Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan, projede binanın sürveyanı olarak imzası bulunan Durak Kayar tahliyesine karar verirken, diğer tutuklu sanıklar statik-betonarme proje müellifi Tamer Peker, müteahhit Hasan Hüseyin Özkan ve projede mimar ve fenni mesul olarak imzası bulunan Ali Serdar Bayram’ın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Dava, 19 Kasım’a ertelendi.
“DİĞER BİNALARIMDA EN UFAK BİR ÇİZİK BİLE YOK”
Ara kararın açıklanmasından önce savunması alınan müteahhit Hasan Hüseyin Özkan, son 21 yıldır Uşak’ta yaşadığını belirterek, Rıza Bey Apartmanı’nın yıkıldığını televizyondan öğrendiğini ve çok şaşırdığını söyledi.
Özkan, şunları söyledi:
Ben ilkokul mezunuyum, ancak bu işlere çok emek verdim. Yüzlerce bina yaptım, diğerlerinde en ufak bir çizik bile yok, bu yıkıldı. Bunun benimle alakası olmayan sebepleri var.
Ben duyum aldım, bazı kat malikleri dairelerini satmak için bu binaya mantolama yapılmış. Bir metrekareye 8 delik açılmış. Binanın içinde çok oynama olmuş.
Beton kalitesinin düşük olduğu söyleniyor, ben bu binayı yaparken hazır beton kullandım. Hazır betonlarda bir problem varsa bunu benim bilmem mümkün değil. 28 yıl önce atılmış beton 28 yıl sonra aynı dirayeti gösteremez.
“ANLASAM NE OLACAK, ANLAMASAM NE OLACAK”
Müteahhit Özkan, bir müşteki avukatının kendisine sorduğu, “Siz ilkokul mezunu olduğunuzu, Rıza Bey inşaat alanında bulunduğunuzu ve çeşitli kontroller yaptığınızı söylüyorsunuz. Siz bir projenin teknik detaylarını ve terimlerini anlayabilecek düzeyde misiniz” şeklindeki sorusuna, “İlkokul mezunu olmak ayıp bir şey mi? Anlasam ne olacak anlamasam ne olacak” şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine avukat, “Anlamayınca işte böyle sonuçlar ortaya çıkıyor, o yüzden soruyoruz” dedi.
“BABAM BİLE OLSA ŞİKAYETÇİYİM”
Nilay Yücel, “Ben her gün 2 çocuğumuzu babaannesine teslim edip işe öyle giderim. Ben 20 yıllık anaokulu öğretmeniyim ve 20 yıldır birçok insan bana çocuklarını emanet etti. Bu apartmanın kentsel dönüşüme gitmesini engelleyen bütün kat maliklerinden şikayetçiyim. Bu kişi babam bile olsa şikayetçiyim. Benim 2 çocuğumu bu dünyada büyütemememin hesabının sorulmasını istiyorum” dedi.
“EVDE YÜRÜRKEN BİLE EV SALLANIYORDU”
Müşteki Leyla Dilan Tezcan ise depremde anne ve babasını kaybettiğini belirterek, “Evde yürürken bile ev sallanıyordu. Babam depremden 10 gün önce ‘Ev başımıza yıkılacak, buradan çıkalım’ demişti. Hiç kimse hasarlı olduğunu söylemedi. Herkes birbirine atıyor suçu. Depreme kadar epoksi, tadilat haberimiz yoktu. Kiracıydık, hiçbir toplantıya çağrılmadık. Şikayetçiyim” dedi.
Bir diğer müşteki Sercan Turgut ise depremde ofisinde yalnız başına olduğunu söyleyerek, “Sağlam bir masa sayesinde hayatta kaldım. 10 gün hastanede yattım. 2018’de geldiğim için binaya tadilatı bilmiyordum. 4-5 saat enkaz altında kalan biri olarak toplum vicdanını rahatlatan bir karar istiyorum” dedi.
Müşteki Sema Okay ise deprem günü kızı ile evde olduğunu belirterek, “Ölümle burun buruna geldik. Travmamız geçmiş değil. Kimin suçu varsa şikayetçiyim. Diş hekimliğindeki tadilattan sonra ağır bir araç geçtiğinde sallantı oluyordu” dedi.