12 Haziran’da kapılarını açan ve iki günde onlarca oturumda yerli yabancı yüzlerce kurumun yanı sıra binlerce profesyoneli ağırlayan İstanbul Televizyon Forum ve Fuarı'nda (iTVF 2014) bu kez TV yapımlarında yer alan markaların, gizli reklam uygulaması yaptırımlarını, ürün yerleştirmeleri ve sektörün geleceğini tartışmak için sektör duayenleri bir araya geldi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet
Büyükekşi'nin katılımıyla gerçekleşen oturumun
moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Adem Sözüer üstlenirken, oturuma ATV Genel Müdürü Adem Gürses,
RTÜK Üyesi Dr. Hamit Ersoy, Doç. Dr. Emrehan İnal ve Fikri Haklar,
Bilişim ve Reklam Hukuku Uzmanı Avukat Erdem Türkekul katıldı.
Oturumda dünyada 90 ülkede gösterilen ve 400 milyon kişi tarafından
takip edilen sinema ve TV dizilerinde yer alan markalaşma, gizli
reklam uygulamaları, ürün yerleştirme, mevzuatlar, yaptırımlar ve
evrensel içerikle kültürel sınırları aşmak konuları masaya
yatırıldı. İki oturum halinde gerçekleşen panelin birinci
oturumunda Türkiyeli marka ve ürünlerinin yurt dışında tanınması,
televizyon kuruluşlarının maruz kaldıkları yaptırımlar, hali
hazırdaki sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı. Radyo Televizyon
Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) tarafından ikinci kez düzenlenen
organizasyonda Türkiyeli marka ve ürünlerinin yurt dışında
tanınırlığını artırmak için yapımların önemine vurgu yapan
panelistler, bu yapımlar sayesinde yeni uluslararası Türkiyeli
markalarının çıkabileceğini, ihracatta büyük katkı sağlanacağını
dile getirdiler.
'İHRACATIMIZI ARTIRMAK İÇİN TÜRK DİZİLERİNİN ÖNEMİ
BÜYÜK'
Yapımcı, yayıncı kuruluşların yanı sıra sektörün tedarikçi
şirketlerini, reklam verenleri, reklam şirketleri ve kamu
yönetimini bir araya getiren organizasyonda TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, TV yapımlarında marka-ürün yerleştirmenin 2000'li
yıllarda başladığını, her ne kadar dünyanın gerisinde kalınsa da
kat edilen yolun kayda değer olduğunu belirtti. Türk sineması ve
dizi filmlerinin Türk markaları ile birlikte ihraç ürünlerinin
dünyaya duyurulmasında çok etkin olacağının altını çizen Büyükekşi,
"Sürdürülebilir ekonominin en önemli yolu ihracattan geçiyor. Katma
değeri artıran unsurlar; Ar-Ge, tasarım, inovasyon ve marka. Katma
değeri yüksek markalarımızın artması ihracata ve Türkiye’ye büyük
avantaj sağlıyor. Bugün ihracatımızı 152 milyon dolara çıkardık.
Mayıs ayında da ihracat rekoru kırdık. Bu noktada marka ve
ürünlerimizi dünyada yarım milyara yakın insan tarafından takip
edilen TV yapımlarıyla izleyiciye ulaştırmak hayli önemli. 70’in
üzerinde ülkeye ihraç edilen Türk dizilerinin ihracatını özendirmek
için Ekonomi Bakanlığı yeni programlar açıkladı. Türkiye'nin 2023
hedefinde 10 Türk markası yaratmak var. Bu markaların, markaların
hayata geçirdiği ürünlerin tanıtımı için TİM olarak üzerimize düşen
çalışmaları yapacağız" açıklamasında bulundu.
İTVF 2014'te yayıncıların farklı alanlarda
yaşadıkları ürün yerleştirme ve gizli reklam sorunlarının da
görüşüldüğü oturumun moderatörlüğünü yürüten İstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, cezanın yan etkisi
olan bir ilaç olduğunu, başka çare bulunamadığında uygulanan bir
araç olduğunu söyleyerek, yayıncılık sektörü için cezaların en son
düşünülmesi gerektiğini söyledi. Fikri Haklar, Bilişim ve Reklam
Hukuku Uzmanı Avukat Erdem Türkekul ise haber ve çocuk
programlarında ürün yerleştirme yapılmadığını, bu uygulamanın
yapıldığı durumlarda ürüne aşırı vurgu yapmanın ve devamlı
tekrarlamanın yasak olduğunu söyledi. Bu konuda yayıncıları mümkün
mertebede rahatlık sağlayan yeni bir düzenlemeye gidildiğini
belirten Türkekul, düzenleme ile ürün yerleştirmenin ne kadar
sürede yapılabileceği, bu uygulamalarda radyoların durumunun
paylaşıldığını dile getirdi.
'YENİ DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR'
Gizli reklamlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Emrehan İnal, Reklam Kurulu'nun açık prensibinin gizli reklamın yapılmaması olduğunu, ancak yasakların bunun önüne geçmediğini ve bu nedenle yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Mevzuatla ilgili bilgi veren RTÜK Üyesi Doç. Dr. Hamit Ersoy ise "2011 yılındaki kanun değişikliğimizle, kamuoyunun beklediği tüm düzenlemeleri yaptığımız kanaatindeyim. Düzenleme ile birlikte yayıncı kuruluşların ve reklam verenlerin önünü açan uygulamalarımız oldu" dedi.
Yayıncılık sektöründe yaşanan gelişmeler, dizi filmler ile birlikte diğer yapımların Türkiye'deki ve dünyadaki konumu ve hali hazırdaki yaptırımlarla ilgili bilgi veren ATV Genel Müdürü Adem Gürses, yayıncı kuruluşlar ve markaların önünü açacak önerilerde bulundu. Gürses, yayıncılıkta mozaikleme yapmanın yurt dışında Türk markalarıyla birlikte ürünlerinin tanıtımına mani olduğunu dile getirdi. Uluslararası çıkarları gözeten RTÜK'ün buna engel olmak istemediğini söyleyen Hamit Ersoy ise, taraflarla birlikte bir araya gelerek bunun için gerekli düzenlemeleri hayata geçirmeye hazır olduklarını söyledi.