Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), internet üzerinden yapılan radyo ve TV yayınlarını denetim ve yaptırım kurallarına bağlayan yönetmelik taslağını görüşmek üzere dün toplandı.
Yaklaşık 4 buçuk saat süren toplantıda, internetten yapılan TV ve radyo yayınlarına geniş denetim ve sansür yetkisi getiren düzenleme oy çokluğu ile kabul edildi. Yönetmelik taslağının yayınlanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmesine karar verildiği öğrenildi. Toplantıda; BTK uzmanları ile birlikte hazırlanan yönetmelikteki bir “skandal ayrıntı” üst kurulun CHP’li üyelerinin dikkatini çekti ve itirazlara neden oldu.
Buna göre, ücreti karşılığında hizmet veren platform
işletmecileri, abonelerine ilişkin her türlü bilgi ve
belgeyi RTÜK’e iletmek zorunda. Bu zorunluluk taslakta,
“İnternet ortamından yayın lisansı verilen medya hizmet sağlayıcı
kuruluşlar; şirket ve ortaklık yapısına, programlarına, yayınlarını
ileten platform işletmecilerine ve varsa abonelerine ilişkin Üst
Kurul tarafından istenilen her türlü bilgi ve belgeyi belirtilen
süre içerisinde vermekle yükümlüdürler” ifadeleri ile
düzenleniyor.
Yani abone sayıları ve aboneliğe ilişkin her türlü bilgi rutin
olarak her yılın sonunda iletilecek, ancak RTÜK her
istediğinde bu bilgileri alabilecek. Böylece Netflix, Amazon Prime,
BluTV, PuhuTV, Tivibu, Digitürk – Dilediğin Yerde, D-Smart Go,
Turkcell TV+, Vodafone TV, FilBox gibi milyonlarca abonesi olan,
bir dizisi en az 5 milyon kez izlenen; akıllı TV, tablet ve cep
telefonu üzerinden toplam izlenme süresi ise milyonlarca saati
bulan, İPTV olarak adlandırılan “online TV” platformlarının
aboneleri ile abonelik sözleşmesi üzerinden kurduğu ilişkiye dair
tüm kişisel bilgiler RTÜK ve BTK’nin, dolaylı olarak da
hükümetin elinde olacak.
‘Kişisel bilgilerin hepsi’
RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı, “Ne amaçlanıyor? Bu maddenin bu bendi, bu şekilde yürürlüğe girerse; kimin neyi ne kadar süre izlediği fişlenecek, kayıt altına alınacak demektir. Oysa bu veriler özel hayata ilişkin bilgilerdir. Adınız soyadınız ile başlar, adresiniz ile devam eder, izleme ve dinleme tercihlerine kadar tamamen kayıt altına alınmasıdır. Bunun adı tam anlamıyla dijital fişlemedir” dedi. “ Dijital ortamı fişleme”nin Kişisel Verileri Koruma Yasası’na da aykırı olduğuna dikkat çeken Taşcı, “Amaç istatistiki bir veriyi tutmaksa abonelerin sayısı, yaş grupları alınabilir. Ama ‘her türlü bilgi ve belge’ dediğinizde aklınıza gelebilen, size ilişkin, izleyiciye, dinleyiciye ilişkin tüm verilerin kayıt altına alınması sonucunu doğurur. Uluslararası arenada Türkiye’yi tartışmalı konuma getirirsiniz. Türkiye’yi Kuzey Kore konumuna sokarsınız” diye konuştu.
İnternetten yayın lisansı için MİT onayının şart koşulması ile ilgili olarak muhalefetin sesinin kısılmasının ötesinde, sesini bile çıkaramayacağını, o zemini bulamayacağını kaydeden Taşçı, MİT’in ‘uygundur’ görüşü iletmemesi halinde lisans verilmeyeceğine dikkat çekti, “Radyo ve televizyonlardaki tekelleşmeye karşı muhalefetin kendisine yer bulduğu mecra, muhalefete kapatılmış olacak” dedi.
Taşcı şöyle konuştu: “Bu dijital çağda, teknolojik ortamda ‘denetim yapıyoruz’ demek gerçekçi değildir. İstenmeyen seslerin susturulması, beğenilmeyen, onaylanmayan, uygun olmayan kimi görüntülerin de sansürlenmesi hedefleniyor.”
Fişler tek merkezde
Platform yayıncılarının RTÜK’e ilettiği abone bilgileri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile de paylaşılacak. RTÜK, BTK’nin teknik imkân ve altyapısını “ dijital fişleme ” için kullanabilecek. İhbar ve şikâyetler “karşılıklı bilgi paylaşımı” kapsamında olacak. RTÜK ve BTK’nin kuracağı “ sansür merkezi”, platform abonelerinin tüm bilgilerinin de izlendiği bir merkez haline dönüşecek. (Cumhuriyet)