Hürriyet gazetesi yazarları, CNN Türk'teki canlı yayının ardından 1 Ekim gecesi Teşvikiye'deki evinin önünde saldırıya uğrayan gazeteci Ahmet Hakan'a köşe yazılarıyla da destek oldu.
Yazarlar, şiddet dilinin ülkede giderek arttığına vurgu yaparken, devlet yetkililerinin ihmalkâr davrandığını ve Hakan'ın onca tehdide rağmen güvenliğini sağlamayamadığına dikkat çekti.
İşte, o köşe yazıları:
Bu saldırıdan devleti yönetenler sorumludur
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, 13 Şubat 2015 tarihinde Meksiko City'deki basın toplantısında, ABD'de 3 Müslüman gencin öldürülmesinden sonra Obama'ya hitaben şunları söylemişti:
"Ben Obama'ya sesleniyorum, 'Neredesin Başkan' diyorum. Biz
siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz. Tavrımızı
ortaya koymak zorundayız. Çünkü halk size oylarını verirken 'Benim
can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın' diye veriyor. Eğer
siz, bu tür bir olay karşısında sessiz kalırsanız dünya da size her
zaman sessiz kalacaktır."
Ben de buradan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sesleniyorum, "Neredesiniz
Sayın Cumhurbaşkanı" diyorum!
Siz siyasiler, can ve mal güvenliğimizi sağlamak için oylarımızı
aldınız.
Tavrınızı açıkça ortaya koyun lütfen artık.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Bu gözlerin gördükleri
27 Mayıs darbesinde 13 yaşındaydım...
Demokrat Partili bir ailenin çocuğuydum.
Demokrat Parti'ye yakın gazeteler ve gazeteciler vardı.
Muhalif olanları da...
* * *
Şerefli insanlardı...
Kimse kimseyi ihbar etmedi, gammazlamadı...
Kimse kimseyi terör örgütlerine, sokak kabadayılarına hedef
göstermedi.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Taha Akyol:
Şiddet dili
AHMET Hakan'a yapılan barbarca saldırının failleri bellidir, azmettirenlerin kimler olduğunu ise hukuk belirleyecek.
Ahmet Hakan gibi "eleştirel" bir gazeteciye niye böylesine düşman olunur? Bunun şahsi bir sebebi olamaz. Bu saldırının ülkedeki genel şiddet ortamından en azından cesaret aldığı da bir gerçektir.
Savcılık da soruşturmayı "organize suç" tanımıyla yürütüyor.
Hukuki neticeyi göreceğiz.
Kardeşim Ahmet Hakan'a geçmiş
olsun diyorum.
Bu barbarca saldırıda ülkede yükselen şiddet dilinin payı büyüktür. Öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, siyasette ve medyada şiddet dili, bir kesim için maalesef göze girme yolu haline geldi.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Cengiz Semercioğlu:
Ahmet Hakan'a saldıranlar özgürlüğümüze saldırıyor
Gecenin bir yarısı arabasını kilometrelerce sinsice takip
ediyorsan...
Evinin önünde pusu kurup saldırıyorsan...
Üstelik tek de değil, dört kişi bir adamın üzerine
çullanıyorsan...
Bunu, işi sadece gazetecilik yapmak olan birine, görüşlerini
açıkladığı, fikrini söylediği için yapıyorsan...
Alçaksındır.
Hainsindir.
Korkaksındır.
Daha da önemlisi; demokrasinin ve özgürlüğün düşmanısındır...
Bu sadece Ahmet Hakan'a yapılan bir saldırı değil...
Hepimizin özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Oral Çalışlar:
Ahmet Hakan'a yapılan saldırı...
Ahmet Hakan'a yapılan saldırı bütün gazetecilere, düşünce ve basın özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır. Gazeteci meslektaşım Ahmet Hakan'a geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum.
Saldırganların kim oldukları ve hangi motifle harekete geçtiklerinden/geçirildiklerinden daha önemli olan, son dönemde Türkiye'de gazetecilere karşı yaratılan hava.
7 Haziran'dan bu yana, ülkedeki ruh hali normal değil. Suruç katliamıyla başlayan, PKK'nın saldırıları tırmandırmasıyla yükselen bir gerilim ve kriz ortamının esiri haline geldik.
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
İsmet Berkan:
Ahmet Hakan'ın kelimeleri, vandalların yumrukları var
MATEMATİKÇİ Ali Nesin dün Facebook hesabında Ahmet Hakan'a
yönelik saldırıyı eleştirirken şöyle yazdı: "Her zaman
söylemişimdir: Türkiye'deki siyasi mücadele öncelikli olarak
ideolojik, ekonomik, sınıfsal falan değildir. Asıl mücadele
uygarlık mücadelesidir."
Ali Nesin daha önce başka vesilelerle bu cümleleri yazdığında
içimden tepki göstermiştim; bu sefer 'Adam haklı' diye
düşündüm.
Neden?
Çünkü maalesef aramızdan bazıları Ahmet Hakan'ın o yumrukları hak
ettiğini, hatta kurşunlanıp öldürülmüş olsa onu bile hak edeceğini
düşünüyor.
Evet böyle düşünenler var.
Peki ne yapmış Ahmet Hakan? Yazı yazmış, söz söylemiş.
"Ama yazdıklarını, söylediklerini beğenmiyoruz, öyle yazmaya,
konuşmaya devam ederse sonuçlarına katlanır."
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Yalçın Bayer:
Ahmet Hakan'a darp değil suikast girişimi yapıldı
AHMET Hakan'ın saldırıya uğramasına sadece 'dayak' gözü ile bakılmamalıdır. Trafikte sataşma ya da 'darp' mıdır? Hayır... Böyle bir bakış açısı zayıf kalır. Esasında bu tür vakalar 'suikast girişimi' sayılmalıdır. Çünkü olay planlıdır; Ahmet Hakan'ın arabası günlerdir takip edilmekte ve bunun dışında yoğun tehditler almaktadır.
Geriye dönük MOBESE'ler izlenirse her şey ortaya çıkar ama ciddi
bir soruşturma yapılırsa...
"Aynı benim gibi saldırıya uğramış Ahmet Bey" diyor, CHP
Kadıköy/İBB meclis üyesi Hüseyin Sağ.
Kadıköy'de evinden çıktıktan sonra aynı yöntemle saldırıya
uğradığını söylüyor.
"17 Temmuz sabahı evden çıkıp arabama bindiğimde, arabama
dokundular, ne oluyor diye indiğimde üç kişi üzerime bir anda
saldırdı. Hepsi de iri yarıydı. Ben spor yapıyorum, boks biliyorum.
Düşünün, teke tek olsam, hepsini deviririm. Ama bir anda üç kişi
birden yüklendi. Ben de kendimi hemen korumaya aldım. bu yüzden
attıkları yumrukları etkisiz hale getirdim."
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...
Fatih Çekirge:
Sağım-solum cinnet!
GECE yarısı
bir haber:
"Ahmet Hakan'a saldırmışlar."
Mafya bozuntuları...
Mesleğimiz adına, Türkiye adına utanç verici bir tablo.
Bu arada İstanbul Valisi, Ahmet Hakan'ı arayıp "Koruma verme
konusunda biraz gecikmişiz" demiş.
İnanılır gibi değil...
Ve gece bu olayla çalkalanırken...
Sabaha karşı bir haber...
Nusaybin'de sokağa çıkma yasağı.
Sonra...
Yazının tamamını okumak için TIKLAYIN...