Cem Yılmaz, 5 Ocak'ta vizyona girecek olan yeni filmi Arif V 216 öncesi Hürriyet Gazetesi'nden Çınar Oskay'a röportaj verdi.
Çınar OSKAY / HÜRRİYET
Stand-up yapmayı çok özlüyorum, her an sahneye hazırım
Peki, stand-up ne zaman?
- Olsa da yapsak...
Özlüyor musun?
- Çok! Her an sahneye çıkacak gibi hazırım.
E hadi o zaman, niye çıkmıyorsun?
- Yaparım da çok yoruluyorum moruk. Yaşlandık artık. Gençliğimde
günde iki kere sahneye çıkıyordum. Yapamam şimdi o kadar.
Şubat-martta olabilir belki. Bir-iki senedir çok var yapan. Hoşuma
gidiyor. Yolda sahneye çıkan delikanlıya rastladım, “Abi ne zaman
yapacaksın? Biraz ileri atabilir misin? Taksite girdim” dedi!
Birkaç hafta önce ‘Gelmiş geçmiş en büyük stand-up furyası’ diye
bir kapak yaptık Hürriyet Pazar’da. Bir arkadaşım ‘Şimdi Cem Yılmaz
düşünsün’ başlığını önerdi. “Sakın” dedik neyse ki.
- Bir-ikisine baktım, iyiler var elbette. İşin acıklı tarafı şu:
‘Şimdi Cem Yılmaz düşünsün’ o kadar saçma ki.
Atmadık o başlığı yahu, tamam.
- O, işi ölü doğuran bir şey. Gençliğimi hatırlıyorum, dergideki en
az komik adam bendim.
Gerçek mi bu?
- Gerçek tabii. Beni etkilemiş bir sürü adam vardır.
Kimler?
- (Mehmet) Çağçağ vardı; Ahmet Yılmaz, Kaan Ertem, Bahadır
(Baruter), Erdil (Yaşaroğlu), Selçuk (Erdem)...
Efsane ‘Leman’ jenerasyonu...
- Sonrasında da çıktı; Yiğit Özgür. Neydi o oğlanın adı; o kadar
utangaç ki adını bile unutuyorum... Umut Sarıkaya! Hele ‘Naber’
diye tek başına dergi çıkarmak şövalyelik yani! Bu insanların ana
akım olmasını istiyorum. Herkes birbirine Yiğit Özgür karikatürü
gönderiyor. Dergiyi alıyor musun? “Yok,
WhatsApp’tan gönderdiler.” Oh, ne güzel ya!
Onlardan farkının, sahneye çıkıp şakalarını canlandırmak
olduğunu söylemişsin.
- Evet ama orada başka bir zanaat var. Kadim bir şey.
Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN