2006 yılında ülkesinde gördüğü baskılardan dolayı yurtdışına kaçan Doğu Türkistanlı Uygur Türkü yönetmen Abdurahman Uygur Öztürk Türkiye'de ilk sinema filmini çekti.
Kardeşlik, dostluk gibi duyguları anlatan 'Beyaz Balina' filminin yapımcılığını ERK Film yaparken oyuncu kadrosunda da Efe Karaman, Kaan Ürkmez, Erden Alkan, Umut Karadağ, Güneş Sayın, Burak Çimen, İbrahim Öner bulunuyor.
80'li yıllarda geçiyor ve hayatları Anadolu’nun ücra bir köyünde kesişen Ali ve Vahap'ın hikayesini anlatan filmin özeti de şöyle:
Anne ve babasını kaybettikten sonra büyük şehirden dedesinin köyüne gelen Ali ile köyün yaramaz çocuğu Vahap’ın önceleri iki düşmanken sonrasında aralarında bir dostluk başlar. Annesinin Ali’ye okumaya başladığı ama bitiremediği ‘Moby Dick’ romanı bu ikilinin ortak tutkusu olur. Annesinin yarım bıraktığı hikayenin sonunu merak eden Ali için köyün yaramaz çocuğu Vahap hikayeyi tamamlamaya karar verir. Fakat kitabı bulup okumak hiç de kolay değildir.
Uygur Öztürk film için de şöyle konuştu
2010 senesinde Türkiye’ye geldim. İlk etapta sinema sektörünün içine girme yollarını aradım. Çünkü bu sektör ile çok küçük yaşta tanıştım ve artık sinema benim hayatım oldu. Türkiye’de hiç kimseyi tanımıyordum. Evet, çok uğraştım. Türk tarihi ve Uygurlarla ilgili belgeseller çektim. Ve 2014 senesinde ilk sinema projemi yapmaya karar verdim. En başta ‘nasıl bir hikaye ile piyasaya girmeliyim?’ sorusunu sordum kendime. Ve sonunda kendi bildiğim ve yaşadığım coğrafya olan Doğu Türkistan’da geçen, gerçek bir öyküyü sinemaseverlerle buluşturmaya karar verdim. Tabii ki ‘Beyaz Balina’nın senaryosu önce Ozan Akıncı sonra Sühan Bozdağ tarafından Türkiye’ye uyarlanıp kurgulandı. Benim bu projeye başlarken iki amacım vardı. Biri, güzel bir yapımla Türkiye’deki sinema sektörüne girmek. İkinci amacım ise, yaptığım işin bir şekilde izleyiciye hizmet etmesiydi. Hikayemizde yer alan asla arkadaş olamayacak kadar zıt karakterde iki çocuğun dostluğu, izleyende tatlı bir tebessüm bırakacak. Benim hedefim ise 80'li yıllarda Anadolu’nun fakir bir köyünde zor şartlarda yaşayan bu iki çocuğun hayal dünyalarının genişliğiyle gösterdikleri çabaları yansıtarak Anadolu’daki çocukların kitap okuma isteğini artırmak oldu. Öte yandan uluslararası festivaller aracılığıyla Türkiye’deki çocukların okumaya ne kadar hevesli olduğunu göstererek Türkiye’nin tanıtımını yapmayı hedefledim. Çünkü ben kendi ülkemdeki baskılardan dolayı Türkiye’ye geldim. Ve Türkiyebana sahip çıktı. Bu film, benim vefa borcum…