İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, YSK davasından kendisine 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve yasak kararı sonrası dün İstanbullulara çağrı yaparak Saraçhane'de buluşmaya çağırmıştı.
İmamamoğlu, mahkemenin verdiği kararı protesto etmek için İstanbullular ve Altılı Masa liderleri ile birlikte Saraçhane'de miting düzenledi. Çağrısı dün yapılan ve 16.00'da başlayacağı duyurulan "Millet iradesine sahip çıkıyor" mitingi için alan sabah saatlerinden itibaren hazırlandı. Bazı yollar trafiğe kapatıldı.
Saraçhane'de düzenlenen mitingde İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kürsüye çıktı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu temsilen Genel Başkanvekili Sabri Tekir ayrı ayrı konuşmalar yaptı. 6'lı masa liderleri İmamoğlu'na sahip çıkarken ortak vurgu "adalet" oldu. İmamoğlu ise "Korkmuyorum" dedi.
İMAMOĞLU: KORKMUYORUM!
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
"Siz, bir kere değil, iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz! Sizin seçtiğiniz belediye başkanınız görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkardılar. Üstelik baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirerek karar çıkardılar. Allah aşkına bu ülkeyi yönetenlerin, ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var?
Yok öyle kolay kaçmak yok. Onları gönderecek altı siyasi partinin lideri burada. Sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar ama yapsınlar. Nafile.
Ne hukuk ne ahlâk gözetiyorlar. Ne din ne iman gözetiyorlar. Her şeyi yok sayıyorlar!
Gözleri hiçbir şey görmüyor. Bugün burada büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır. Hepimiz birbirimizin için, haksızlığa karşı, adaletsizliğe karşı buradayız.
Demokrasi ve özgürlük için hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor.
İstanbul, 3,5 yıldır vicdana ve mantığa uygun şekilde yönetiliyor. Artık İstanbullu, kaynağını heba edecek düzene izin vermeyecek; insafsız bir düzene tahammülü yok. Bu ülkede bu şiarla görevini yapan 11 büyükşehir belediye başkanımız sayesinde, artık milletimiz bu israf düzenini milletimiz istemiyor. Vatandaşın iradesini yok saymak için binbir iş çeviriyorlar.
Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun halkın oylarıyla seçilmiş bir yöneticiyi haksız, hukuksuz biçimde görevden almak haddini bilmemektir. 100. yılına girerken umutla yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyeti bu ülke vatandaşlarının kanıyla canıyla, bin bir emeğiyle kurulmuştur. Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan herkes bir ve özgür olsun diye kuruldu. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Atatürk'ün dediği gibi toplumda en yüksek hürriyetin, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması ve korunması için cumhuriyet kuruldu.
'ALTILI MASANIN EN ÇALIŞKAN NEFERİ OLACAĞIM'
Bu ittifak zorla, baskıyla, yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklerini, milli iradeye şekil verebileceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Kötülüklerin karşısında olacak, mazlumların yaşamsal teminatı olacak. Hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı duracak. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Türkiye'nin ikinci yüz yılında hep birlikte işimiz çok. Ülkedeki bu bozuk dönemi birlikte ortadan kaldıracağız. Rahmetli Ecevit'in güzel bir cümlesi var; 'Bozuk düzen onarılır ama bu düzen çürümüş düzendir' Hayat pahalılığına son vereceğiz, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Kimsenin yargıyı sopa gibi kullanmadığı bir ortamı birlikte başaracağız. Gençlerin, çocukların gelecek hayallerini birlikte güçlendireceğiz. Allah'a güveniyorum, yaradanıma sığınıyorum, o doğru olanı yolda koymaz! Sizlere güveniyorum. Siz iradenizi çiğneyenlere üç yıl önce hem de iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz kuşkum yok, umudunuz eksik olmasın. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz. Daha büyük bir azimle çalışacağız. Öfkeye kapılmayacağız ama birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış bir dava değil. Bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası.
2023 çok güzel olacak. Yalnız benim ya da senin için değil, hepimiz için çok güzel olacak. Bütün vatandaşlarımız için çok güzel olacak. Herkes kazanacak. Her şey çok güzel olacak.
Altılı masanın en çalışkan neferi olacağım. Altı genel başkana hepinizin huzurunda söz veriyorum.
Ben ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun barış içinde, ortak bir geleceği inşa edeceğine inanıyorum. Onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum.
Sizlere güveniyorum, çünkü siz iradenizi çiğneyenlere üç yıl önce hem de iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz. Umudunuz hiç eksilmesin. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz, ama daha büyük bir azimle mücadele edeceğiz. Asla öfkeye kapılmayacağız ama kararlı olacağız.
Çünkü bu dava Ekrem İmamoğlu davası değil. Çünkü bu dava parti davası değil. Bu dava ülke davası. Bu dava adalet davası. Bu dava eşitlik davası. Çünkü biz bu davayı çocuklarımıza güçlü ve demokratik bir Türkiye bırakma davası olarak görüyoruz. İnanın 2023 çok güzel olacak. Yalnız benim, senin ya da onun için değil. Hepimiz için, bu ülkede yaşayan her bir yurttaşımız için çok güzel olacak. Ben, sen ya da o değil, herkes kazanacak. Herkes kazanacak ve her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak."
KILIÇDAROĞLU: ADALET YA GELECEK YA GELECEK!
İmamoğlu'nun konuşmasının ardından kürsüye CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu çıktı.
Hiç endişe etmeyin, iktidar olacağız. 11 madde halinde düşüncelerimi paylaşacağım sizinle.
1- Mevlana der ki, adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde sabit durur, kainat onun etrafında döner. Bugün bizi buraya getiren yaşadığımız adaletsizliktir. Hepinizin huzurunda söz veriyorum, adalet ya gelecek ya gelecek!
2- Adalet dağıtacak olan kişi, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaate göre karar vermek zorundadır. Bu yapılmadığı takdirde adaletsizlik olur.
3- Adaleti dağıtacak kişi, sarayın sofrasına asla oturmayacak. Sofraya oturan alimin verdiği fetva yanlıştır.
4- Milli irade 1921 ve 1924 anayasalarının birinci maddesi şudur; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bir yargıç aracılığı ile darbe vurulmuştur. Biz milli iradeyi yeniden inşa edeceğiz.
5- Adalet artık temel bir Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokakta herhangi bir vatandaşa sorun! Büyük kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek ama bizler Altılı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız. Adaleti bu ülkeye mutlaka getireceğiz.
Bugün Türkiye'de hiç kimse kendisini güvende hissetmiyor. Hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku var. Dayısı olana kimse ses çıkarmıyor, bir genç tweet attığı zaman sabahın köründe gözaltına alınıyor. Bu manzarayı bitireceğiz. Asla bir daha bu manzarayı yaşamayacaksınız.
6- Yargıç koltuğunda oturup yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakimlik, savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Adalet ağacındaki kurtları tek tek temizleyeceğiz. Adaletin ağacı görkemli ve sağlıklı olacak.
7- 'Zulmün artsın ki tez zeval bulasın' der atasözümüz. Zulüm öteden beri var bu ülkede. Vekillerimiz tutuklandı. Gazeteciler tutuklandı, İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı bir tablodur. Bu da yakında zeval bulacaktır demektir ve onları göndereceğiz.
8- İBB Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Toplumun vicdanı kanamaktadır. Şunu herkes iyi bilsin, Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize bir milimlik dahi geri adım attırmayacaktır, kararlılıkla başkanın arkasında duracağız. Bizim kupon arazi merakımız yok, rant yiyicilere hizmet etme görevimiz yok. Her belediye başkanımız halka hizmet eder. Halka hizmet Hakk'a hizmettir. Açık ve net ifade edeyim, hiçbir güç İmamoğlu'nu İstanbul'a hizmet etmekten alıkoyamaz. Görevini onuruyla ve şerefiyle yapacak.
9- Göndereceğiz! Adaletsizliği kural haline getirenleri göndereceğiz. Yetim hakkı yiyenleri, milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz. Altılı Masa kararlı, bu ülkeye huzuru ve bereketi getireceğiz.
10- Hiç kimse unutmasın, umutsuzluğa kapılmasın. Bu bir 100 metre koşusu değil, bu bir maratondur. 6 ay sonra maraton bitecek, yeni bir Türkiye göreceksiniz. Kucaklaşan, bereketli bir Türkiye göreceksiniz.
11- Asla başınızı öne eğmeyin. 6 ay kaldı, geliyoruz. İktidar olmak için geliyoruz!
BABACAN: HUKUKSUZLUĞU REDDEDİYORUM
Kılıçdaroğlu'nun ardından Ekrem İmamoğlu DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ı kürsüye davet etti.
"Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu hukuksuzluğu reddediyorum. İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanıma yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş'a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyımlarla rövanş almasını reddediyorum. İsyanımızı tüm İstanbul duysun diye buradayım. Devlet gücünü eline geçiren başlıyor başlıyor aşağıdakileri, sevmediklerini ezmeye, zulmetmeye! Üste çıkan başlıyor zorbalığa! Daha dünün ezilen Sayın Erdoğan üste çıkınca başkalarını ezmeye başlıyor. Sandık günü hep birlikte cevabımızı vereceğiz. Biz, bu ülkede yaşanan nöbetleşe zorbalığa karşıyız. Adalet olsun istiyoruz. Bu millet 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta, 15 Temmuz'da silahla, topla, tüfekle demokrasiye kastedenleri tarihin tozlu sayfalarına gömmüş bir millettir. Nazım Hikmetlere, Ahmet Kayalara, Necip Fazıllara, Halide Edipleri tarihin tozlu sayfalarına gömen bir millettir. Yargı oyunları ile kendi iradesini görmezden gelenlere en iyi cevabı ilk sandıkta verecek. Biz; herkes için adalet, özgürlük demek için buradayız. Türk, Kürt, Sünni Alevi hiç fark etmez. Yaşam farkı fark etmez. Biz hep birlikte Türkiye'yiz o yüzden buradayız...
Mutlak güç yozlaştırır. Hele tek imza ile ülkeyi yöneten, şu anda ülkeyi bataklıklara sürüklemekte. Bu ülkeyi bataklığın içine düşürmüş durumda. Farklı fikirlerden, kimliklerden, dünyadan korkmayan bir Türkiye istiyoruz biz. Özgürce konuşan, cesur, zengin bir Türkiye istiyoruz. Biz buradayız, halkın yanındayız, Hakkın yanındayız. Bu meydan yarına nasıl bir ülke bırakacağımıza karar verecek olan meydan. Korku mu umut mu? Bunun kararını bu meydan verecek. Depresyon mu mutluluk mu? Açlık mı zenginlik mi? Çatışma mı barış mı? Baskı mı özgürlük mü? Otokrasi mi demokrasi mi? Bu meydandan birileri cevabını alsın. Nasıl bir seçimde yaşayacağımıza bu meydan ilk seçimde karar verecek. 85 milyon birden büyüktür. Türkiye birden büyüktür!"
UYSAL: SÖZ MİLLİ İRADENİN ÖNÜNE SET ÇEKİLEMEZ
Babacan'ın ardından Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal konuşma yapmak üzere kürsüde yerini aldı.
Tarihi bir günde buradayız. Türk milletinin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız. Büyük üzüntü içindeyim. Milletim için, devlet için, geleceği karartılan gençler adına üzüntü içindeyim. Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor.
Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Hep birlikte söz milletindir diye haykırıyoruz.
6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılmanın yaşandığı bir tarihtir. İstanbul'da millet iradesiyle seçilen İmamoğlu'nun yetkisinin alındığı tarihtir. Milli iradenin önüne set çekilmez. Milletin gücü o duvarları her daim yıkıp atmıştır.
Dün İmamoğlu'na bu cezayı verdiler ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yoktur. Bu kararı alanları biliyoruz. Aldıranları biliyoruz."
DAVUTOĞLU: BURADAYIM, BURADA OLACAĞIM
Ekrem İmamoğlu Uysal'ın ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu kürsüye davet etti.
Davutoğlu İmamoğlu'na "İstanbul'un iki kez seçilmiş değerli başkanı" diye hitap etti.
"Bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Meselemiz sadece İmamoğlu'nun hak ettiği makamı korumak değildir; İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik değerlerini korumaktır. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz, demokratik hukuk devleti diyoruz.
Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz temel hak ve özgürlükler diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 Şubat şartlarında Sayın Erdoğan’a benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman o binadaydım. Ve tarih 15 Temmuz 2016, bu binayı savunmak için nice yiğitler Saraçhane’de şehit oldular. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de büyükşehir belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında hangi değerleri savunduysam yine aynı değerler için buradayım, burada olacağım.
Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Umarım seçime giderken YSK dahil hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Altılı Masa olarak arkanızda olacağız.
İktidara gönül verenlere sesleniyorum; sakın ha asla tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı biliyorum. 'Biz yeni vesayetler için emek vermedik' desinler Erdoğan'a ve Beştepe'ye.
Biz iktidarı kaybedersek, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz diyorlar. Sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatında olamaz! Sakın kulak asmayın! Türkiye Cumhuriyet demokrasi ile taçlandığında herkes aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak.
MHP seçmenine de sesleniyorum; milli birlik, istiklalimiz kendisi gibi düşünmeyenleri terörist ilan etmekle korunmaz. Atatürk'ün liderliğinde Sivas kongresinde alınan kararla korunur; ' Milli hakimiyetin temili milli iradedir.' Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur, gerçek vatan düşmanı odur."
AKŞENER: HİÇBİR HAKSIZLIK SONSUZA DEK SÜRMEZ
Davutoğlu'nun konuşmasının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuşma yapmak için kürsüye çıktı. Akşener'in konuşması ise şöyle:
"Bugün burada büyük bir haksızlığın iadesi için toplandık. Yüzyıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenler burada. Saraçhane'de. Ama o yüzyıl önce verilen o kararın, o ilkenin, o iradenin temsilcileri, kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada. İstanbul'dan egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diye haykıranların o sesini duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane'deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, siyah cübbelerini satanlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki 'Saray sizinse Saraçhane bizimdir.' Zulüm sizinse, sandık bizimdir diyorsunuz. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Demokrasi burada, irade burada, Ekrem kardeşimin yanında. Gençler diyor ki yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat!
Bu sese kulaklarını kapatsalar da size, bize terörist deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi cezalandırsalar da bu cesaret, bu demokrasi aşkı, sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye'nin de senin yanında olduğunu Saraçhane'den görüyoruz.
Hiçbir haksızlık sonsuza kadar sürmez. Aziz milletimizde hiç sürmez. Geldikleri gibi giderler. Geldikleri gibi sizin iradenizle gidecekler. Demokrasi bizimdir, sandık bizimdir, bu irade elbette bizimdir."
TEKİN: HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
Son olarak da hastalığı nedeniyle Saraçhane'ye gelemeyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu vekilen Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekin kürsüye davet edildi.
"Saadet Partimizin Genel Başkanı Karamollaoğlu'nun selam ve sevgilerini iletmek üzere aranızdayım. İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu hakkında bir karar verildi. Bu kutlu beldenin şehremini hakkında bir karar verildi. Verilen bu kararı kamu vicdanı asla ve asla hukuki olarak kabul etmemiştir. Bu verilen karar, kamu vicdanında siyasi bir karar olarak algılanmıştır. Tıpkı yıllar önce yine aynı yerde, aynı mekanda bulunan kişi için okuduğu bir şiir nedeniyle verilen bir kararı algıladığı gibi... Ancak herkesin bildiği bir gerçek vardır. Adalet mekanizmasına kişisel ve siyasi hesaplarla müdahale edenler zaman içinde kaybetmişlerdir. Böyle bir müdahale varsa, -kamu vicdanı bunu kabul etmektedir- müdahale edenler yine kaybedeceklerdir. Tarihin akışı böyledir. Tarihin akışını değiştirmek kolay değildir. Tabiat böyle bir akışı birilerinin engellemesine müsaade etmez. Birileri hukuksuzluk yaparken, adaleti çiğnerken biz hukuk dışına çıkmamaya kararlıyız. Kutuplaşmayı kendi siyasi çıkarları için gerekli görebilirler. Onlar kutuplaşma dedikçe biz kucaklaşmayı hedefleyeceğiz. Altılı Masa olarak takip ettiğimiz politikalar; 85 milyonun kucaklaşmasını temin eden politikalar olacaktır. Hep birlikte başaracağız."
KARAMOLLAOĞLU: KATILAMAYACAĞIM
Altılı Masa liderlerinin Saraçhane önünde düzenlenen mitingde yer alıyor. Ancak Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, yaptığı açıklama ile Saraçhane'deki programa katılamayacağını duyurdu. Karamollaoğlu, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Önceden planlanan ve tehir etme durumumuzun olmadığı bir hastane randevum nedeniyle Saraçhane’de gerçekleştirilecek anlamlı programa katılamıyorum. Orada bulunan herkese canı gönülden selamlarımı iletiyorum. Hepimizin ortak talebi; önce adalet, her daim adalet, herkese adalet" dedi. Karamollaoğlu'nu vekilen Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekin mitinge katıldı.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nın YSK üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan dava dün görüldü. Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilirken, siyasi yasak kararı da alındı. İmamoğlu hakkındaki kesin karar İstinaf aşamasında belli olacak.
Dün, mahkeme kararı beklenirken İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbulluları Saraçhane önüne çağırmış ve burada adeta miting düzenleyerek İstanbullularla birlikte mahkeme kararını protesto etmişti.
Burada düzenlenen protestoya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da katılarak İmamoğlu'na destek verdi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya'daki programını iptal ederek Türkiye'ye döndü ve İmamoğlu ile bir araya geldi.