23 Ağustos 79’da Pompei’de Roma İmparatorluğu hüküm sürmekteydi.
Tarihi anlatılara bakılırsa; atını senatör yapan imparator Caligula, kendi kız kardeşiyle ilişki yaşıyordu. Halkı da kendisine benziyordu.
Bir ticaret şehri olan Pompei'nin dört bir yanı, genelevlerle çevriliydi. Dil bilmeyen gemiciler, bu genelevleri bulmakta zorluk çekmesinler diye binaların üzerinde penis şekilleri vardı.
Pompei'de eşcinsellik de oldukça yaygındı.
Felaketin olduğu gün şehirde normal hayat devam ediyordu. O gün, hava her günkünden biraz daha boğucuydu. Üstelik, çok hafif de bir deprem olmuş; fakat önemsememişlerdi. Biraz sonra, kül yağmuru başladı. İnsanlar, önce umursamadı. Belli ki yaşlı yanardağ Vezüv, daha önce de böyle faaliyetlerde bulunmuştu.
Ama kül yağmuru durmadı.
Bazıları paniğe kapılarak limana doğru koşmaya başladı. Fakat deniz kabarmıştı ve azgın dalgalar gemileri lavlara doğru atıyordu. Aynı zamanda gökten iri kum taneleri şeklinde kızgın taşlar yağmaya başladı.
Evlerine sığınanlar ise fakat yoğun kükürt dumanından boğulmamak için kendilerini dışarı attı. Bu defa da üzerlerine yağan taşlarla hayatlarını kaybettiler.
Gökyüzü kararmıştı. Göz gözü görmüyordu. Tüm şehrin yok olması, birkaç saat sürdü. Korkunç felaketten hiç kimse kurtulamadı. On sekiz kilometrelik bir alan içerisindeki Pompei, lavlar altında kalmıştı. Pompei'nin 16.000 kişilik nüfusunun büyük bir bölümü, taş olmuştu. Vezüv, öylesine kuvvetli püskürmüştü ki, kül bulutları, felâketi haber verircesine Anadolu, Suriye hatta Mısır'a kadar uçuşmuştu.
Şehir öylesine aniden yok olmuştu ki insanlar tam o anda ne yapıyorlarsa öylece kalakaldılar.
Fırından çıkarılamamış ekmekler, sırtlarındaki mücevher çuvalıyla sokak kapısını açmaya çalışırken yığılıveren kadın ve erkekler. Kiminin başı ellerinin arasında, kimi çocuğuyla kaçma derdinde…
Ev ve dükkân kapılarında, sahiplerinin isimleri, umumi tuvaletlerdeki pislik bulaşıkları bile aynen duruyordu.
Jeologlara göre, halkın ölüm sebebi kükürt gazı. Taşa dönmelerinin sebebi ise, yanardağın püskürttüğü volkanik tozun sertleşmesi. Bu lavlar, kalıp oluşturmuş, zamanla içerdeki vücut çürümüş; fakat kalıp aynı kalmıştır. Sonuçta, insan şeklinde boşluklar oluşmuş, kazıyı yapanlar, bu boşluklara alçı döküp ölen insanların heykellerini elde etmişlerdir.