Sabah'ın Londra Muhabiri ve Usa Sabah Editörü Ragıp
Soylu imzasıyla yayınlanan yazıda Yavuz
Baydar'ın "ombudsman" ve "okur temsilcisi" kimliği
sorgulandı. Baydar'ın eleştirel tutumu değil "okur temsilcisi"
sıfatına aykırı işler yaptığı için kovulduğunu savunan Ragıp
Soylu "Maalesef Yavuz Baydar SABAH örneğinde bu tanıma uygun
davranmamış ve uluslararası standartlarda bir okur temsilciliği
yapmamıştır." dedi.
İşte Sabah'ın Rapıg Soylu imzalı "Böyle ombudsmanlık olur mu?"
yazısıs:
Hem Ombudsman, hem Okur Temsilcisi: Yavuz Baydar
SABAH Gazetesi'nde kendini hem "Ombudsman" olarak hem de "Okur
Temsilcisi" olarak anan bir kişi bulunuyordu: Yavuz Baydar.
Baydar'ın uzun yıllar başkanlığını ve üyeliğini yaptığı
Organization News Ombudsmen'a göre okur temsilcisi okurlardan gelen
şikayetleri ve istekleri karşılayan ve "ortak" tatmin edici
çözümler bulan kişi olarak değerlendiriyor.
Maalesef Yavuz Baydar SABAH örneğinde bu tanıma uygun davranmamış
ve uluslararası standartlarda bir okur temsilciliği yapmamıştır.
Baydar, kendisine ulaşan okur tepkisi ve yorumlarını iç iletişim
yollarını kullanarak çalışanlara ulaştırmakta oldukça isteksiz
davranmış, gazete çalışanlarını kamuoyunu açık bir şekilde azarlama
yolunu tercih etmiştir. Gelen şikayetlere de iki tarafın da
rızasını alabilen çözümler bulmamıştır. İkinci sorun ise Baydar'ın
kendisini hem Ombudsman hem de Okur Temsilcisi olarak görmesinden
kaynaklanıyor. Hem bağımsız olduğunu söyleyen, hem de yazı
işlerinin bir parçası gibi hareket eden Baydar, bunun yanında
İngilizce yazan diğer gazetelerde de ilginç bir şekilde medya etiği
ve eleştirileri dışında buram buram siyaset kokan yazılar kaleme
aldı.
Diğer bir sorun da yurtdışındaki pek çok örneğin tersine Yavuz
Baydar'ın daha önce mesaisi olmadığı bir gazeteye tepeden Okur
Temsilcisi olarak atanmasıdır. Bu da gazete çalışanları ve kendisi
arasında mesleki ve sosyal ilişkilerin sağlıklı bir şekilde
kurulmasını engelledi.
Baydar Ombudsman Çalışma Kuralları'na aykırı hareket etti
Baydar, SABAH Gazetesi Ombudsman Çalışma Kuralları'na aykırı
davranarak gazetenin editoryal çizgisiyle ilgili yorum da yaptı.
Altında Yavuz Baydar'ın imzası olan kurallara göre: "Ombudsman,
gazetenin genel editoryal çizgisine ilişkin değerlendirme yapamaz.
Ancak, bu konuda kendisine iletilen makul ve meşru bulduğu okur
eleştirileriyle şikayetlerini, eğer dikkat çekici ölçüde yoğun,
güncel ve odaklanmış iseler yorumsuz olarak yayımlayabilir. "
Baydar daha önceki yazılarında çok kez yaptığı gibi 3 Haziran
tarihli "Taksim Gezi Parkı'nda ışığı sönen habercilik" başlıklı
yazısında da SABAH'ın editoryal çizgisini kurallara açıkça aykırı
olduğu halde eleştirmiş, gazetenin Taksim'de yaşananlarla ilgili
ilk sayfasında ve içeride yeterince yer vermemekle suçlamış, daha
sonra okuyucu görüşlerini yine kurallara aykırı bir şekilde
yorumlayarak yayınlamıştı.
Yine 17 Haziran tarihli "Gerçeklerle Yüzleşmeliyiz" başlıklı son
yazısında yine yazı işlerinden hiç kimseyle konuşmadan ve herhangi
bir somut işbirliğine yanaşmadan gazetenin başlık tercihinden,
spotuna, haber içeriğine kadar tüm editoryal çizgisini sorgulamış
ve tavsiyelerde bulunmuştu.
Baydar'ın yayınladığı eleştiri dozu yüksek hatta hakaret bile
içeren okur mektuplarının çoğunda kaynak belirtilmemişti. Gerçek
isimler verilmemişti. Tırnak içerisnde yazılan ve imzası olmayan
okur mektupları tek yanlı olarak temsilci köşesinde
yayınlanmıştı.
Sabah gazetesinden Yavuz Baydar'a yanıt geldi
Sabah gazetesinden Yavuz Baydar'a yanıt geldi
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin