Sinema Emekçileri Sendikası’nda (SİNE-SEN) taciz davası, altı yıl sonra sonuçlandı. SİNESEN eski Genel Sekreteri S. Ahmet Keskin 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve hükmün açıklanması geri bırakıldı. İyi hal indirimiyle1 yıl 8 aya düşürülen ceza para cezasına çevrilmeyecek ve temyiz yolu kapalı.
Sendikalarda ve Meslek Odalarında Erkek Egemenliğine Karşı Kadın İnsiyatifi, bugün bir basın toplantısıyla dava sonucunu duyurdu ve bu karardan sonra tacize uğrayan kadının işe geri alınması ve tazminatlarının ödenmesi için dava açacaklarını açıkladı.
Sendika eski Genel Sekreteri Keskin, sendikada sekreter olarak çalışan Alev Arslan’ı taciz etmiş, olayın duyulmasının ardından, Arslan önce ücretli izne çıkartılmış, daha sonra da tazminatı ödenmeden işten çıkarılmıştı.
Bugün basın toplantısında bir araya gelen kadınlar, tacize uğrayan kadını işten çıkarıp tacizci erkekle çalışmaya devam eden SİNE-SEN ve bağlı olduğu DİSK’in gerekliği duyarlılığı gösterip bir açıklama yapması gerektiğini ifade etti. Hala sendikada çalışmakta olan Keskin’in bu kararın ardından sendikayla bağlantısının kesilmesi gerektiği belirtildi.
“Hiç görmediği sanığa iyi hal indirimi”
Avukat Eren Keskin, altı yıl süren dava süreciyle ilgili bilgi verdi. Sanığın çeşitli gerekçelerle hiçbir duruşmaya katılmadığını söyleyen Keskin, “Hakim hiç görmediği sanık için nasıl iyi hal indirimine karar verdi, bilmiyoruz. Ama biz bu davayı kazandık. Müvekkilime ödenmesi gereken tazminatlar için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
İnsiyatif’ten Serap Güre’nin okuduğu basın açıklamasında, emek hareketlerinde, sendika ve konfederasyon tüzüklerinde taciz, tecavüz, mobbing gibi kadına yönelik işlenen suçlarda yeterli ve kapsayıcı maddelerin olmamasının yarattığı sorunlara dikkat çekildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“SİNE-SEN davası, açıldığı günden beri sadece bir taciz davası olmadı; sendikalarda, emek hareketlerinde, parti, DKÖ ve STK'larda erkek egemen anlayışa ve onların yarattığı sisteme karşı verilen mücadelelerden biri oldu. Bu alanda açılan ilk dava olması özelliği ile kadınlar açısından çalıştığı ya da üye olduğu siyasi yapıda ya da sendikada, mücadele ettiği alanda tacize, mobbinge, tecavüze uğrayan kadınlar açısından emsal teşkil eden bir dava oldu. Sonucu açısından da bundan böyle özellikle söz konusu alanlarda çalışan, çalışma yürüten erkeklere ve onların yarattığı erkek egemen bakış açısına karşılık, anlamlı bir cevap niteliği taşımaktadır. Dava süreci bizlere örgütlü kadınların yalnız olmadıklarını bir kez daha anlattı.
“Sonuç olarak; 2009 yılında Sinema Emekçileri Sendikası'nın gerçekleştirdiği Olağan Genel Kurulu'nda delegeler tarafından ‘aklanan’ genel sekreter, mahkemelerce suçlu bulundu. Arkadaşımız, elinden alman hakları için de aynı kararlılıkla mücadelesini İş Mahkemesi'nde de sürdürecektir.” (BİANET)