atv'nin tanıtımları bir süredir ekranlarda dönen dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın yayın tarihi belli oldu.
Yapımcılığını Raci Şaşmaz'ın yapacağı ve Oktay Kaynarca'nın da bir mafya babasını oynacağı dizi 8 Eylül Salı akşamı ilk bölümüyle ekrana gelecek.
Deniz Çakır da, Oktay Kaynarca'nın canlandırcağı Hızır Çakırbeyli karakterinin eşi Meryem'i canlandıracak.
Yönetmen koltuğunda Onur Tan'ın oturacağı ve senaryosunu da Bahadır Özdener ile Raci Şaşmaz'ın dizide ayrıca şu isimler de rol alacak:
Müjde Uzman, Tarık Ünlüoğlu, Yunus Emre Yıldırımer, Ozan Akbaba, SabinaToziya, Tuna Orhan, Sinan Demirer, Hakan Karsak, Yüksel Arıcı, Emre Törün, Savaş Özdemir, Hakan Karahan, Sevinç Gürşen, İncinur Daşdemir, Benian Dönmez, Bahattin Doğan, Oktay Gürsoy, Galip Erdal, Selen Korkutan, Sevcan Yaşar, Demet Sevim,Ece Hakim, Can Bartu, Buminhan Dedecan, Yasemin Sakallıoğlu
Dizinin konusu da şöyle:
Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru
tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikâyesi
anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara
başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu
haksızlıkların kaynağı olur… Bunu kimse konuşmaz, dillendirmez ama
işlediği cürümlerin kefareti olarak hayırsever bir insana dönüşür…
Hepsinin güdüsünde zenginden alıp fakire vermek vardır… Güç
odaklarına karşı güçsüzleri korumak misyonlarıdır… Ta ki öfkelerine
yenik düşene kadar… Öfke geldiğinde göz kararır, akıl gider, denge
kaybolur. Güçlü ile güçsüz ayrımı yapılmaz…
Yeraltı dünyasının her ferdinin ideali bir gün saygın bir işadamı
olmaktır… Gerçek gücün parada, makam ve mevkide olduğunu bilirler…
Hayatları daha güçlünün, özgürlükleri ise devletin iki dudağı
arasındadır. Bu yüzden çoğu inançlıdır, yarınları yoktur, bugünü
yaşarlar… Bu ailenin kadınlarının ise dünleri yoktur, bugünlerinin
geçici olduğunu bilirler; yarın için mücadele eder dururlar.
Yeraltı dünyasını büyük bir aile gibi düşünmek gerekir… Ailenin
erkekleri eve para getirmek durumundayken, kadınları bu paranın
kaynağını sorgulamaz… Sıradan bir aile gibi, içine düşülen dünyanın
bir tercih olmadığı bir kader olduğuna inanılır… İyi ya da kötü…
Bir maden işçisinin eşi ya da kızı yahut annesi onun maden
işçiliğinden kurtulması için nasıl dua ederse, yeraltı dünyasından
çıkmak için bütün mücadelelerini yaparlar ama sahip oldukları
güçten de kolaylıkla vazgeçemez… Ele avuca sığmaz erkeklerin
hayatında bu güçlü kadınlardan olmasa asla ehlileşemeyeceklerdir…
Vicdanı ve merhameti hatırlamayacaklardır… Öyle ya erkekler dünyası
vahşidir, acımasızdır. Kibre gurur derler, güce hak derler, kadına
namus derler… Eşlerini aldatırlar mı? Asla… Onlar gizli bir şey
yapmazlar ki bu ihanet olsun? Bu ailenin mensupları yediden yetmişe
bilgedir; ama asla arif değil… Sezgileri çok güçlüdür, tehlikenin
nereden geleceğini daima bilirler lakin korkusuz olmak
zorundadırlar… Aynı zamanda zeki… Çünkü yürüdükleri yolda, kâh av
olurlar kâh avcı… Hızır Çakırbeyli tüm bu anlatılanlardan farklı
olarak sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek
sever… Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi,
karısı, kızı ve sevgilisinin…
Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de
canından aziz tutar, onlar için fedakâr bir babadır… Vefakâr bir
dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir… Bu
özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da
yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline
gelmişken devletin radarına takılır… Devlet "bazı" gayrı meşru
faaliyetleri kontrol etmek için ondan iyi bir aday olmadığını
düşünür… Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir… Teklif öyle iki
tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine
ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkûmiyettir… İki kişinin bildiği
sır değildir demiştik ya, bu gizli teklif gizli kalmaz… Devletin,
Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaat ettiğini farkeden büyük patron
Ünal Kaplan, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir… Hızır
Çakırbeyli'nin özel hayatı da dalgalıdır… Birkaç yıl önce
sevdalandığı mimar Nazlı'nın hamile olduğunu eşi Meryem öğrenir ve
bu çocuğun doğmasına asla izin vermeyecektir… Çakır ise iki
çocuktan fazlasını istemektedir. Onun için boşanmak bir opsiyon
mudur? Hayır tabii ki… Bu gerçeği bilen her iki kadın için savaş
bir erkeği paylaşamamak değil hayatta kalma mücadelesi olacaktır.
Bütün bu çatışmaların belki biraz hafifi ama hepsi sıradan bir
ailede yok mu?