Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve bianet raportörü Erol Önderoğlu, tahliyelerinin ardından Özgür Gündem gazetesinde bir araya gelerek bir basın açıklaması yaptı.
Birçok gazetecinin destek verdiği basın açıklamasında Özgür Gündem’de üç sene nöbetçi yayın yönetmenliği yapan avukat Eren Keskin ile Özgür Gündem editörlerinden Ahmet Birsin de katıldı.
Açıklamada, bu tutuklamalarla ifade özgürlüğü konusundaki dayanışmanın daha da güçlendiği ve mücadelenin devam edeceği vurgulandı.
“Tutuklanmamızla dayanışma büyüdü”
Şebnem Korur Fincancı, sosyal medya ve alternatif haber kaynakları aracılığıyla insanların bir şekilde habere ulaşabildiğini ancak cezaevinde anaakım medya dışında bir haber kaynağı olmadığını ve bu nedenle haber alma haklarının sekteye uğradığını vurgulayarak sözlerine başladı. Cezaevindeki kadınlara selam gönderdi.
“Özgürlüğünden alıkonulmak hiçbir şekilde kabul edilecek bir durum değildir ama içerideyken sevindiğimiz bir duruma dönüştü. Özgür Gündem’le dayanışmanın dalga dalga büyüdüğünü gördük. Soruşturmalar her ne kadar akıldışı olsa da, belki bu kadar sesimizi duyurmayı başaramıyorduk.
“Ama bir tutuklama süreciyle birlikte 108 arkadaşımız nöbetçi yayın yönetmenliği yapacağını açıkladı, nöbetçi sayılarındaki inanılmaz artışla birlikte kamuoyunda Özgür Gündem adını telaffuz etme becerisi gerçekten gelişti.
“Biz Özgür Gündem ile dayanışmak üzere, iktidarın ifade özgürlüğü ve bu mücadeleyi yok sayan tutumuyla tutuklandık. Hepimizin bu dayanışmadan onur duymamız gerekir.
“Ta ki tek bir siyasi tutsak kalmayana kadar, özgürce bütün düşüncelerimizi yüksek sesle ifade edip, demokrasiyi, barışı bu topraklarda hakim kılana kadar mücadele edeceğiz.”
“Türkiye’deki hak ihlallerini izlemeye devam”
Erol Önderoğlu, senelerdir hak savunucularıyla birlikte bir mücadele yürüttüklerini belirtiyor ve ekliyor:
“Biz adaleti savunmaya Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde başlamadık. Savunuculuğu militarist dönemlerdeyken de yapıyorduk, 28 Şubat’ta da yaptık, AKP döneminde de devam ettik. Dolayısıyla bizler partizanca, dar çıkarlar etrafında hareket eden insanlar olmamaya çalıştık.
“Şu an karşınızda her birimizin ne kadar büyük bir tehdit altında yaşadığımızı gösteriyoruz. Toplumsal azınlıkların, diğer kültür grupların, muhaliflerin nasıl tehdit altında hissettiklerine de tanıklık ettik. Akademisyenlerden sonra bizim tutukluluğumuz bu yaygın tehditlere ışık tutacak başka bir gösterge oldu.
“Sulh Ceza Hakimliğinin bir disiplin aracı olarak nasıl kullanıldığını bizim durumumuz umarım göstermiştir.”
Ahmet Nesin’in de bir an önce bırakılması gerektiğini vurgulayan Önderoğlu, “Ahmet mizahi yönü çok gelişmiş bir arkadaşımız, hüzünlenmeye pek fırsat bulamadık” diye konuştu. (BİANET)