Doruk/bizibozmaz.com
Yazılı medya, internet ve paylaşmanın dayanılmaz zorluğu…
Medya’da şu aralar dönmeye başlayan bir tartışma var ki belki de göründüğünden çok daha fazlasını haber veriyor. Tartışmanın içinde 1984 George Orwell, dedikodu ve devlet tarafından izlenme bile geçiyor. Yani tartışmanın alevleri her yeri sarmış!
Tartışmanın konusu artık bir çoklarının bildiği ve son yıllın en popüler sosyal ağı Twitter. 140 karakterlik mesajları sizi takip edenlerle paylaştığınız ve gerçek zamanlı olmaya en yakın sosyal ağlardan biri olan Twitter, şu an medyanın popüler isimlerini bünyesine katmanın kaymağını yemeye başladı. Bu tartışmanın ana odak noktası ‘medya insanlarının’ oralarda neler konuştuğu üzerine.
Ben diyorum ki; bu işin en önemsiz kısmı. Zira zaten oralarda konuştukları şeylerin benzerlerini köşelerinde yazıp, TV programlarından söyleyip karşımıza geliyorlar. Benim ilgimi çeken bu tartışmalar eşliğinde ortaya çok iyi bir veri çıkması.
Buna veri derken analizci arkadaşlar bana kızmasın, oturup iyi bir uygulama yazıp ciddi bir veri toplamadım. Zira hem kod yeteneklerim hem de zamanım şu an için buna uygun değil. Ama el emeğiyle toplanan verinin de önemi ayrı oluyor.
Olay paylaşmaktır!
Twitter’ın birçokları
tarafından ana haber kaynağı ve bilgi kaynağı haline gelmesinin
arkasında 140 karakterlik mesajın içine web adresi kısaltıcı
servisler sayesinde haber kaynaklarını, videoları veya fotoğrafları
paylaşabilmeniz yatıyor. Bu sayede çok hızlı bir şekilde önünüze
gelen her hangi bir bilgiyi kaynağıyla birlikte sizi izleyenlerle
paylaşabilir ve daha da önemlisi arama motorları bu verileri
indekslediği için bütün dünyaya duyurabilirsiniz. Örneğin popüler
bir olay hakkında yazı yazmaya başlamadan önce ilk yaptığım
şeylerden biri One Riot gibi bir gerçek zamanlı arama motorunu
kullanıp bu konuda dönen en sıcak gelişmeleri öğrenmek oluyor.
Bu gelişmeleri öğrenmemin nedeni insanların 140 karakter ile dünyanın bilgilerini vermeleri değil linkler paylaşarak olayın bilgi tabanını geliştirmeleri yatıyor. Bu da hem sıcak hem değerli bilgiye ulaşmanın kolaylaşmasını sağlıyor. Bu da demek oluyor ki olay paylaşmaktan geçiyor bir şekilde.
Bizim medya karakterlerimizin bir kısmının Twitter akıntılarını incelediğim de ortaya çıkan bu; nadir durumlar harici zaten herkesin bildiği Medyatava veya ana gazetelerin linklerinden başka kaynak bulmak pek mümkün değil.
Bu da konuşmaların kişisel mesajlar ve konuşmalar olduğunu gösteriyor. Haliyle bu konuşmalar dünyada yaşayan milyarlarca insan arasında olsa olsa 2000-3000 tanesini ilgilendiriyor. Bu bakış açısıyla ulaştığımız sonuç şu; dönen tartışmalarda ortaya konan siz twitter’da şunu yapıyorsunuz siz bunu yapıyorsunuz yorumlarının alıntında yatan sebep kitlenin bunu yapması ve istemesi değil başka bir şey bilmemesi. Web’in ana mantığını anlamadan onu kullanınca ortaya genel olarak yetersiz ve zayıf sonuçlar çıkması kaçınılmaz. Haliyle bu sonuçların bu kadar popüler insanlardan gelmesi de olayın yayılmasında çok önemli bir neden oluyor.
Sonuç olarak bu tartışmalar kendilerinden daha büyük bir başlığı gözler önüne seriyor. Türkiye medyasının köşe başlarında konaklayan insanların birçoğunun web hakkında pek bir fikri yok. Peki web hızla ilerlemeye başladığına göre bu insanların bulunduğu gemilerin batmasını kim engelleyecek.
Zira Amerika’da gazetelerin yazarları, fotoğrafçıları ve tasarımcıları web olayını kavramak için canlarını dişlerine takmışken buralarda işlerin bu seviyede yürümesi acaba Türk medyasının geleceğinin nasıl olacağına dair bir mesaj veriyor olabilir mi bize?
www.bizibozmaz.com