Tarım ve Orman Bakanlığı’nca hayata geçirilen ‘Ulusal Havza Yönetim Stratejisi’ kapsamında, havzaların korunması, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması ve konuyla ilgili uygulamaların takibi amacıyla faaliyet yürüten Doğu Karadeniz Havza Yönetim Heyeti, Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu başkanlığında Trabzon’da toplandı. Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, havzanın kapsadığı Trabzon, Ordu, Artvin, Rize, Giresun ve Gümüşhane illerinden vali yardımcıları, belediye başkanlar, DSİ bölge ve il müdürleri, sivil topum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve diğer ilgililer katıldı.
Toplantıda, Doğu Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı, Doğu Karadeniz Havza Koruma Eylem Planı gibi havza ölçekli yönetim planlarının takibi ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin katı atık ve kentsel atık su kontrolü konusunda sunumlar yapıldı.
‘SU KAYNAKLARI BOL OLAN BİR ÜLKE DEĞİLİZ’
Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, konuşmasında dünyada su kaynaklarının hızla azaldığına işaret ederek “Tüm insanlık için çok önemli olan suyun yönetimi ile alakalı bir oturum gerçekleştiriyoruz. Su kaynakları bol olan bir ülke değiliz. Bu anlamda insanoğlunun yaşamasının temelinde yer alan suyun insanları tehdit boyutuna gelen kıtlığının önüne geçmek için toplandık. Alacağımız önlemler, alacağımız stratejilerle uygulayacağımız eylem planlarını insanlık, ülkemiz ve tüm canlılar için iyi planlamamız gerekiyor. Yönetimini iyi planlamazsak, havza planlamalarını iyi yapamazsak hepimizi de derinden tehdit eden başta taşkınlarla can ve mal kaybına da yol açtığını hepimiz biliyoruz. Ülkemizde bunun en fazla acısını, sıkıntısını yaşayan bölgelerin başında da Doğu Karadeniz Bölgesi geliyor. Bizim bölgede yaşadığımız en önemli doğal afetlerin başında dere yataklarımızın taşmasından dolayı taşkınlar ve buna bağlı heyelanlar geliyor. Bu toplantılar bu yüzden çok önemli. Bu en anlamlı hizmet” dedi.
‘SUYU YÖNETİYOR OLMAMIZ LAZIM’
Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever de iklim değişikliğine vurgu yaparak, şöyle konuştu:
“İklim değişikliği küresel bir olgu. İklim değişikliği etkilerine bakarsanız taşkın, kuraklık, orman yangınları heyelan ve su üzerine olan baskılar nedeni ile kirlilik ve su kıtlığı. Türkiye aslında su zengini olan bir ülke değil, su stresi altında olan bir ülke. Dolayısı ile bundan optimum seviyede suyu yönetiyor olmamız lazım. Suyun yönetiminde sadece insanlara içme suyu sağlamak değil, ekosisteme de gerekli suyu vermeliyiz. Dolayısı ile tarımda da sanayide de suyu sağlamanız gerekiyor. Suyu verimli kullanmak lazım ki gelecek nesillere de miras olan suyu bırakabilelim. Ülkemiz Akdeniz havzasında yer alan bir ülke. Dolayısı ile Türkiye, iklim değişikliği etkilerinden en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alıyor. Bizim suyun yönetimini etkin yapıyor olmamız lazım. İklim değişikliğine uyum kapsamında suyu doğru kullanıyor olmamız lazım. Peki, suyun etkin kullanımını nasıl yapabiliriz. Politika ve stratejiler geliştirebiliriz. Planlar oluşturabiliriz, mevzuatlar ortaya koyabiliriz ve tabi ki sahada alt yapı yatırımlarına ağırlık vermemiz lazım.”
Konuşma ve sunumlarının ardından havza ile ilgili görüş ve önerilerin karara bağlanmasıyla toplantı sona erdi.
‘ZORLU COĞRAFYA KOŞULLARI SUYUN DEPOLANMASINA İZİN VERMİYOR’
DSİ 22’nci Bölge Müdürü Cengiz Han Kılıçaslan ise “Doğu Karadeniz havzası ülkemizin en çok yağış alan bölgesi. Bundan dolayıdır ki genel itibari ile taşkınları ile ön plana çıkmaktadır. Bölgede yağışın düzenli olmayışından kaynaklı kış aylarında suların bulanması ile içme suyu temini ile ilgili şikâyetler alıyor, yaz aylarında da kuraklık nedeni ile içme suyunda sıkıntılar yaşıyoruz. Zorlu coğrafya koşullarından dolayı suyun depolanmasında maalesef sıkıntılar çekiyoruz. Kuraklık ve taşkın eylem planlarının paydaşlarımızla birlikte yürütülmesi çok kıymetli” ifadelerinde bulundu.