Cumhuriyet gazetesinin eski Yayın Danışmanı Doğan Satmış'ın geçtiğimiz günlerde gazeteciler.com adlı haber sitesine verdiği röportajda Cumhuriyet gazetesi ve gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'la ilgili eleştirel açıklamaları, Cumhuriyet gazetesi davasının dünkü duruşmasında dosyaya girmişti.
Satmış'ın açıklamalarının delil olarak dava dosyasına girmesi tepkileri de beraberinde getirdi. Bazı kesimlerin kendisine karşı "Saldırı Kampanyası" yürüttüğünü belirten Satmış, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.
İşte, Satmış'ın o açıklaması:
"Zorunlu bir açıklama
Bir internet sitesinde yayımlanan röportajımın, yargılamaları süren
Cumhuriyet gazetesinin, aynı zamanda eski iş arkadaşlarım olan
mensuplarının davasında dosyaya eklendiğini üzülerek öğrendim.
Mahkeme, benim de tanık olarak dinlenmeme karar vermiş.
Meslektaşlarımın serbest bırakılması için tanıklığım önemliyse,
çağrıldığım an, istenilen gün ve saatte gidip bunu yapmaya
hazırım.
Röportajın yayımlanmasından sonra bazı kesimlerin “Saldırı
Kampanyası"na muhatap olduğumu üzüntüyle izliyorum. Bazı
açıklamaları yapmak zorunlu hale geldi:
1- Öncelikle şunu ifade edeyim: Demokratik toplumlarda gazeteciler,
yazdıkları haberler nedeniyle asla tutuklanmazlar. Türkiye'deki tüm
tutuklu gazetecilerin de serbest bırakılması şarttır. Ben de
yıllardır bunun gerçekleşmesi için çaba harcıyorum.
2- Cumhuriyet gazetesi, Türkiye için olmazsa olmaz bir kurumdur.
Buna hep inandım. Orada bulunduğum 16 aylık sürede de bu bilinç
içinde özveriyle çalıştım.
3- Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklu oldukları dönemde, serbest
bırakılmaları için yapılan kampanyaya aktif olarak katılmış,
bazıları kaçınırken Umut Nöbeti'ni rahmetli Mete Akyol'dan sonra
ikinci gün ben tutmuştum.
4- Yargılanan gazetecilerle “Husumet" içinde olduğum soyleniyor.
Oysa yapı olarak herhangi bir husumet içinde olmam mümkün değildir.
Bir önceki Cumhuriyet Davası’na da gitmiş, meslektaslarımın serbest
kalması için ve meslektaş dayanışması içinde izlemiştim. Sadece
evrensel gazetecilik ilkelerinden yanayım.
5- Beni en çok güldüren ise, bir zamanlar yönetiminde bulunduğum
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nden gelen açıklama oldu. Yıllar önce
Cemiyet yönetim kurulundan niye istifa ettiğim gazete arşivlerinde
var, merak eden bakabilir. Bana saldırının temelinde hâlâ bu olayın
acısının olduğunu düşünmekten kendimi alamadım.
6- Kimseye husumet beslemem ve "etik gazetecilik"ten
taviz vermeyi düşünmem. 26 Aralık'ta tanıklık ederken,
meslektaşlarımın serbest bırakılması gerektiğini de
anlatacağım.
Kitabımın tanıtımı için internet sitesinin sahibince yapılan
röportajda, uzun konusmalarımızın dışına çıkılıp amacını aşan bır
söyleşi ortaya çıkarıldığını yayından sonra üzüntüyle ben de
izledim. Kaldı kı kitap tanıtımı dışındaki söyleşinin içeriği,
birçok insanın bildiği ve Can Dündar’ın kitabında yer alan
konuşmaların paylaşımından ibaretti. Kitap tanıtımı üzerine
yaptığımız soyleşinin toplumda algı yaratmak için bu hale
dönüştürüldüğü ve kullanıldığı ortadadır. Tamamen amacını aşan
benim de ana düşüncelerimi bertaraf eden bir şekle dönüşmüştür.
Bunu, yayından sonra ben de çok iyi anladım.
Tekrar ederim ki, GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR. Gazetecilerin,
gazetecilik faaliyetlerinden tutuklanmalarını kabul etmem mümkün
değildir. Tutuklanan arkadaşlarımın bir an önce serbest
bırakılmalarını istiyorum ve bunun için mücadeleye devam
edeceğim.
Saygılarımla
Doğan Satmış"