Star Gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren, Ersoy Dede ve Selahaddin Çakırgil, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliyesini eleştirdi. Bir diğer Star yazarı Resul Tosun ise tahliyeyi eleştirmenin AKP’yi 'zayıflatmaya' yaradığını öne sürdü.
Ahmet Taşgetiren “Kimsesi olanlar / olmayanlar” başlıklı yazısında, Bülent Arınç’ın damadı Ekrem Yeter’in tahliyesini “Damatların tutuklanıp serbest bırakılmasında Kadir Topbaş'ın ya da Bülent Arınç'ın dahli var mı yok mu, bu alan spekülasyona fevkalade açık. En küçük müdahaleleri olmasa bile, on binlerce kişinin içerde olduğu bir zamanda, gir – çık tarzındaki bir görüntünün, kamuoyunda derin şüpheler uyandırması kaçınılmaz. Bu görüntünün ‘Adamını bulan’ ya da ‘Adamı olan’ın bir şekilde kurtulduğu tarzında bir algıya yol açması da tabii” diye eleştirdi.
Taşgetiren, damat tahliyelerine nasıl bir yol izlendiğini ise şöyle anlattı:
“Bir soru şu:
- Birilerine ulaşılabiliyor mu ulaşılamıyor mu?
Bir başka soru da şöyle:
- Birilerine ulaşıldığında düzeltmeler yapılıyor mu yapılmıyor mu?
Bence her ikisi de oluyor. En azından bir yazara ulaşılıyor, o yazar sütununda o isimlere kefil oluyor ve bir yerlerde karşılık bulmaya çalışıyor. Cumhurbaşkanı'na ulaşılıyor, Başbakan'a ulaşılıyor, Bakana ulaşılıyor, milletvekillerine ulaşılıyor, yerelde parti yöneticilerine ulaşılıyor vs.
İşte böyle bir durumda ‘Ulaşılacak kimsesi olmayanlar’ ya da ‘Etkili insana ulaşamayanlar’ gibi çok geniş bir kategori gündeme geliyor.”
Ersoy Dede: Bu netice kime yaradı?
Ersoy Dede, “Bir çocuk daha öldü!” başlıklı yazısında damatların tahliye edilmesine şöyle değindi:
“Hadi birbirimize itiraf edelim.. Arınç’ın damadı tutuklanmasaydı, kimse farkında bile değildi bu adamın.. Ama tutuklandığında, sanki herkes 15 Temmuz’dan beri o günü bekliyormuş gibi; ‘..Tabi tutuklanması lazımdı, geç bile kalındı..’ falan yazmaya başladı.. Gecikmiş adaletin tecellisi gibi... Sonra?.. Sonra her damat gibi o da serbest bırakıldı... Böylece hiç ortada yokken, durup dururken bir damat problemimiz oldu.. Gözaltına alınana kadar adını bile bilmediğimiz bir adam üzerinden, FETÖ soruşturmalarını merkeze alarak öfkelendik.. Kadri Gürsel, Musa Kart, Oğuz Güven gibi isimleri tutuklu yargılayan adalet sistemiyle ‘sonuna kadar paralel’ damadın tahliyesini karşılaştırmak durumunda kaldık hiç yok yere.. Kime yaradı bu netice dersiniz?..”
Çakırgil: Tayyip Bey, yargıda işler iyi gitmiyor
Selahaddin Çakırgil ise “Yargıda işler iyi gitmiyor Tayyip Bey... Hoşnutsuzluk derinleşiyor” başlıklı yazsında Bülent Arınç’ın damadının tahliyesinin ardından gelen açıklamaları ve yorumları özetleyerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a şu çağrıyı yaptı:
“Bunları dile getirmek bile gönlümüze girân geliyor; ama, bilinsin ki, adâlet adına yapılan haksız uygulamalardan hoşnutsuzluk giderek derinleşiyor, Tayyip Bey.. Sen de olmasan, kalp sancımızı söyle, kime açalım?”
Resul Tosun: Eleştirenler AKP'yi yıpratıyor
Damat tahliyelerini eleştirenlerin AKP’yi yıprattığını öne süren Resul Tosun ise “Baştan söyleyeyim, ‘damat adaleti’ söyleminin hedefinde AK Parti ve dolayısıyla Erdoğan var! Salınan sanıklar partideki önemli isimlerin damatları oldukları için yargının bu kararı öne çıkarılıyor. Yoksa salınan daha üst düzeydeki kimi sanıkların adı bile anılmıyor. AK Parti muhalifleri açıkça, ‘AK Parti yargıyı yönlendirerek yakınlarını koruyor’ propagandası yapıyor. Ve bunu tepe tepe kullanıyorlar/kullanacaklar. Muhaliflere ne diyeceksiniz, onlar AK Parti’yi ve Erdoğan’ı köşeye sıkıştırmak için fırsatı değerlendiriyorlar. İşin garibi AK Parti destekçisi olarak bilinen kimileri de bu ‘damat adaleti’ söylemini kullanarak -kasten ya da farkına varmadan- hem AK Parti’ye hem Erdoğan’a zarar veriyorlar” diye yazdı.