Gezi Parkı eylemlerinden önce ve sonra haber kanallarının eleştirilerin ortasında kaldığını ve bundan sonra ne olacağını kaleme alan Koloğlu'nun bugünkü köşe yazısı şu şekilde:
* "Şu dönem içinde izlediğim haber kanallarının fotoğrafı;
onların nezninde hiçbir şey değişmeyecek. Aynı isimler, aynı
kanallarda ekrana çıkacak.
* “Hangi kanaldan izlemeliyim?” sorusunun yanıtı, bundan sonra daha
net olacak. Kumanda bu konuda daha ‘radikal’ olacak. “Bunlar ne
anlatıyor?” diye soran kitle, bundan böyle “Duymak istemiyorum”
diyecek.
* “Ekran gerçekleri anlatmıyor” sözü, bir nevi “Ben belgesel
izliyorum” sloganı gibi olacak. Yani bir araştırma yapıldığında
örneğin “Televizyonlar sizce haberlerinde tarafsız mı?” sorusuna
verilen “Hayır” yanıtı, Taksim’de
yaşananlardan önce verilenden çok daha fazla
olacak.
* Bazı haber kanalları daha sert bir tutuma girecek. İktidar
partisine oy verenlerin bir bölümünü, “Bu olanlar ABD’nin oyunudur”
enformasyonları etkileyecek. Bu konu önemli; sanılmasın ki
Türkiye, eylemlerin içinde yer alan kişilerden oluşuyor.
* İnternet televizyon (Ketchup TV) daha
etkin olacak. “Kendi dizimi seçer, izlerim; kendi tartışma
programımı seçer. izlerim” sloganı Taksim’den sonra daha da geniş
kitleye yayılacak. Böylece muhalif gençlikle
televizyon arasındaki bağ
daha da kopacak.
* Televizyonu açtığınızda kolayınıza gelen kanallardan ‘başka
kanallara’ geçişler olacak. ‘Muhalif’, ‘reyting’ yapan isimler
kendilerine bu farklı kanallarda yer bulacak ve
sayıları giderek artacak. Uydudan yayın yapan bu
kanallar, Taksim’den sonra keşfedildiler; bu da bir başka
gerçek.
* Söz konusu kanalları engelleme çalışmaları daha da artacak.
* Çok izlenen kanalların haber bültenlerine ‘çeki düzen’ verileceği
konusunda bir izlenimim var. ‘Gösteri’ haberleri daha az yer
alacak...
* 2012 yılında 61 kanalda 151 tartışma programı yayınlandı. Bu sayı
düşmeyecek. Ancak izleyeni azalacak. Çünkü “Bunlar hep aynı
şeyleri söylüyor” yargısı, Taksim’den sonra daha da artmış
durumda.
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK NE DEDİ?
Saba Tümer’in programında Yaşar Nuri Öztürk, sanki “Son
sözlerimi söyleyeyim, bu iş bitsin” demiş gibi geldi bana. Saat
12.00 civarında, programı akışı içinde, şunları söyledi:
“Şu direniş ekibine, o nezih direniş ekibiyle ilgili ürettiği
iftiralara bakın, rekordur. Çünkü bütün dinciliğin sermayesi tarih
boyunca iftiradır. Son yıllarına Türkiye’nin bakın.”
O sırada dikkatimi çeken Saba Tümer’e rejiden bir şeyler
söylendiğiydi. Ekranda bir soru belirdi ve ‘soru cevap’ bölümüne
geçmeden reklamlar başladı... Sonra, yayın yok. ‘Saba Tümer’le
Bugün’ böylece, sessiz sedasız sezonu kapattı.
Yaşar Nuri Öztürk’le sanırım Show TV’nin muhabbeti bitmiştir.
“Yayından kaldırın” kararını veren kimdir? Belli. Yaşar Nuri
Öztürk, bir zamanlar Habertürk gazetesinde yazıyordu. Yazması
istenmedi. Bana göre Hoca eleştirilerini bilerek yüksek tondan
yaptı. Zaten bu kanalda programının devam etmesi mümkün değildi.
Saba Tümer cephesindeyse durum farklı. Olan bitenden haberi yoktu
benim bildiğim. Yani reklamların bu kadar uzamasından ve verilen
karardan."
Yazının tamamı için tıklayın.