Şenay AYDEMİR / RADİKAL
Bir özür yetmez
Şafak Sezer, Gezi eylemine katıldığı için Başbakan'dan özür diledi. Ama 25 yıllık kariyerinin duraklarında o kadar çok özür dilenecek durum var ki. Şimdi sıra onlarda...
Daha önce başka bir vesileyle yazmıştım, yeri geldi bir daha
hatırlatmakta yarar var. 1990-91 eğitim yılındayız. Ankara Ekin
Tiyatrosu, Aziz Nesin’in meşhur ‘Yaşar Ne Yaşar, Ne Yaşamaz’
oyunuyla Bafra’ya teşrif ediyor. Sahnede adeta döktüren yaşça
bizden büyük ama bedenen bizim yaşlarımızda gösteren genç hepimizi
hayran bırakıyor kendisine. Oyundan sonra birkaç liseli genç
giriyoruz otel lobisine. Yanına gidiyor ve hayranlığımızı dile
getiriyoruz. Yalnız değiliz. Teyzeler, amcalar elleriyle okşuyorlar
bu genci, “Aferin evladım” övgüleri geldikçe yüzü giderek kızaran,
utancından kafasını yerden kaldıramayan birisi var karşımızda.
Evet, Şafak Sezer’den bahsediyorum.
80’li yılların sonunda Ankara Halk Tiyatrosu’nda ışıkçı olarak
başlayan serüveni, ‘Eşeğin Gölgesi’ oyununda ‘eşek’ rolüyle sahneye
taşınan hem Halk hem de Ekin tiyatrolarıyla Anadolu’nun dört bir
yanına turneler düzenleyen, gittiği her yerde övgüler alan Şafak
Sezer, evet yokluk ve yoksulluk içinde tanıştı ‘oyunculuk’ denilen
macerayla.
İstanbul’a taşınıp Müjdat Gezen Tiyatrosu’nda palyaçoluk da yaptı
hiç gocunmadan. Hatta katıldığı ‘Enver Aysever ile Aykırı Sorular’
programında bunun askerde ne kadar çok işine yaradığını da
anlatıyordu. İlginçtir Sezer, şöhret olmasını biraz da ‘askeri
vesayet’e borçludur. Aynı programdan öğreniyoruz ki, 90’ların
başında yayınlanan ve büyük ilgi gören ‘İner misin Çıkar mısın’
programına komutanının “Oraya gideceksin ve o yarışmayı
kazanacaksın” emriyle katılmış ve birinci olmuş. Sonrasında Okan
Bayülgen’in ‘Televizyon Çocuğu’, bir cep telefonu reklamı derken
arkası geldi.
YAZININ DEVAMI:
http://www.radikal.com.tr/hayat/bir_ozur_yetmez-1143738