Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, basın toplantısı düzenledi. Karamollaoğlu, yüz yüze eğitime geçilmesine ilişkin, "Eğitim öğretim dönemi açıldı, sınıflar açıldı. Yakında üniversitelerimiz de gençlerimize kapılarını açacaklar. Hükümet bundan sonra yüz yüze eğitime geçileceğine vurgu yaptı, gerekli tedbirlerin alındığını ifade ettiler. Bunun arkasından da birtakım tutarsızlık yaşanmaya başlandı. Bugün için maalesef öğrencilerin en büyük derdi, yurt bulma oldu. Öğrenciler kalacakları bir ev ve yurt bulmakta çok ciddi zorluk yaşıyor. Ev ve yurt bulmak zor, bulunanı da kiralayabilmek zor, fiyatlar almış başını gidiyor. Bunun yanında da 'Yüz yüze eğitim yapacağız' derken 'Derslerin bir kısmı yine online olacak' deniliyor hatta iddialar, 6 dersten 5'inin bile online yapılma yönünde olduğunu ortaya koyuyor. Bu, Milli Eğitim Bakanlığı'na yakışmayan bir tavır, buna da bir isim bulmuşlar 'hibrit' eğitim diyorlar. İktidar gerekli tedbirleri almakla mükellef. 'Ekonomik baskıları bütünü ile veliler ve öğrenciler göğüslesin' gibi mantık çıkıyor. Bu konu çok ama çok ciddi bir konu, bunun etkileri daha sonra gözükür" dedi.
'140 BİN ÖĞRETMENE İHTİYAÇ VAR'
Karamollaoğlu, Türkiye'de atama bekleyen okullarından mezun olan 460 bin civarında öğretmen olduğunu dile getirerek, "Bugün iktidar kendisinin 140 bin öğretmene ihtiyacı olduğunu biliyor ancak not ortalaması imtihanlarda 80-85 olan mezunlar bile henüz atanmıyor. 140 bin öğretmene ihtiyaç var. Pandemi sebebiyle de öğretim kalitesinin yükseltilmesi için sınıftaki öğrenci sayısının 25'i geçmemesine vurgu yapıyoruz; böyle olunca da öğretmen sayısına çok daha fazla ihtiyaç olacak. Biz şunu taahhüt ediyoruz; kadrodaki boşluklar doldurulacak, 'atanmayan öğretmen' diye bir problemimiz olmayacak, öğretmenler açıkta kalmayacak, sınıflar 25'i hiçbir zaman geçmeyecek" diye konuştu.
'YOL YAPIYORUZ, ÜZERİNDEN KİM GEÇİYOR?'
Karamollaoğlu, israf konusuna değinerek, "Yol yaparak işsizliği kaldıramazsınız, havaalanını yapan adama para ödeyerek ekonomiyi düzeltemezsiniz, her şey birbirine bağlı. Borç arttıkça faizleri indiremezsiniz. Dış borç konusunda itibarınız yoksa kimseden para alamazsınız. Bir insanın ihtiyacı belli bir miktar para ile karşılanırken onun 2 misli para harcamak israftır. Yiyeceğinden fazlasını almak israftır. Ekonomiye katkı sağlamayan, üretimi artırmayan, fiyatları aşağı çekmeyen her yatırım israftır. Yol yapıyoruz, Avrupa'nın en mükemmel yolları bizde; üzerinden kim gelip geçiyor? İnsan ihtiyacı olmayan kağıdı ve kalemi bile alsa israftır. Bunu ülke çapında ele aldığınızda israfın boyutu da tarifi de değişir" dedi.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Temel Karamollaoğlu, Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı tartışmalarına ilişkin, "Millet İttifakının kimi cumhurbaşkanı adayı seçeceğini bilmiyorum. 'Millet İttifakı kimi seçer?'. Ben ne bileyim kimi seçer? Bununla ilgili şu anda bir şey söyleyemeyiz ki" diye konuştu.
Karamollaoğlu, fahiş fiyatlar ile ilgili de "Bunu biz geçmişte yaşadık. 80'lerde de 90'larda da yaşandı. Malın kıtlığı olduğu, fiyatların yükseldiği zaman zabıta gider, basardı. Bugün öyle bir şey yok ki. Nasıl oluyor da tarlada 1 liraya çıkan ürün pazarda 10 liraya satılıyor? Bunun neden kaynaklandığını onlar tespit edecek" dedi.