TÜGVA'lıların and töreninde Müslüman Kardeşler lideri Hasan El Benna'nın resmi salona asılıydı

Hafta sonu medyaya yansımıştı... TÜGVA'lıların düzenlenen bir toplantıda ‘Komando Andı'nın sözlerini değiştirerek okuduğu görüntüler sosyal medyada gündem oldu. İşte o görüntülerde gözden kaçan bir detayı Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin yazdı. Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslim) lideri Hasan El Benna'nın salona asılı resmi salona asılıydı.

Google Haberlere Abone ol
TÜGVA'lıların and töreninde Müslüman Kardeşler lideri Hasan El Benna'nın resmi salona asılıydı

TÜGVA’nın ideolojik kodu: Hasan el Benna

Önce kısa bir özet… İstanbul merkezli bir gençlik ve öğrenci vakfı olarak kurulan kısa adı TÜGVA olan Türkiye Gençlik Vakfı'nın devlet içinde kadrolaşmaya gittiği iddia edildi. Kurucuları arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da bulunduğu vakfın ‘ERP' adlı bir sistem kullanarak kadro verilecek kişiler hakkında sicil listeleri oluşturduğu ve bu kişilerin ordu, emniyet ve diğer kamu kurumlarına yerleştirildiği ileri sürüldü. Gazeteci Metin Cihan'ın Twitter üzerinde paylaştığı belgelerdeki iddialarda TÜGVA'nın sistemde oluşturulmuş kadro listeleri vardı. İddiaları kesin bir dille reddeden TÜGVA Başkanı Enes Eminoğlu, 12 Ekim'de Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda belgelerin “sahte” olduğunu ve iddiaları mahkemeye taşıyacaklarını ifade etti. Bu açıklamadan bir gün sonra Cüneyt Özdemir'in canlı yayınına katılan Eminoğlu, “Bir kere bu içeriden belgeleri almış bu adam, sızdırmış, yedek yapmış ve ifşa ediyor” dedi.

Bu tartışmalar işin “belge”, “paralel” yönü… Bir de ideolojik yönü var! Örneğin… Grup Aksiyon…

İslamcı gençliğin dinlediği ‘protest' gruplardan. Yayınladıkları albümde yer alan TÜGVA Marşı'nın sözlerine bakalım: “… Allah'a söz veren mücahitleriz/Hak yola baş koyan koç yiğitleriz/Resulun izinde biz neferleriz, gönüller fetheden alperenleriz. Biz, biz, biz TÜGVA'lıyız biz, kutlu bir davaya sevdalıyız biz. Ümmetin ümidi TÜGVA'lıyız biz.”

 Bitmedi…
Salondaki resim
Hafta sonu medyaya yansıdı… TÜGVA'lıların düzenlenen bir toplantıda ‘Komando Andı'nın sözlerini değiştirerek okuduğu görüntüler sosyal medyada gündem oldu. Paylaşılan görüntüde “Biz TÜGVA erleri” diyen grubun, “Ben Türk komandosuyum” yerine “Ben TÜGVA'lıyım” diyerek ant içtiği, tekbir getirdiği  görüldü. Ant içilirken bir görüntü de tartışıldı. Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslim) lideri Hasan El Benna'nın salona asılı resmi salona asılıydı.

TÜGVA'lıların and töreninde Müslüman Kardeşler lideri Hasan El Benna'nın resmi salona asılıydı - Resim : 2

1919'lara dönelim…
Birinci Dünya Savaşı sırasından İngilizlere destek veren Mısır'da halk gıda
yokluğuna karşı ayaklandı, grevler başladı… İngiliz askerler protesto edildi.
Yüzlerce Mısırlı kadın-erkek öldürüldü! 1922'de İngiliz devleti Mısır'dan çekilmek
zorunda kaldı. İktidarı 1924 yılında ele geçiren Vafd Partisi milliyetçi duruşuyla
İngiliz sömürgeciliğine karşı çıktı. 23 Temmuz 1952'ye kadar iktidarda kaldı…
Cemal Abdünnasır liderliğinde 23 Temmuz 1952 tarihinde iktidarı ele geçiren
milliyetçi subaylar Vafd'ı tasfiye etti.

Bu arada… TÜGVA'nın kitaplarını okuttuğu, vakıf içi derslerde kılavuz ilan ettiği bir isim harekete geçti. İslam düşünürü ve öğretmen Hasan el Benna… 1928 yılında, Müslüman Kardeşler örgütünü (İhvan-ı Müslümin) kurdu. Müslüman Kardeşler, 1930'lu ve 40'lı yıllarda hızla büyüyerek İslamcı bir siyasal harekete dönüştü. El-Benna, pan-İslamizm kuramı eşliğinde, Müslüman toprakların bağımsızlığını ve İslami bir düzeni savunuyordu. Yaşanan tüm sorunların ilacı olarak, laik ve Batılı düşüncenin ve kültürün etkilerinden arınmış, şeriatın tam uygulandığı bir İslami devlet ve toplum modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini ileri sürüyordu. Anti-emperyalist görünümlü… Halifeliği kaldıran Kemalist Türkiye'nin yerini almayı hedefleyen çizgiyle örgütleniyordu. İkinci Dünya Savaşı, Nazi işbirliği, İngilizlerin himayesine giriş ve sonra da CIA'yla buluşma… Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Müslüman Kardeşler'in anti-komünist çizgide nasıl savrulduğunu tarihçiler ve araştırmacılar anlattı!

Yazının devamı için Sözcü gazetesinden Aytunç Erkin'in yazısını okuyabilirsiniz

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin