CHP Çukurova İlçe Örgütü Felsefe-Sosyoloji Kulübü tarafından
düzenlenen “Sosyal Demokrasi Konferansları”nın ikincisi, “Sosyal
Demokrasi, Küreselleşme ve Ekonomi Politiği” adı altında
gerçekleştirildi.
Konferansta konuşan Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu, küreselleşmenin daha
önce, dünya üzerinde savaşlarla, işgallerle kendini gösterdiğini
belirterek, 50 yıldan bu yana ise küreselleşmenin daha yumuşak bir
yöntem izlediğini ifade etti.
Sosyal demokrasinin ortaya çıktığından beri hep barışçıl bir
yöntem izlediğini belirten Fisunoğlu, “Ancak, sosyal demokrasinin
küreselleşme karşısında sağladığı dengenin yetersiz olduğunu
görüyoruz. Özellikle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin
dağılmasının ardından bu denge daha da yetersiz oldu. Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, dünyada
en karlı çıkan ülke Amerika Birleşik Devletleri oldu. Böylelikle
ABD'nin diğer ülkeleri domine etmesi daha da kolaylaştı" diye
konuştu.
Son yıllarda küreselleşmede sermaye hareketlerinin de önemli yer
tuttuğunu dile getiren Mahir Fisunoğlu, teknolojik gelişmeleri de
göz önünde tutunca, küreselleşmenin geldiği noktanın daha iyi
anlaşılabileceğini vurguladı. Fisunoğlu, “Örneğin, ABD’de faizler
sıfır, Japonya’da sıfıra yakın, birçok Avrupa ülkesinde de öyle.
Peki, parası olan bir kişi ABD’de, Japonya’da parasını bankaya
yatırır mı, yatırırsa getirisi olur mu? Oysa bizim gibi ülkelerde
faizler yüzde 15’lerde. Getirisi var. New York, Tokyo Borsası gibi
büyük borsalar, bugün teknolojik gelişmelerle dünyanın neresinde
olursanız olun, bir tek tuşla işlem yapabiliyor. Yani ülkeler
arasında gün, saat farkı bile bu teknolojik gelişmeler sayesinde
ortadan kalktı. İşte bunun adına Yeni Dünya Düzeni veya Mükemmel
Fırtına diyoruz” şeklinde konuştu.
ÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahir Fisunoğlu, küreselleşme
gelişirken, emek cephesi açısından da birçok tehlikeyi beraberinde
getirdiğini söyledi. Fisunoğlu, teknolojik gelişmelerin Avrupa’da
olduğu gibi diğer kıtalarda da işsizliği arttırdığını belirterek,
“Küreselleşmenin faturasını Avrupa’daki sosyal demokratlar ödedi”
dedi.
1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından,
Rusya’nın bir 10 yıllık toparlanma sürecinden sonra 2000’li
yıllarda dünya piyasalarına yeniden döndüğünü, ancak bu dönüşün
sosyal demokrasi açısından olmadığını ifade eden Fisunoğlu, “Sosyal
demokrasi son 30 yılda sınıfta kaldı. Küreselleşmenin getirdiği
tehlikelere karşı somut politikalar üretemedi. Çözüm reçeteleri
sunamadı" diye konuştu. (İHA)