Ortodokslar için Noel olarak bilinen 7 Ocak tarihi yaklaşırken Rus Ortodoks kilisesinde bir ateşkes çağrısı yapıldı. Vladimir Putin’in de resmi açıklamasıyla talep Ukrayna tarafına iletildi. Zelenski, kısa bir süre içinde teklifin reddedildiğini açıkladı. Bugün, teklifin reddedilme sebebine gelmeden önce neden böyle bir beklentinin oluştuğunu anlatacağım, çünkü Noel ateşkesinin tarihsel bir geçmişi var.
Modern savaşın doğası “centilmenlik, şövalyelik” gibi kavramları kaldırmıyor. Şehirlerin bombalandığı, sivillerin öldüğü ve milletlerin tamamen parçası olduğu topyekün savaşlardan bahsediyoruz. 1. Dünya Savaşına katılmak için sıraya giren gençler de şövalye olacaklarını sanarak gittikleri cephede korkunç deneyimler edindiler. Kısa bir sürede düşmanın kim olduğu ve neden savaşıldığı gibi motivasyonlar havaya karışmıştı.
İşte ölümün kol gezdiği ve şartların askerler için berbat olduğu böyle bir ortamda savaşın ilk Noel’i 1914’te gelmiş çatmıştı. Belçika’da cephede olan İngiliz makineli tüfekçi Bruce Bairnsfather çamur içinde ıslaklıktan yakamadığı sigarasına hayıflanırken bir müzik sesi duydu. Akşam 10 civarıydı. Cephenin diğer tarafından şarkı söylendiğini fark etti. Noel şarkılarını tanıyan İngiliz askerleri tek tük eşlik etmeye başladılar şarkıya.
Durumu fark eden Almanlardan birisi kırık İngilizcesiyle “buraya gelin” dedi. İngiliz cevap verdi; “sen yarı yolu gel ben de kalanını, ortada buluşalım.”
Askerler cepheyi terk etmeye başladılar. Aylardır sadece mermilerin uçuştuğu orta noktada düşmanlar kol kola şarkılar söylüyor, dans ediyor ve yiyecek içecek takası yapıyorlardı.
Noel bitti ve tekrar düşman oldular. Bu insiyatifi ise yerel komutanlar almıştı. Sadece Belçika’da değil uzun cephenin bir çok noktasında ateşkes ilan edilmişti. Tabii hiç bir şey resmi değildi. Bahaneyle kurulacak dostlukların askeri kabiliyetleri düşüreceği düşüncesiyle bir daha benzerinin olması yasaklandı. Savaş boyunca Noel’de düşmanla iletişim kuranların cezalandırılacağı söylendi.
2. Dünya Savaşı’nda küçük bir ateşkes
İkinci Dünya Savaşı’nda düşmanlık o denli boyuttaydı ki askerler genel olarak birbirlerinden nefret ediyorlardı. Resmi olmasa bile genel bir ateşkes pek istenen bir şey değildi.
Ancak özel bir durum vardı. 1944 yılında çaresiz kalmış Almanya’nın yaptığı son taarruz Ardennes muharebesi devam ederken bir kaç yaralı Amerikan askeri yine Belçika sınırları içinde kayboldular. Noel gecesi rastladıkları bir evde 12 yaşında çocuğuyla birlikte yaşayan bir kadın buldular. Elisabeth Vincken, Aachen şehrinde evi bombalandığı için Ardennes’de bir kulübede yaşamaya başlamıştı. Vincken, yaralı Amerikan askerlerini içeri aldı. Sadece kısa bir süre sonra kapı bir daha çaldı. Elisabeth’in oğlu Fritz kapıyı daha fazla Amerikalı bekleyerek açtığında karşısında Alman askerlerini gördü. Annesine “yalnız olup olmadığını” sordular.
Düşmanı saklamak suçtu ve cezası idamdı. Bundan çekinen Elisabeth evinde “pek hoşnut olmayacakları” misafirler olduğunu söyledi. 23 yaşındaki onbaşı Elisabeth’e “bu kutsal gecede kan akmayacak” dedi ve içeri girdiler. Diğer askerlerin yaşları 15-16’yı geçmiyordu. Elisabeth yemek yaparken askerler yavaştan kaynaştılar. Almanlar Amerikalıların yaralarını tedavi etti. Şarkılar söylendi ve yemekler yendi.
Sabah olduğunda ise dağılma vakti gelmişti. Alman onbaşı Amerikalılara kendi cephelerini bulmaları için bir harita ve bir pusula verdi. El sıkıştılar ve yola koyuldular.
Bu hikaye savaştan sonra çokça konuşuldu. Ronald Reagan, 1985’te Almanya’da yaptığı konuşmada barışın önemini vurgu yaparken bu olaya değindi. O günleri hatırlayan Elisabeth’in oğlu Fritz yıllar sonra o geceki askerleri bulmak için çalıştı didindi. 1996 yılında yaralı Amerikan askeri Ralph Blank’le bir araya geldi. Almanların verdiği harita ve pusulayı hala koruyordu Blank. “Annen benim hayatımı kurtardı” dedi Fritz’e. Alman askerleri ise asla bulunamadılar.
Ukrayna’da ateşkes
Noel ateşkesi popüler kültürde de yerini buldu. Her Noel olduğunda bu ateşkesin bir anması yapılır. Bu nedenle 2. Dünya Savaşı’ndan beri gördüğümüz en korkunç savaş devam ederken benzer bir Noel ateşkesinin olması beklendi. Bunda Rusya ve Ukrayna’nın tarihi bağları da rol oynuyordu. Ortodoks kilisesi böyle bir çağrı yapınca Putin de resmileştirdi ancak teklif reddedildi.
Teklifin reddedilmesi pek şaşırtıcı değil. Rusya “kendi toprağı ve kendi halkı” ilan ettiği Ukrayna halkıyla “buzları eritecek” her olayı kullanacaktır. Rus ve Ukraynalı askerlerin birlikte fotoğraflarının çekilmesi batıdaki Rus imajını da biraz yumuşatacaktı.
Ukrayna için ise durum farklı. Rus kimliğinden komple kurtulmak isteyen bir ülkeden bahsediyoruz. Rusça dili yasaklandı. Rus yazar ve sanatçıların heykelleri indirildi. “Ulusal güvenlik” bahanesiyle Ortodoks kilisesini bile kapattılar. Dahası savaşın devamından yana olan batının böyle bir ateşkese sıcak bakmamasına şaşırmamak lazım.
Zelenski’nin “Rusya’nın maksadı Donbass’taki ilerleyişimizi durdurmak” açıklamasının ise mantıklı bir karşılığı yok. Ukrayna tarafı uzun zamandır büyük bir taarruza kalkışmıyor. En azından şu an az da olsa ilerleyen taraf Ruslar.
Ukrayna tarafı reddetse de Rusya ateşkesi tek taraflı olarak yürürlüğe soktuğunu duyurdu. Ukraynalılara göre Ruslar bu süre boyunca kendi kontrolündeki bölgelerde “yanlış bayrak operasyonlarıyla” saldırılar olduğunu duyuracak ve dünya kamuoyunu kendilerinin barış istediği yönünde ikna etmeye çalışacak. Bu iddia doğru olsa da olmasa da Ukrayna’nın çatışmayı sürdürmesinden dolayı Ruslar propaganda malzemesi çıkaracaktır.
Belli ki önümüzdeki haftalarda Ukrayna’da şiddetin dozu artacak. Kısa süreli de olsa şiddetin durması dünya adına iyi olabilirdi.