A Haber canlı yayına Almanya’dan konuk olan Sabah Gazetesi Genel
Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, davanın Almanya için tarihi bir öneme
sahip olduğunu söyleyerek, ilk kez gizli gerçekleriyle yüzleşmek
zorunda kaldıklarını belirtti. Türk medyasının dava sürecinde büyük
bir sınav vereceğinin altını çizen Şafak, "bu dava Almanya’nın
Ergenekon Davası" dedi.
ALMANYA İLK KEZ GİZLİ GERÇEKLERİYLE YÜZLEŞMEK ZORUNDA
KALDI
Bu davaya ilginin bu kadar tetiklenmesinde Sabah olarak önemli
bir payımız olduğunu düşünüyorum. Zaten burada gerek Almanlar
gerekse vatandaşlarımız Sabah’a olan şükranlarını anlatacak kelime
bulmakta zorlanıyorlar. Bu bakımdan mutluyuz çünkü bir kamu görevi
yapıyoruz. Bu gerçekten Alman ve Türk medyasının da tanımladığı
gibi bu asrın davası Almanya’da. Çünkü ilk kez Almanya gizli
gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kaldı. Nedir bu gizli gerçekler?
Bir, Almanya’da çok ciddi bir yabancı düşmanlığı akımı var,
özellikle gençlerde, ikincisi de yabancı düşmanı gençleri Alman
derin devleti bir şekilde kullanıyor ve kullanma karşılığında çok
uzun süre işledikleri suçlara göz yumdu. Hatta kimi iddialara göre
bu suçların bazılarına da gizli destek verdi. Fakat benim
kaygım bir var, bu davanın yeri davanın adil sonuçlanma olasılığını
benim gözümde bir ölçüde azaltıyor. Çünkü bu davanın görüldüğü
mahkeme Alman Devlet Güvenlik Mahkemesi. Alman Devlet
Güvenlik Mahkemeleri’nin en çetin cevizinin, yani aşırı sağa en
hoşgörüyle bakanın da Münih’teki mahkeme olduğu söyleniyor. O
bakımdan kaygım var. İkincisi bu davayı gören mahkemenin görevinin
gerçekleri ortaya çıkarmak mı gerçekleri üstünkörü geçirip alman
derin Devleti’nin çıkarları mı olduğunu ileride göreceğiz.
“TÜRK MEDYASI DAVA BOYUNCA CİDDİ BİR SINAV
VERECEK”
Bu davaya baştan sona kadar ilgili göstermek ve sahip çıkmak
zorundayız. 600 küsur tanığın dinleneceği, yapılan takvime göre en
az 1,5 yıl kimilerine 2,5 yıl sürecek bir dava bu. Ondan sonra
temyiz süreci var. Temyizde de 1-1,5 yıl geçmesi bekleniyor.
Temyizde de bozulursa tekrar en başa dönülme olasılığı da var. Bu
dava benim gözümde Türk medyasının 5 yıl boyunca ciddi bir sınav
vereceği bir dava olacak: burayı hiçbir zaman azaltmamak
zorundayız. Biz Sabah olarak bunu yürüteceğiz ama Sadece sabahın
yapması yetmez, diğer meslektaşlarımızın diğer gazetelerimizin
televizyonlarımızın aynı ilgiliyi sonuna kadar bıkmadan yorulmadan
sonuna kadar göstermeleri gerekir. Dilerim sonuç en azından
kurbanların ailelerini rahatlatacak bir kararla biter. Biz de
rahatlarız.
"BU DAVA ALMANYA'NIN ERGENEKON DAVASI"
Sivil toplum örgütlerinden, mecliste temsil edilen edilemeyen
tüm partilerimizin temsilcilerinin en azından bu ilk duruşmada
burada olması gerekirdi. Parlamentodan bir grubumuz var tüm
partileri temsilen ama bu Türkiye’deki kamuoyunun heyecanını
ve beklentilerini buraya yansıtabilmesi için bu beklentileri
taşıyacak güçlü ekipler gerekiyor. Bundan sonra umarım ki sivil
toplum örgütlerimiz, Türkiye’de özellikle Ergenekon davası ile
ilgilenenlerin bunun da Almanya’nın Ergenekon davası olduğunu
görüp buraya da gerekli ilgiliyi göstereceklerini umuyorum.
“AŞIRI SAĞ SADECE BİR VİTRİN”
Resmin tamamını görmek için; Belçika’da 1990’lardaki 9 infazı, Lüksemburg gibi küçücük bir ülkede yine 80’lerde başlayıp 90’lara kadar süren 8 bombalamayı, İtalya’da 1980’lerdeki infazları görmek lazım. Bu onların gecikmiş bir halkası. Aşırı sağ onun sadece bir vitrini. Bunun arkasında çok daha derin hesaplar ve stratejiler var. Çok komplo teorilerine girmek istemem ama Gladyo’nun bir uzantısı bu. Katiller onların istihbaratçıları, hiçbir zaman üst düzeye kadar çıkamaz bu iş bundan sonra. Fakat Almanya’da değil sadece Avrupa’da aşırı sağın yükselmesi, yabancı düşmanlığının İskandinavya’dan Orta Avrupa’ya kadar her yere yayılmış olmasının bir terk makul izahı var, siyasilerin gençlerin beklentilerini karşılamaması geleneksel siyasi partilerin. Ekonomik sorunların içinden çıkılmaz hale gelmesi. Her iki gençten birinin işsiz olduğu Avrupa’da bu tür patlamalar kaçınılmaz sosyal patlamalar, toplumsal taşmalar, sapmalar, aşırı sağlara gitmeler. Çünkü Almanya her ne kadar belleğinin derinlerine atmış olsa da 1920’lerdeki derin yaygın işsizliği aşırı sağın iktidara gelmesiyle emebildi. Çünkü savaş sanayinin çarklarını çalıştırdı . Yoğun istihdam oldu, altyapıyı yeniledi, altyapıya bütün işsizleri gönderdi. O anılar da belleklerin bir yerinde duruyor. Almanya bunu laboratuarlığını 1930’larda yaptığı için, aşırı sağın en çok dikkat çeken ülkesi de Almanya oldu o yüzden. Yoksa Almanya’dan daha ileri aşırı sağ akımların olduğu ülkeler var. Polonya’da var, Slovakya’da var, Finlandiya’da var, İsveç’te var. bunlar parlamentolara kadar girdiler Almanya’daki hiç olmazsa eyalet parlamentolarıyla sınırlı şu anda. Almanya’da dikkati çekmesinin sebebi, bir; 10 yılı kapsayan bir dönemde biri polis biri de yunan 10 cinayetin işlenmesi. İkincisi de; Almanya’nın aşırı sağın kabul etmek gerekir ki beşiği olması.