Basın Konseyi geçen hafta makamında rehin alınan ve öldürülen Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın görüntüleirnin kaldırılmaması nedeniyle YouTube ve Twitter'a erişim yasağını getirilmesini kınayan bir açıklama yaptı.
Bu tür yasakların Türkiye'nin uluslararası alandaki prestijine zarar verdiğini ifade eden Basın Konseyi'nin açıklaması şu şekilde:
Basın organlarından edinilen bilgiye göre, Türkiye tarihinin
sosyal ağlara ilişkin en geniş kapsamlı engelleme kararıyla;
Twitter, YouTube gibi sosyal medya ağlarına mahkeme kararıyla
erişim yasağı uygulanmıştır.
Yine basından edinilen bilgiye göre, erişim yasağı, Savcı Mehmet
Selim Kiraz'ın teröristler tarafından rehin alınmasını içeren
görsel materyallere söz konusu ortamlarda yer verilmesi nedeniyle
getirilmiştir.
Bu noktada, birkaç hususu kamuoyunun bilgisine sunmak
gerekmiştir;
1) Şehit Savcımızın söz konusu görüntülerinin paylaşılmasının
gerekliliği ve doğruluğu konusundaki eleştiriler kayda değerdir ve
dikkatle değerlendirilmelidir.
2) Ne var ki, “yasaklı kitapları” bünyesinde barındırıyor diye
bütün bir kütüphaneyi kapatmak nasıl akla ve mantığa aykırı ise;
birtakım uygunsuz içerik barındırması nedeniyle, milyarlarca
faydalı bilgi ve belge içeren sosyal platformların Türk halkının
kullanımına tümüyle kapatılması da aynı şekilde anlamsızdır.
3) Bu tür bir yasak, ifade özgürlüğünün engellenmesi için
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin şart koştuğu “demokratik
toplumda gereklilik”, “acil toplumsal ihtiyacın varlığı” ve en
önemlisi, “orantılılık/ölçülülük” ilkelerine aykırıdır.
4) Yasağın, temel hak ve özgürlükleri daha iyi korumak için
kurulduğu Hükümet tarafından ifade edilen sulh ceza hakimlikleri
tarafından getirilmiş olması, ayrı bir trajik çelişkidir.
5) Bu tür yasaklar, Türkiye’nin uluslararası arenadaki
prestijini yerle bir ettiği gibi, demokrasi liginde de ülkemizin
gitgide artan bir hızla irtifa kaybetmesine neden olmaktadır.
6) Şayet, anılan görüntülerin terörün amacına hizmet ederek
Türkiye’ye zarar vereceğinden kaygı duyuluyorsa, bu tür yasakların
uluslararası toplum nezdinde devletimize ve ifade özgürlüğünü idrak
edebilmesi bakımından halkımıza ne şekilde zarar verdiğinin de
dikkate alınması zaruridir.
Bu bakımdan, şehit Savcımızın hassas görüntülerinin yayımlanmasının
yarattığı endişe ve sıkıntıyı anlamakla birlikte; sosyal medyaya
toptan yasaklar getirmenin, demokratik bir hukuk devleti bakımından
yerinde bir çözüm olmadığının altını çiziyoruz!