"21 Mart, bir kırılma, değişim günüdür. Gün ve gecenin eşitlendiği... Biliriz ki, artık uzun kış geceleri yerini daha aydınlık günlere bırakacak, hava ısınmaya başlayacak, bir süre sonra leyleklerin gelişini göreceğizdir. Birkaç sıcak güne aldanıp açan erik ağaçlarının yanına hızla diğer ağaçlar, mesela pembe çiçekleriyle vişne eklenecektir. Laleler tüm zarafetiyle sokakları süslerken, en güzelleri gölgeyi seçecek, orada salınacaktır.
21 Mart, güzeldir, sıcak günlerin habercisidir. Ama en önemlisi
değişimdir. Üzerimizdeki yaşama miskinliğinin, kabullenişin, ölü
deri gibi dökülmesidir.
O güzel bahar temizliği, için geri sayımın habercisidir; halıların
yıkanıp, mutfak dolaplarındaki tüm bardakların yıkanmasıdır.
Gardırobun önüne geçip, yazlık-kışlık ayrımı yapmadan önce,
fazlaların ayıklanıp ihtiyaç sahipleri için tamir edilmesi, tasnif
edilmesidir.
Bir güzel havadır 21 Mart. İnsanda şairin dediği gibi türkü söyleme isteği uyandırır ya da “eve tuz ekmek götürmeyi unutma...” Doğanın yeni bir hayata başlayabilmemiz için, hazırladığı bir ilhamdır sanki. Acıların, intikamların geçmişte kaldığı, “güzel günler göreceğiz çocuklar” seslerini duyduğumuz gündür ya da en azından bize böyle günlerin olabilceğini hatırlattığı...
Pencere önünde açan bir çiçektir 21 Mart."
Ya da şairin şiirindeki gibi sofraya konduğunda baharı açtıran
bir salatalık...
Âşık olmak gibidir, insanı yataktan kıpır kıpır kaldıran...
Kelimelerin kifayetsiz, şarkıların güzelliğinin keşfedildiği o
halet-i ruhiyedir.
Tasavvuftaki çift vav gibidir. Ölüm ve doğumun simgesi, küllerinden
doğan Simurg ya da Zümrüdü Anka... 30 kuşun aylarca dertlerine
deva, acıya çare diye arayıp en sonunda Simurg’un aslında kendi
toplamları olduğunu fark etmeleridir.
21 Mart, Dünya Şiir Günü’dür, şairlerin ruhlarının kitaplardan
fırlayıp bizlere dizelerini fısıldadığı... Her birinin yıllarca,
hapislere, işkencelere, sürgünlere rağmen attıkları “barış”
çığlıklarının toplanıp kanat çırparak bize barış olarak geri
geldikleri gündür. Geçmiş Dünya Şiir Günü’nüz ve gelmekte olan
barışınız kutlu olsun...
Gerekli lüzum üzerine...
Bu köşeden kendi etkinliklerimle ilgili şu ana kadar haber ve duyuru yapmadım. Bu kez mecburen yapacağım. Bir yılı aşkın süredir, Küçükçekmece Belediyesi ile “Küçükçekmece Okuyor” isimli çok güzel bir proje yürütüyoruz. Her ay bir yazarla yeni kitabını benim moderatörlüğümde ele alan paneller düzenliyoruz. Üstelik belediye bununla da yetinmiyor, o yazarın 100 kitabını satın alıp ilk yüz konuğa hediye ediyor ve bu sayede kitap alamayan okurlara yazarıyla bir imza günü düzenleme fırsatı sunabiliyoruz.
Yazının devamı için tıklayın