Sabah gazetesinin 29 Aralık 2016 günü ikinci sayfasının manşetine çektiği ‘Nazi roketi 72 yıl sonra New York’u vuracak!’ haberiyle ilgili gazetenin okur temsilcisi İbrahim Altay’dan açıklama geldi. Sabah’ın “ABD’deki Zaytung”un kurbanı olduğunu anlatan Altay, “Gazetecinin haber kaynağını iyi tanıması, tabiri caizse sicilini bilmesi gerekiyor. Hiciv ya da sahte haber sitelerini tespit etmeli, bunlara karşı uyanık olmalı” diye yazdı.
Sabah Okur Temsilcisi Altay şunları yazdı:
2016’nın son haftasında Sabah gazetesi okurlarına ‘kötü bir şaka’ hazırlamıştı. 29 Aralık 2016 tarihli gazetenin 2. sayfasının manşetindeki haberin başlığı şuydu:
‘Nazi roketi 72 yıl sonra New York’u vuracak!’ Haber aynı gün pek çok haber sitesi tarafından olduğu gibi kopyalanarak köpürtüldü.
Habere göre “Alman roket bilimci Wernher Von Braun’un II. Dünya Savaşı’nda Naziler için tasarlayıp 1944’te fırlattığı V-3 roketinin bugünlerde New York’a düşebileceği” iddia edilmişti.
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) teyakkuz haline geçmiş, direktörü Charlie Bolden konuyla alakalı açıklamalar yapmıştı:
“Roket muhtemelen ABD’nin orta batısında bir yere düşecek. NASA ve ABD Hava Kuvvetleri, herhangi bir tahliye yapılıp yapılmaması konusunda halkı aydınlatacaktır.”
Sizin de burnunuza tuhaf bir koku, ağzınıza kekremsi bir tat geldi mi? Bazı okurlarımızın gelmiş.
Kimisi “Bizimle dalga mı geçiyorsunuz” diyerek kızmış, kimisi
“Sizi fena keklemişler” diyerek uyarmış, kimisi de “Günleri
karıştırdınız herhalde, bugün 1 Nisan değil” diyerek latife
etmiş.
Bütün okurlarımızın ortak kanaati bu haberin asparagas olduğu
yönünde.
***
Öncelikle şunu belirteyim.
Başlığın altında Dış Haberler imzası olmakla birlikte bu haber o serviste çalışan arkadaşlar tarafından bulunup getirilmemiş. Yazı İşleri masasında kendilerine tevdi edilmiş. Yaptığım araştırma bunu gösteriyor.
Haber bu arkadaşlarımız tarafından yayıma hazırlanmış ve iddianın kaynağı da haberin içinde belirtilmiş.
ABD merkezli bir internet sitesi… Adı: World News Daily Report.
Okurlarımızın uyarıları üzerine bu siteye girip incelemeye başlıyorum.
Önce sözü edilen haberi buluyorum. Hiçbir yerinde New York ibaresinin geçmediğini görüyorum.
Hemen akabinde, Charlie Bolden’a atfedilen ‘tahliye’ açıklamalarının onun tarafından yapılmadığını fark ediyorum. Üstelik Bolden’a kalsaymış, füze 26-27 Aralık tarihlerinde, yani gazete yayımlanmadan iki gün önce, çoktan atmosfere girmiş, felaket gerçekleşmiş olmalıymış.
Çeviriyle ilgili sorunlar bir yana, bilim ve teknoloji uzmanı olmamama rağmen haberin dilinde beni rahatsız eden bir alaycılık seziyorum; son cümleye geldiğimde bu intibam giderek güçleniyor:
“Amerikan Hava Kuvvetleri’ne göre yerleşim merkezine düştüğü takdirde füze bütün bir şehri yok edebilir.”
***
Sitede yer alan diğer haberleri okumaya başladıktan sonra haberin ‘acayipliği’ hakkındaki kanaatim iyice pekişiyor.
Dünyamıza roket düşecek, bir şehri haritadan silecek, insanlar ölecek diye kaygılanmak şöyle dursun gülmeye başlıyorum.
İşte aynı sitede yayımlanan bazı haberlerin başlıkları:
“Yoko Ono: 70’li yıllarda Hillary Clinton’la bir ilişkim olmuştu.” “Mississippi Nehri yakınlarında Viking Gemisi keşfedildi.” “Alman bilim adamları ölümden sonra hayat olduğunu ispatladılar.” “Günde 14 kez mastürbasyon yapan adam bir yılda 90 kilo zayıfladı.” “Seçiciler Kurulu üyesi, Donald Trump’a oy vermemek için intihar etti.”
Evet, doğru tahmin ettiniz. Bu aslında bir haber sitesi değil; ‘satire’ yani hiciv sitesi. Bizdeki Zaytung örneğinin bir benzeri.
***
Olayları baştan alalım.
Gerçekten de Wernher Von Braun adlı bir mühendis vardı.
Nazi ordusu için V2 adlı bir füzenin geliştirilmesinde çalışmış, savaş bitince ABD’ye sığınıp bu defa da NASA için çalışmaya başlamıştı.
Fakat V3 adlı bir füze hiçbir zaman olmadı ve 1944’te ya da başka bir tarihte fırlatılmadı.
Buna ek olarak… Charlie (Charles) Bolden gerçekten de NASA’nın halihazırdaki direktörünün adı, fakat bu konuyla alakalı bir açıklama yapmamış.
Normalde “Bolden’la irtibat kurup böyle bir açıklama yapıp yapmadığı kendisine sorulmalı, teyit edilmeli” filan diyebilirdik ama sitenin Sorumluluğun Reddi başlıklı sayfasında yer alan açıklamalar bunu gereksiz kılıyor.
“Bu sitede yayımlanan haberlerde yer alan bütün karakterler, gerçek isimlere dayananlar da dahil bütünüyle kurgusaldır ve bunlarla yaşayan, ölmüş ya da ölmemiş herhangi bir insan arasındaki benzerlik sadece bir mucizedir.” Yani siteyi hazırlayanlar zaten kim olduklarını ve amaçlarının ne olduğunu açık açık yazmışlar.
Buraya almadığım bölümlerde ‘bilgilendirici ve eğlendirici’ gibi klişelerle kafa bulmuşlar.
***
Bu hatadan çıkarılacak dersler şunlar:
İngilizcede ya da herhangi bir başka dilde yazılmış olması bir
metne otomatik olarak haber niteliği kazandırmıyor. O metinde geçen
ibarelerin gerçekliğine ya da doğruluğuna dair karine
sayılmıyor.
Haber, sahte haber ya da hiciv birbirinden bütünüyle farklı
kategorilerdir ama hepsi için uygulanacak doğrulama süreçleri
aynıdır.
Bu süreçlerden geçmeyen hiçbir veriyi okurla paylaşmamak en
doğrusu…
Gazetecinin haber kaynağını iyi tanıması, tabiri caizse sicilini bilmesi gerekiyor. Hiciv ya da sahte haber sitelerini tespit etmeli, bunlara karşı uyanık olmalı.
Bu tarz haber kaynaklarına hiçbir şekilde itibar etmemeli.
Umuyorum ki 2017, bu neviden ‘haber’lerin Sabah gazetesinin sayfalarına sızamayacağı bir yıl olur.