kısıtlandığında…


Ölümle tehdit edildiğinde…


Elimizden, dilimizden tabii kelimeler gelir ancak; kim olursa olsun, seferber edelim.


İnsanın, düşünmesinin değil, düşüncelerinin değişmesini de elbet kabul edelim:


Hakikaten hak ve hakikat evreninde, kendinde yeni bir yolculuk eseriyse; aklı ve vicdanı içtenlikle kestiriyorsa; eskiye dair esaslı özeleştiri bir yandan bugün için de samimiyet beyanı oluyorsa.


Ama bu durum o durum değil Hocam!


İnsan, hele aydın iddialı biri, söze dair iki şey yapar:


1. Kelimelerini tartar;


2. Kelimesini satmaz; yarı yolda bırakmaz.


Biri; insanlara, düşüncelere, herkesin haysiyetine saygıdır.


Diğeri; kendi haysiyetine, zihnine, isyanlarına, yolculuğuna saygı.


 


***


 


Ne hakaret edecektin…


Ne boyun eğecektin, kelimeni bükecektin!


Yolculukta viraj alıyorsan; sebeplerini derin izah edecektin.


Başbakan’a eski sert eleştirini önce inkar edip sonra bir kalemde êğip büküp satıyorsan…


Öyle o gün Cahiliye Devri filan olduğundan değil…


Bugün Dahiliye Devrine dahil olduğundan.


Bağımsız olması gereken vicdanını ve aklını, bir otoritenin yakın tahakküm alanına koyduğundan; sesini, sözünü, kelimeni mecburen parmak çocuk kıldığından. Saray’a girdiğinden.


Bugün de geçmişte de nicesinin hikayesi gibi.


 


***


 


Hayat bazı şeyleri kaldırmaz:


O günkü sözlerine ihanet edersen; bugün artık ağzından söz çıkmaz.


O gün neysen, ne demişsen bu kadar süflileştirip değersizleştirirsen; bugün ağzından çıkanın da hiçbir değeri olmaz.


Özeleştiri akılda yoğrulur ama kalpten gelir.


Özeleştiri buyruk ve kuyruk eseri değildir.


Özeleştiri de bağımsızlık, (kendine) itiraz, (kendinle) hesaplaşma ameliyesidir.


Özeleştiri kimsenin kapı kulluğunda, bir emir komuta amelesi değildir!


Ölüm korkusuyla bile değil; otorite korkusuyla kelimesine boyun eğdiren, kelamını da kafadan boyunduruk altına sokar.


Kendini bir kez böyle kökten inkar edersen, kendin de seni hepten inkar eder.


 


***


 


Hata ise, zamanında kabul edilip ikbal beklemeden dilenen bir özrü insanca sayarız…


Geçim ve ölüm korkusunu anlarız da…


Boyun eğme tutkusu başka şeydir!


 


***


 


Tabii kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.


Bir yandan kendimizle de yüzleşmek üzere ve yüzleşemeyen başkalarının siyasi macerasının da çok farklı iklimlere düşmediğini düşünerek.


Oturup mesela onca milletvekilinin bağımsız kişilik, akıl, vicdan taramasını yapacak değiliz.


Zaten çoğunun böyle bir iddiası hiç olmadı.


Keşke olsaydı; zihnimiz ve yolumuz daha açık olurdu.


Bu aile, eğitim, işyeri, askerlik, erkeklik, cemaat, cemiyet, aşiret, siyaset, örgüt, devlet, şiddet otoritesi ve kulluğu kültüründe; boş umut!


Lakin, kimileri var ki…


Bir şekil bilmiş, önemsemişsin…


Yediremiyorsun, kurşun asker olmasını.


Hadi, yine kurşun eritmeye, demek istiyorsun!


 http://www.haberturk.com/yazarlar/umur-talu/667715-boyun-egriyse-kelime-dik-durmaz

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin