tv8'de Gökmen Karadağ'ın sunumuyla ekrana gelen 'Haberaktif'e katılan Süleyman Çobanoğlu, TV eleştirmeni Prof. Dr. Tayfun Atay’la birlikte katıldığı programda Sakarya Fırat dizisinin çözüm sürecinin ruhuna aykırı olduğu eleştirilerine cevap verdi.
Karadağ’ın sorularını yanıtlayan Süleyman Çobanoğlu şu şekilde konuştu:
"Yani şunu söyleyeyim, ben bir Ertürk Yöndem programı yapmıyorum. Ben bir dizi yapıyorum ama yaptığım dramada “teröriste terörist demeyeceksin” diyorsanız, ben onu derim.
Ben bu virajları hızlı alamıyorum. Böyle bir açılım süreci başladı, bilmem ne oldu, Türkiye'nin ruhu bilmem nereye gitti filan; hayır, ben şunu yapıyorum kardeşim: Ben Türkiye’de 30 yıldır kanı canı pahasına orada savaşan yoksul halk çocuklarının destanını yazıyorum dilim döndüğü kadarıyla.
Bunu diziden bağımsız olarak söylüyorum. O çocuklara hiçbir saygı duruşu yapmadı bu ülke. Ben hiç kimseye yazdığım metinde herhangi bir hakaret, herhangi kinaye herhangi bir gönderme yapmıyorum. Aksine büyük bir empati kurmaya çalışıyorum.
'Ya kapsamlı bir revizyon yapılmalı ya da noktalanmalı' fikri doğrudur. Keşke böyle bir sorun Türkiye’de hiç yaşanmasaydı ve bu tür şeyler yazmak zorunda kalmasaydık. Komedi yapsaydık mesela. Bunu bütün kalbimle isterdim.
Şu anda da dizinin bitmesinin ya da devamının bu bakımdan benim için önemi yok. Şunu vurgulamak lazım. Ben gördüğüm manzarayı bir yazar olarak içselleştirdim ve bunu yazıya döktüm ve bunun filmi yapıldı. Ben burada bir kendi vicdani sorumluluğumun gereğini yerine getirdiğimi düşünüyorum.
Kesinlikle dizi 10 sene devam etsin gibi bir hesabım yok. Yapsam da olur yapmasam da olur dert değil. Benim belirtmek istediğim nokta şu: Sanki Türkiye’de güllük gülistanlık bir barış süreci yaşanıyormuş da, son 3 ayı hariç tutarak söylüyorum, ama Sakarya Fırat 4 yıldır yayında.
Şunu tuhaf buluyorum, yani Türkiye’de Sakarya Fırat’ın yayına girdiği bütün dönemlerde sanki güllük gülistanlık bir hava varmış da bu dizi ortalığı provoke ediyormuş gibi anlatılıyor. Ben kişisel anlamda orada belki de dünyanın en büyük trajedisidir; işini gücünü bırakıp orada şehit edilen mehmetçiğin hikayesini anlatmak zorunda hissettim kendimi. Bugün olsa yine yaparım bunu.
Bu bir dramadır, biz belgesel yapmıyoruz, burada resmi dil falan resmi kafayı taşımıyoruz Sakarya Fırat olarak. Biz sadece empati yapmak istiyoruz. Ama şunu soruyorsanız “neden Mehmetçikle empati yapıyorsun da başkasıyla yapmıyorsun” derseniz buna verecek cevabım yok."