Sayım ÇINAR / [email protected]
Zenginliğimizi, Çeşitliliğimizi Önemsiyoruz, Tektipe Karşıyız!
Heyecanlı bir süreç başladı. SİYAD’da neler değişecek, neler yapıyorsunuz?
Yönetimi yeni devraldık. Beş kişiden oluşuyor grubumuz. Yıllık geleneksel ödül törenimiz Mart’ta yapılacak, ona hazırlanıyoruz aslında. Seçimler yapıyoruz. Yönetime gelir gelmez ilk işimiz bu oldu. Planladığımız başka şeyler de var. İnternet sitemizle ilgili çok şikayet vardı. Hemen onunla ilgili çalışmalara başlıyoruz. Gündemde şu var bu vardan öte derneğin internet sitesini kendini anlatacak ve temsil edecek şekilde güçlendirmek istiyoruz.
Ekibinden de söz etmeni isterim.
Daha önceki yıllarda ben başkan yardımcısıydım. Kaya Özkaracalar da vardı. Banu Bozdemir. Çocuk kitapları yazarı aynı zamanda. Gökşen Aydemir. Barış Saydam. Ana ekip böyle. Daha genç ve dinamik bir ekip diyebilirim.
Af bekleyen üyeler, çeşitli problemler... Bu konulara da eğilecek misiniz?
Ceza kurumu değiliz, af edecek de biz değiliz. Bizden kaynaklı değil üye iptali aslında. Kişisel bir şeyden kaynaklı olmaz yani üye iptali. 99 kişiyiz üyeler olarak, her taraftan, her eğilimden insanlar var. Bizden ayrılan arkadaşlar gelirse kapımız açık tabii, yeniden değerlendiririz başvuruları.
SİYAD’a başkan olmayı bekliyor muydun?
Üstlenmekten yana değildim, çok da beklemiyordum doğrusu. Çok teşvik geldi. Bir deneyelim dedim. Eski üyelerden biriyim üstelik. Deneyime de bakıyorlar tabii.
Sinema yazarlığı ve sinema işleri yaparak geçirdin zamanını. Biraz daha anlatır mısın kendini?
Geçen hafta Cengiz Semercioğlu birkaç paragrafta yazdı. Cengiz’le geçmişimizde enteresan bir kesişme var. Aynı hafta neredeyse TV’de 7 Gün dergisinde başladık yıllar önce. Sungu Çapan ile sinema sayfalarını yazıyordum. 20.000 tirajla kapandı, insanlar ne izleyeceğini o dergiden takip ederdi. Sonra Pay TV, Cine5 açıldı, yazarlığı ikiye bölüp televizyona geçmiş oldum. Film yayınlıyorlardı. 19 yıllık Sinema Dergisi’ne yazmaya başladım. Sonra Digiturk’e geçtim, hala da oradayım. Arka Pencere dergisi var tabii, önemli bir deneyim.
'Tazelikte yenilikte mutluluk ve başarı görüyorum'
SİYAD daha genç isimleri ön plana çıkarmaya başladı.
Heyecanlıyım bunun için. Tazelikte yenilikte mutluluk ve başarı görüyorum. Neredeyse 51 yıl oldu SİYAD. Resmi kuruluşunu esas alırsan 40 yıl. İlk kurucular hala hayatta, bir yandan da internet kuşağı var. Tüm seçimlerde bunu görüyoruz. Çatışmalar yaşanıyor ve bu zenginliği getiriyor. Elitistliği bu çatışmalarla, zenginliklerle kırıyoruz. Tektipçiliği sevmiyoruz.
Film festivallerine ekipler, jüriler gönderiyorsunuz. Bu festival bolluğunu nasıl değerlendiriyorsun?
Hepsine gönderiyoruz diyemeyiz. Antalya, Adana, Malatya, Ankara gibi festivallere gönderiyoruz. Taşra olunca jüri göndermek zorlaşıyor. Hepsi bir yerlerde çalışıyor üyelerimizin, hadi git bir hafta kal diyemiyoruz doğal olarak. Olabildiğince her festivale destek olmaya özen gösteriyoruz. En son Kayseri’de yaşadık. Gösterim koşullarının iyi olması gerekiyor. İyi bir salon, iyi bir ses düzeni olmazsa olmaz. Linklerden filmler seyredilmiş, yönetmenler itiraz etmiş.
Burçak Evren’in istifasını nasıl değerlendiriyorsun?
Böyle bir şey olmasını hiç istemezdik. Mesele filmlerin doğru koşullarda gösterilmemesi ile alakalı. Her sinema izleyicisi filmleri geniş ekranda en doğru şekilde izlemek ister. Yaptığımız açıklama da bu yöndeydi. Bunun üzerine de jüriyi feshettik. Devamından gelen istifa şaşırttı bizi. Ama tavır doğru bir tavırdır. Her zaman kapımız açık kendisine.
Türk filmlerine ilgiyi nasıl değerlendiriyorsun?
Adet olarak bir azalma yok ama kalite olarak her film aynı kaliteyi yakalamıyor tabii. Seyirci de izlemeyerek gösteriyor tepkisini. Bence seyirci biraz iyi prodüksiyonlu, iyi PR’lı, iyi filmlere yöneliyor. Müslüm mesela. Neredeyse Hollywood standartlarındaydı. Ayla ile açılan bir yoldu bu. Hangi tür iş yaparsa, o türde daha çok film üretiliyor. Felaket filmleri, seks filmleri, Uzakdoğu korku filmleri…
SİYAD uluslararası fuarları da takip ediyor. Kerem Akça önemli bir isim.
Bu önemli bir durum tabii. Talep üzerine oluyor tabii. Maliyetleri biz karşılamıyoruz. Ne kadar çok insan giderse o kadar övünç kaynağı olur bizim için de.
Türkiye’deki festival anlayışı bir gün değişir mi? Akredite meseleleri çözülür mü bir gün? Sinemayla iç içe olan insanlar festivallerden uzak kalabiliyor.
Festival zihniyetinin biraz değişmesi gerekiyor. Ahbap çavuştan öte bir şey olmalı. Antalya için Türkiye’nin Oscar’ı diyoruz. Her sahneye çıkan saatlerce konuşuyor, propaganda yapıyor. Oysa sinemanın başrolde olması gerek.
Yeni üye alımları yapılıyor mu? Kriterler nelerdir?
Genç arkadaşları bizler de takip ediyoruz. Bize müracaat etmeleri gerekiyor. Düzenli olarak yazıyor olmaları gerekiyor. Üye alım kurulumuz var. Orada değerlendiriliyor. Yazıda aradığımız nitelikler vs. Olumlu olumsuz dönüş yapılıyor. Daha sonra biz yönetim kurulu olarak kendi fikrimizle değerlendirmeyi yapıyoruz. Sürekli yeni alım var. Genç sinema yazarı arkadaşlar her zaman başvurabilirler.
SİYAD’lı olmanın avantajı nedir?
Örgütlü olmak en başta. Prestij bir yandan. SİYAD’ın değeri biliniyor bu ülkede. Türkiye’deki tekiz, FIPRESCI’ye bağlıyız.
Son olarak yılın sonunda hangi filmler seni kalbinden vurdu?
Yabancı:
1- Joker
2- Parazit (Parasite)
3- Bir Zamanlar... Hollywood’da (Once Upon a Time... in Hollywood)
Yerli:
1- Görülmüştür
2- 7. Koğuştaki Mucize
3- İçerdekiler