Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Uzmanı olarak
görev yapan Dr. İsmet Eraydın'ın yazıp, yönettiği ve yapımcılığını
üstlendiği, Trabzonlu oyuncuların rol aldığı 'Tepenin Uşakları Orak
Ayı 1980' filmi yarın vizyona giriyor. Trabzon Gazeteciler
Cemiyeti'nde basın toplantısı düzenleyen ve ilk kez uzun metrajlı
bir film çektiğini söyleyen Dr. İsmet Eraydın, şöyle dedi: "Tepenin
Uşakları Orak ayı 1980' filmi tamamen yerel prodüksiyon ile
Trabzon'da çekildi. Türkiye'de benim bildiğim ilk kez tamamen yerel
prodüksiyon ile yapılan filmdir. Kısa film olarak çekime başladık
ama sosyal medyadan gelen olumlu mesajlar sonrası uzun metraj
olarak çektik. Film, 80'li yıllardaki bir Karadeniz köyünü
anlatıyor."
86 OYUNCUNUN 6'SI AMATÖR OYUNCU, 80'İ KÖYLÜ
Eraydın, şu ana kadar yapılmış en gerçek Karadeniz filmini
çektiklerine inandığını belirterek şunları söyledi: "Kanuni Eğitim
ve Araştırma Hastanesi'nde Acil Uzmanı olarak görev yapıyorum. Bu
film için 86 amatör oyuncu ile çalıştık. Bunlardan sadece 6'sı
amatör düzeyde tiyatro oynamış, Diğer 80'i köydeki insanlar.
Şivesi, oyuncularıyla Karadeniz'i anlatıyor. Biz kendi şivemizi
anlayabiliyoruz ama film Muğla'da da, İç Anadolu'da da vizyona
girecek. Türkçe filme ilk kez Türkçe altyazı koyduk. Bu da bir ilk
olacak. Karadeniz şivesi daha iyi anlaşılsın diye bunu yaptık.
Ayrıca filmdeki İngilizce konuşma sahnelerini de Karadeniz şivesine
çeviren altyazı koyduk. İlk başta 20 kopya ile çıkacaktık. Ama
filme yoğun talep olunca 61 kopya ile çıkma kararı aldık. Biz 61'le
özdeşleştik. Aylarda 61'nci gün olmadığı için, tersi 61 olsun diye
16 Ağustos'u vizyona çıkış tarihimiz olarak belirledik. Umarım
filmi yoğun ilgi görür ve biz de emeklerimizin karşılığını alırız.
Yaklaşık maliyet 400 bin TL'yi buldu. Kaynak da tamamen kendi
imkanlarımızla sağlandı."
KÖYLÜ HİKMET'İN HİKAYESİ
Trabzon'un Çiçeklidüz köyünde, 12 Eylül 1980 darbesinin yaklaştığı bir dönemde yaşanan olayları anlatan filmin konusu şöyle:
"Filmin baş karakteri genç Hikmet'in babası Almanya'da çalıştığı için Hikmet, 'evin reisi' konumunda bulunuyor. Kışın okuluna devam edip yaz aylarında çobanlık yapan Hikmet'in en büyük hayallerinden biri öğrenimini ilerletip doktor olabilmek. Ancak, hem okuyup hem çalışmak onun için oldukça zor. Köyün en nüfuzlu ailesinin kızı Züleyha'ya duyduğu aşk eklenince Hikmet'in işi iyice zorlaşır. Yıllardır içinde sakladığı bu aşkı, arkadaşlarından aldığı telkinlerle Züleyha'ya anlatmaya karar veren Hikmet'in karşısında Züleyha'nın babası, Sabri Ağa gibi zorlu bir engel bulunmaktadır. Sabri Ağa'nın kızı için başka planları vardır. Öte yandan çevre köylerin birleşip üzerinde maç yaptıkları 'Tepe' de en büyük takıntılarından biridir ve bu tepe üzerinden köylülere karşı adeta bir savaş açmıştır." (DHA)