Sağlık Bakanlığı 2022 ilaç fiyatlandırmasında 1 Euro karşılığını 6,2925 Türk Lirası olarak belirledi ancak güncel kurun 16 Türk Lirası seviyesine yükselmesi, ilaç sevkiyatında aksamalara neden oldu. İlaç ithalatının yanı sıra yurt dışından hammadde ve yardımcı madde tedarikinde de sorunlar arttı.
508 KALEM İLACA YÜZDE 200'E VARAN ORANDA ZAM
İlaç temini ve fiyatları konusundaki belirsizlik sürerken Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurulu, 508 kalem ilaca yüzde 1-200 oranında ‘fiyat artışı’ gerçekleştirdiğini açıkladı.
Söz konusu zammın, ilaca erişimdeki sıkıntıyı gidermek adına yapıldığı belirtilse de hem bu hamle yeterli olmadı hem de fiyat artışı tepki çekti. Sağlık sektöründeki pek çok isim önümüzdeki aydan itibaren ilaç sıkıntısının büyüyebileceği görüşünde.
İlaç tedarikine ilişkin zorlukları, Medicana Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bengi Başer ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul'la konuştuk.
Türkiye'de ilaç yokluk seviyesinin alarm verdiği uyarısı yapan uzmanlar, çözümün doğru ve akılcı politikalarla kalıcı bir adımdan geçtiğini savundu.
Prof. Dr. Başer: Yerini Başka Bir İlacın Tutmayacağı İlacı Bulamıyoruz, Hastalarımız Çok Acı Çekiyor
Özellikle hipertansiyon ve kalp yetmezliğiyle ilgili ilaçların piyasada zor bulunduğunu ileri süren Prof. Dr. Bengi Başer, ‘Digoxin elimizde eşdeğeri olan bir ilaç değil. Kalp yetmezliklerinde, bazı ritim bozukluklarında önemli bir ilaç. Tehlike büyük, yerini başka bir ilacın tutmayacağı ilacı bulamıyoruz. Hastalarımız çok acı çekiyor. İlaçların dozlarını bulamıyorsunuz, bu nedenle aynı tabletten 2-3 tane kullanmak zorunda kalabiliyorsunuz’ şeklinde konuştu.
‘Kalp Yetmezliğinde Kullanılan Pek Çok İlaç Pahalı Olduğundan Geri Ödemeye Alınmıyor’
Prof. Dr. Bengi Başer’e göre kritik olan bir diğer nokta ise bazı ilaçların geri ödeme kapsamına alınmaması. Başer, bu durumu ‘Örneğin kalp yetmezliğinde kullanılan pek çok ilaç var ama pahalı olduğundan geri ödemeye alınmıyor. Aslında bu ilacı kullanan hastaların, hastane yatışları düşünüyor. Devletin ya da sağlık sisteminin onlara yapacağı harcamalar, uzun vadede çok daha düşük olabilecekken, bu ilaçları insanlar ceplerinden ayda 600-700 TL vererek almak zorunda kalıyor’ sözleriyle yorumladı.
‘İlacı kestiğimizde hastalar klinik olarak bozuluyor’
Türk lirasının döviz karşısındaki değer kaybının da hastaları olumuz etkilediğine dikkati çeken Başer, maliyetin artmasıyla insanların bu ilaçları alamaz hale geldiği uyarısını yaptı.
Prof. Dr. Başer, yaşananlardan en çok kronik rahatsızlığı olanların etkilendiğini de aktardı: ‘Biz bu ilaçla bu insanları çok daha rahat ayakta ve sağlıklı tutarken, ilacı kestiğimizde hastalar klinik olarak bozuluyorlar. Sonuç olarak bu ilaçla ilgili sıkıntımız çok büyük ve özellikle de bizim hasta grubumuz gibi hastaları, yani kronik hastaları çok derinden etkiliyor.’
Bengi Başer sözlerini, doğru politikalar yürütülerek kalıcı bir çözüm üretilmesinin şart olduğunu belirterek noktaladı.
Prof. Dr. Ertuğrul: Hasta Piyasada Oluşan Yüksek Fiyata Rağmen Ürünleri Kendisi Almak Zorunda Kalıyor
Enfeksiyon Hastalıkları Prof. Dr. Bülent Ertuğrul da bazı ilaç kalemlerinde tedarik sıkıntısının alarm verdiği görüşünde. Türkiye'nin ilaç ve hammaddeyi ağırlıklı yurt dışından temin ettiğine vurgu yapan Ertuğrul, kendi ilacını üreten bir ülke haline gelebilmek için çalışmaların hızlandırılması gerektiğini savundu.
Yurt dışından getirilen ilaçlar dövize endeksli olduğundan fiyatların yüksekliğine dikkati çeken Prof. Dr. Ertuğrul, ‘Bakanlığın belirlediği euro kuru çok düşük kalıyor. SGK kamu fiyatı belirliyor ve 'Bundan fazlasını ödeyemem' diyor. Tehlike büyüyor’ yorumunu yaptı.
Enfeksiyon hastalıkları ile birlikte yara bakım bölümünde de görev yapan Bülent Ertuğrul, özellikle bu bölümde ilaçlarla ilgili sıkıntı yaşandığını ifade etti.
Bazı ürünlerde hastaların ilaç ücretlerini kendileri karşılamak zorunda kaldığını da belirten Ertuğrul, ‘Yara bakım bölümünde bazı ilaçlar, SGK'nın belirlediği fiyat yurt dışından getirmeye yetmediğinden, firmalar SGK üzerinden satış yapmıyor. Yurt dışından getirme maliyeti çok yüksek. Hasta o ürünleri piyasada oluşan yüksek fiyata rağmen kendisi almak zorunda kalıyor’ dedi.
Özellikle üniversite hastanelerinin çoğunun borç içinde yüzdüğüne değinen Prof. Dr. Ertuğrul sözlerini şöyle tamamladı: ‘Diyelim ki SGK'nın 1000 lira fiyat belirlediği bir ilaç var. Hastane, temin için ihaleye çıkıyor ama depolar geliyor ve diyor ki 'Ben bu ürünü ancak 1100-1200 liraya verebilirim çünkü üniversite hastaneleri borcunu 1-2 yılda ödüyor.
Araya fark koyup kendimi korumam gerekli. Hastane de zarar ettiğinden bu ilacı alamıyor. Çünkü alsa en az 1100 TL ama SGK, 1000 lira vereceğinden zararlı çıkacak.
Ama bu durumda depo da haklı çünkü parasını 1-2 yılda alamadığından önünü göremiyor. Sonuç olarak SGK'nın belirlediği fiyat ile hastanenin vereceği fiyat örtüşmüyor. Bu durum sürdürülebilir değil. Kalıcı çözüm şart.’
NE OLMUŞTU?
Ankara Eczacı Odası Başkanı Taner Ercanlı geçtiğimiz haftalarda ecza depolarından gelen oranlara göre ilaç yokluk seviyesinin arttığına dikkat çekmişti.
Ercanlı: Ucuz İlaçlar Üretilemez Hale Gelebilir
Taner Ercanlı mevcut ilaç yokluğunun haziran ayından itibaren sadece diyabet, kanser ilaçlarında yaşanmayıp tüm ilaçlara sıçrama riskine de değinmişti.
Mevcut maliyetlerin yüksekliğine dikkat çeken Ercanlı, ‘ucuz’ olarak nitelenen 5-10 liralık ilaçların üretilemez hale gelebileceğini belirtmiş, ‘Kalıcı çözüm için adım atılmalı’ demişti.
Barut: Her 100 İlaçtan 20’si Bulunamıyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Ayhan Barut da geçtiğimiz ay Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) Araştırma Önergesi sunarak ilaç tedarikinde sıkıntı yaşandığını ifade etmişti.
‘İlaç fiyatlandırmasında kullanılan döviz kuru güncellenmiş, ilaç fiyatlarına yüzde 37,43’lük zam yapılmıştı. Fiyat geçişinden sonra birçok ilaç piyasa verilmeye başlasa da yine de her 100 ilaçtan 20’sinin bulunamadığı ortaya çıktı’ diyen Barut, ilaçlara yapılan kur zammı sonrasında özellikle kanser, diyabet ve bazı tansiyon ilaçlarına ulaşılamadığını bulunamadığını ileri sürmüştü.
(Independent Türkçe)