Bugünkü köşe yazısında "Ahmet Hakanlaşma" sözü üzerine eski dostlarına seslenen Hakan, "Ahmet Hakanlaşama"nın yolun, yöntemleri ve kurallarını şu yazısıyla açıkladı:
"Sakın Ahmet Hakanlaşmayın
YENİ Şafak yazarı Murat Menteş, Ayşe Arman’a verdiği röportajda açıkladı.
Bizim eski mahallede azıcık çıkıntılık yapana anında “Ahmet
Hakanlaşma... Ahmet Hakanlaşma...” deniyormuş.
*
Bizim eski mahalledeki dostlara sesleniyorum:
Sakın Ahmet Hakanlaşmayın, sonra başınız belaya girer,
karışmam.
“Ne yapalım peki Ahmet Hakanlaşmamak için” diye soruyor
musunuz?
O halde buyurun işin inceliklerine...
İşte Ahmet Hakanlaşmamanın yolu, yöntemi ve kuralları:
*
- Hep bu mahalleden o mahalleye laf çakın... Ama sakın kendi
mahallenize laf çakmaya kalkışmayın.
- Camianızın yanlışlarını, hatalarını asla görmeyin... Görene de
anında “dönek, devşirme, fitneci” diye yaftayı yapıştırın.
- Aşiretinizin uslu çocuğu olun... Sakın çıkıntılık
yapmayın.
- Mahalleniz güçsüzken mahallenize söven adam, mahalleniz güç
kazandığında kapınıza gelirse “işte gerçekleri gören büyük ve yüce
insan” diye selamlayın... Ve onun en yüce makamlara layık olduğunu
söyleyin. Sakın “yahu bu adam daha düne kadar bize sövüyordu”
demeyi aklınızdan bile geçirmeyin.
- 28 Şubatçılar yapınca “zulüm” dediğiniz şeylerin aynısını
sizinkiler yapınca kafanızı kuma gömün. Kafayı kuma gömemiyorsanız,
“hep onlar mı zulmedecek, biraz da biz zulmedelim birader” diyerek
işi pişkinliğe vurun.
- Sizin kampın dışında kalanları “düşman” olarak belleyin...
Böylece aranızdan biri, karşı kampa hak verdiğinde “Vay hain vay...
Düşmanla işbirliği yaparsın ha” deme hakkını elde etmiş olun.
- “Gettomuzun içinde olan gettomuzun içinde kalır arkadaş”
cümlesini çok sık kullanın...
- Diyelim ki içinizden çıkan biri hem bu tarafın yanlışlarına, hem
o tarafın yanlışlarına işaret ederek eski köye yeni âdet getirmeye
kalkıyor... Ona hemen “sen kimlere yaranmaya çalışıyorsun bakalım”
diyerek çıkışın.
- Tutarlılık denilince aklınıza şunlar gelsin: Hep bir partiyi
tutmak, hep bir lideri övmek, hep bir siyasi çizginin adamı
olmak... Böylece tutarsızlık denilince aklınıza şunun gelmesini
sağlamış olursunuz: İyi yapıldığında iyi demek, kötü yapıldığında
kötü demek.
- Farklı seslere kulaklarınızı tıkayın... Yoksa Allah muhafaza
işittiğiniz güzel seslere kulak vermek durumunda
kalabilirsiniz.
*
Sakın Ahmet Hakanlaşmayın.
Diyelim ki içinizden biri bu kuralları sallamadı ve azıcık
“çıkıntılık” yapmaya kalkıştı.
Hemen çullanın üstüne, “Demek sen de Ahmet Hakanlaşıyorsun ha”
diyerek. Mahalleyi dar edin o adama.
Yeni Şafak’tan filan kaçırtın...
Hadi aslanlarım.
Göreyim sizi."
Ahmet Hakan'ın bugünkü köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.