Kaymakamlık hayalleriyle eğitimini tamamlayan fakat yaşadığı siyasi engeller nedeniyle, gazetecilik ve televizyon programcılığı yapan Tayfun Talipoğlu, Kehkeşan Dergi’ye gündem yaratacak açıklamalarda bulundu.
Çocukluğu boyunca kaymakam olmak istediğini fakat Ankara Siyasal Bilimler Fakültesi’nde sağcı ve solcular arasında imza toplayarak YÖK’e karşı eylem başlattığı iddiasıyla komünist damgası yediğini dile getiren ünlü gazeteci, kaymakam olmasına müsaade edilmediğini belirtti.
Ünlü televizyoncu Talipoğlu, “Yurt dışında insanlar nasıl daha iyi yaşayacaklarını konuşurken bizim ülkemizde Başbakan’la benzin istasyonundaki pompacı kafa kafaya siyaset konuşuyor. Bu da az gelişmişliğin göstergesi. Kadına şiddet, boşanmalar, yıkılan hayatlar bu ülkenin en büyük problemleriyken, bırakalım da politikayı ilgili kişiler yapsın. Bu ülkede 4 yılda 27 bin çocuk kaybolmuş. Biz bunun nedeniyle ilgilenmek yerine, başka sorunumuz yokmuş gibi, Amerikan elçisiyle Başbakan’ın diyaloğunu konuşuyoruz.” diyerek toplumdaki siyaset bilinciyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
BİZİM İNSANIMIZ BİLMEKTEN KORKUYOR
Talipoğlu, medya ve haberciliğin çarkının İstanbul’da döndüğünü
fakat buna rağmen Ankara’da yaşadığını dile getiriyor; “İstanbul
medyasının beni kirletmesine müsaade etmiyorum. Çünkü burada dönen
çark insanların yeteneklerinden çok ilişkileriyle bağlantılı. Ben
habercinin 18.00’de mesai bitirdiğini ilk defa İstanbul’da gördüm.
Üstelik hiçbir zaman saat 18.00’de gazeteden çıktığımı da
hatırlamam. Bu görüşe sahip bir Can Dündar, bir de ben kaldım.”
diyor.
GAZETECİLER, HALKTAN ÜSTÜN STANDARTLARA SAHİP
OLAMAZ
“Gazeteciler iş adamları gibi yaşayamaz, bir gazeteci halkın çok
üstünde bir yaşam standardına sahip olamaz” açıklamalarında bulunan
Tayfun Talipoğlu, bir metroya ya da otobüse binmeyen, halkın
bulunduğu sinemalara gitmeyen birinin gazeteci değil, uzaktan bakan
bir yazar olduğunu savunuyor.
HERKES HER KONUDA UZMAN
Bam Teli programıyla yıllarca Anadolu’nun acı, tatlı tüm
gerçeklerini ekrana yansıtan Talipoğlu, hemen hemen herkesin masa
başında üç konukla, her konuda uzmanmış gibi konuşmasından rahatsız
olduğunu dile getiriyor. Televizyonda halkın olmadığını gören
Talipoğlu, halkı ekrana taşımak isteği için Bam Teli’nin ortaya
çıktığını söylüyor.