Paris merkezli basın özgürlüğü için mücadele örgütü Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Anayasa Mahkemesi kararının, Türkiye’de son bir yılda İnternet sansürünün sürekli yoğunluk kazanmasına nihayet son verdiğini savundu. Buna göre, TİB Başkanı’na Eylül ayında “tedbir amaçlı” verilen ve “milli güvenlik”, “kamu düzeni” ve “suçun önlenmesi” gibi şartlarda “gecikmesinde sakınca bulunan hallerde” başvurulacak sitelere yayın durdurma veya erişim yasağı getirme yetkileri iptal edildi.
Bihr: Dengede ifade özgürlüğü de olmalı
Ayrıca bu kuruma, yargı kararı olmaksızın İnternet kullanıcılarına ait trafik bilgilerini de toplama yetkisi verilmişti. Anayasa Mahkemesi, 2 Ekim’de verdiği kararda, bu yetkilerin de Anayasa’ya aykırı olduğuna kanaat getirdi.
RSF Doğu Avrupa ve Orta Asya Büro temsilcisi Johann Bihr, yüksek mahkemenin verdiği kararla ilgili memnuniyetini bir yazılı açıklamayla dile getirdi. Bihr, “Bu karar, milli güvenliğe dair zorunlulukların ifade özgürlüğüne saygıyla dengelenmesi zorunluluğunu bir kez daha hatırlatıyor” dedi.
TİB dışında, MİT ve İnternet Kanunu da engel
Açıklamada Bihr, İnternette iletişim özgürlüğünün sağlanması
için Anayasa Mahkemesi kararının tek başına yeterli olamayacağını
bildirdi:
“Dileyelim ki, yasa yapıcı bu karara uygun şekilde hareket eder.
Ancak İnternet’teki iletişim özgürlüğünün tam anlamıyla güvenceye
kavuşması için atılması gereken daha çok adım var. Örnek olarak,
idari olarak TİB’e erişimi engelleme yetkisi veren, Milli
İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) İnterneti genel denetime tabi tutma
imkanı tanıyan düzenlemelerin yürürlükten kaldırılması ve 5651
Sayılı İnternet Ortamında İşlenen Suçlara İlişkin Kanunun gözden
geçirilmesi gerekiyor.”
TİB’in idari yetkileri bitmiş değil
Eylül ayında TİB’in yetkilerini genişleten düzenleme çıkarılmasaydı dahi, Türkiye’nin İnternetle ilgili mevzuatı özgürlük tanımıyor. “Özel yaşam” veya “çocuk ve ailenin korunması” adına, “hakaret” gibi durumlarda TİB idari olarak sitelere erişim yasağı getirebiliyor.
Anayasa Mahkemesi, Nisan ve Mayıs aylarında da Twitter ve YouTube ile ilgili erişim yasağı kararlarını ifade özgürlüğü adına kaldırmıştı.