Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın geçtiğimiz günlerde Cemaat medyasına yönelik gerçekleştirilen operasyonu yazdığı köşe yazısında; Ergenekon-Balyoz ve Odatv. davalarından söz etmiş ve gazeteci Nazlı Ilıcak için şu ifadeleri kullanmıştı:
"....
Bakınız; o dönemler kimi gazeteciler, para-şöhret-makam için
gerçekleri çarpıttı; ahlaksızlık yaptı-yapıyor. Bu bir etik
meseledir; hapis cezasıyla filan ilgisi olmaması gerekir.
Örnek vereyim; Nazlı Ilıcak’ın Ergenekon-Balyoz-Odatv sürecinde
yazdıkları tümüyle yalandı. Cemaat tarafından kandırılması işine
geldi. Fakat bu ahlaki meseledir. Oysa… Cemaatçi kimi sözde
gazeteciler kumpası organize eden ekip içindeydi.
Hukuki olarak hesap vermeleri gerekir"
Nazlı Ilıcak da, Yalçın'a Bugün gazetesindeki köşesi aracılığıyla cevap verdi. Ilıcak yazısında Ergenekon-Balyoz ve Odatv. davaları sürecinde yazdıı yazılardan örnekler paylaştı.
Ilıcak'ın yazısı şu şekilde:
Soner Yalçın, lütfetmiş, “Ilıcak hapse atılamaz” diye yazmış. Galiba, bu büyüklüğünden (!) dolayı, benden teşekkür bekliyor. Yazısında diyor ki: “Nazlı Ilıcak’ın Ergenekon-Balyoz-Oda TV sürecinde yazdıkları tümüyle yalandı. Ama hapse girmesin. Zira yalan ahlaki bir meseledir.”
Ne günlere kaldık! “Bekri Mustafa imam oldu” hikâyesinde anlatıldığı gibi, Soner Yalçın “medya etiğinden” söz ediyor. Vah vah…
Lafı fazla uzatmadan, Ergenekon ve Oda TV hakkında yazdıklarımdan bir demeti okurlarımla paylaşıyorum. Bu şekilde, belki neyin yalan olduğunu Soner Yalçın’dan öğrenebilirim. “Bazı konularda yanlış yazdı” deseydi, cevap verme lüzumunu hissetmezdim. Zira hata herkese mahsustur; hatadan dönmek erdemdir.
Nazlı Ilıcak'ın yazısının devamını okumak için TIKLAYINIZ
Soner Yalçın'ın yazısını okumak için TIKLAYINIZ