Selin Çiprut'un 'Ben Cognatus' isimli fantastik romanı Destek Yayınları'ndan çıktı. 'Ben Cognatus' isimli 'sıra dışı' roman şöyle tanımlanıyor:
"Yönetmeninin ve yapımcısının başkası olduğu bir rüyada
başrollerden biriyseniz? Rol seçme ya da rol beğenme gibi bir
lüksünüzün asla olmadığı, geleceğinizi ve kaderinizi derinden
etkileyecek bir maceranın, yani kısaca İnsanlık Tarihini tamamen
değiştirecek bir rüyanın oyuncularından biri olduğunuzu düşünün.
Bunun bir parçası olmanız için size hayatınızda bir arada
göremeyeceğiniz miktarda para teklif edilse fakat bu rüyadan bir
daha asla uyanamama riskiniz olsaydı ne yapardınız? Daha rahat bir
yaşam sürme pahasına yaşayacağınız bu kâbusun bir parçası olmayı
kabul eder miydiniz?
İngiltere’de iç savaş çıkalı sadece beş gün olmuştu. Bütün dünyayı
saran bu dehşet fırtınasının son kurbanı bu ada ülkesiydi.
Özellikle son sekiz aydır dünyada olup biten bütün olaylar
incelendiğinde, yaşanan saldırıların, patlamaların ve ölümlerin
altında yatan ana nedeni kimse bulamamıştı. Önde gelen bilim
adamları kendi aralarında toplanıp bunun altında yatan nedenleri
olayın bilimsel tarafından araştırmaya başlamışlardı. Davranış
bilimi uzmanı yüzlerce profesör dünyanın çeşitli yerlerinde
toplanıyor ve yaşanan bu global karabasanı çözmeye çalışıyorlardı.
“Bunu insanlarla konuşarak bulabiliriz” diye bir tez atmıştı Hintli
bir profesör. Dünyanın çoğu yerinde milyonlarca insanın üzerinde
yapılan araştırmadan sadece tek bir sonuç çıkıyordu:
İnsanlar tam bir yıldır rüya göremiyor...
Gelen bu sonuç son derece şaşırtıcı ama bir o kadar da doğruydu.
Bu konular hakkında bilgi alışverişinde bulunacak bilim adamlarının
son buluşma yeri Amerika’nın Washington şehriydi. Yüzlerce bilim
adamı askeri koruma altında geldiler yıkık başkente. Sokaklarda
büyük bir sefalet vardı. İnsanların yüzü gülmüyor, uyurgezer misali
sokakta sağa sola salınıyorlardı.
Amerikan başkanı da toplantıda yerini almıştı. İlk konuşmacı
Fransız Profesör Gustave Deschamps’dı. Kürsüye çıkarak çevresinde
oturmuş yüzlerce bilim adamı ve gazeteciye baktı. Hepsinin yüzünde
aynı bezmişlik, bıkkınlık ifadesi vardı…
Rüya görerek bir milyon dolar kazanmak ister miydiniz? Her insan
kendi rüyasının yapımcısı ve yönetmenidir. Yeri gelir şehvetin
doruğunu, yeri gelir korkunun uçsuz bucaksız, dehşet verici olanını
yaşarsınız. Parçası olduğunuz bu kurguda her şey sizin beyninizde
başlar ve yine sizin beyninizde son bulur. Sizde iz bırakmış
olanları yakınlarınızla paylaşır ama birkaç gün sonra unutup
gidersiniz. Çok merak ederseniz de, ya bir İnternet sitesinden ya
da bu konuda uzman sayılabilecek kitaplardan araştırarak rüyanızın
vermek istediği mesajı öğrenmek için çabalarsınız.
Standart rüya derler bu tür olanına...
Ya yönetmeninin ve yapımcısının başkası olduğu bir rüyada başrollerden biriyseniz? Rol seçme ya da rol beğenme gibi bir lüksünüzün asla olmadığı, geleceğinizi ve kaderinizi derinden etkileyecek bir maceranın, yani kısaca İnsanlık Tarihini tamamen değiştirecek bir rüyanın oyuncularından biri olduğunuzu düşünün. Bunun bir parçası olmanız için size hayatınızda bir arada göremeyeceğiniz miktarda para teklif edilse fakat bu rüyadan bir daha asla uyanamama riskiniz olsaydı ne yapardınız? Daha rahat bir yaşam sürme pahasına yaşayacağınız bu kabusun bir parçası olmayı kabul eder miydiniz?"