Tüm kanal muhabirlerinin orada olduğunu ve onların da biber gazı yiyerek yerlerde sürüklendiğini, ıslandığını yazan Koloğlu'nun bugünkü köşe yazısı şu şekilde:
"Bazen ‘imtihan’ ansızın yapılır. İstanbul, tarihinin belki de en büyük olaylarını gördü en büyük direnişini yaşadı. Özet; haber kanalları (kendi içinde sağdan sola diyeyim!) sınıfta kalmadı. Çünkü sınıfta kalmak başarısız olmaktır. Burada başka bir şey devreye girdi. ‘Haberi görmemek’ gibi bir durumdu. Evet bunu yaptılar. 2000’li yılların en büyük muhalif protestosunu, onun da ötesinde direnişini görmediler. Gazdan ama hangi gazdan fena halde etkilendiler. Program akışlarını hiçbir şekilde değiştirmediler, ‘olağan öğrenci olayları’ kategorisine soktular!
Habere muhalif kanallar sahip çıktı
Belki de ilk defa vatandaş bu kanallarla tanıştı.
Onların içinde biri, olanaksızlıklara rağmen dikkatleri üzerine
çekti; Halk TV.
Kanal, kıdemli TV habercisi Aydoğan Kılınç moderatörlüğünde, ‘hard
news’ nasıl yapılır gösterdi. Gaza getirmeden, olayları takip
ederek yeri geldiğinde konuklarıyla, ‘Tansiyonun düşmesi gerekir’
mesajları vererek, cumayı cumartesiye bağlayan gecenin odak
noktasıydı.
‘Muhalif kanallar’dı aslında haberlere sahip çıkan. Gerçek bu.
Açtım baktım, gecenin ikisinde üçünde hangi kanallar yayın yapıyor
diye; Hayat TV, +1 TV, Yol TV, Bengü Türk, İmc TV...
Bu ülkede uydusu olan kişi sayısını biliyor musunuz? Onlar fark
etmedi mi bu kanalları?
Çiçeği burnunda +1 TV’de cumartesi sabahı ‘Yeni 1 Gün’ de Uğur
Dündar vardı.
‘Ulusal Kanal da yayınını canlı bağlantılarla sürdürdü.
Ana haber bültenleri verdi
Haber kanallarımızın yapamadığını, çok izlenen haber bültenleri bir
yerde yaptı. Kanal D, Show TV, Star canlı bağlantılarla görüntüleri
paylaştı.
Bir kanalın haber müdürüyle konuştum, şöyle dedi: “Dün olanları
yorumsuz verdik. Çünkü yoruma gerek yoktu. Haber kanalları olan
biteni yok saydı.”
Söylenti şuydu: “Baskı geldi, yayınlar yapılamadı” Sordum, “Bize
herhangi bir yerden herhangi bir baskı gelmedi. Sanmıyorum bu daha
çok refleksle ilgili” yanıtını aldım. Haberleri verirken
kriterlerinin ‘ajitasyon’ yapmamak olduğunu belirten haber müdürü,
“Örneğin polisle askerin karşı karşıya geldiği görüntüyü
yayınladık. Ama ayrı bir dosya olarak açmadık. Galeyana getiren bir
hale sokmadık” dedi.
Sahadaki muhabirlere selam olsun
Bir de işin bu tarafı var. Tüm kanalların muhabirleri oradaydı. Tüm
yaşanılanları kameraya almak, kendilerine verilen zaman
dilimlerinde tüm heyecanlarıyla anlatmak için olağanüstü bir çaba
gösterdiler.
Muhabirlikten geldiğim için arkadaşları bu ‘haber vermediler’
olayının dışında tutmaya özen gösteriyorum. Orada onlar da gazı
yediler, yerlerde sürüklendiler, düştüler, ıslandılar. Belki
yaşanan onca acının görüntülerini çekerken isyan ettiler. Onlara
verilen haber getir görevini en iyi şekilde yapmak için
çalıştılar."
Yazının tamamı için tıklayın.