Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bağış Erten, Dünya Kupası ile ilgili bir yazı kaleme aldı., Erten, 'Türkiye'nin olmadığı turnuva izlenmez' algısının doğru olup olmadığını reytinglerle açıkladı ve spor yatırımcılarına seslendi.
Bağış ERTEN / CUMHURİYET
Reyting de mi gol değil!
Öncelikle; son yazının hesabını görelim. Almanya’nın son dakika golü, Portekiz’in en kötü gününde bile kazanabilmesi, Rusya’nın ne yapıp edip bir şekilde hep tepede kalması, Peru’nun umut vaat etmesine rağmen darmaduman olması gibi alametleri görmeyip hayallere kapılmışım. Oysa Dünya Kupası’na bakıp seçimi okumanın içinde bunlar da varmış. Meksika’nın bir üst tura kalmasıyla yetineceğiz artık! Bundan böyle Dünya Kupası’na pürüzsüz konsantre olmaktan başka çaremiz yok. Bütün dünyanın ve Türkiye’nin tüm spor ilgisi orada çünkü.
“Herkesin ilgisi burada” diyoruz, ama spor yatırımcılarına bunu bir türlü anlatamıyoruz. Birkaç yıldır böyle büyük turnuvalar öncesi bir söylenti dolaşıyor. Neymiş efendim, Dünya Kupası’nda Türkiye yok diye o kadar izlenmezmiş. Ya bu ülke koca kupa tarihinde sadece iki kez boy gösterebildi. Nereden çıkıyor bu İtalya misali “biz yokuz” tripleri?!.
En kolayı reytinglere bakıp konuşalım. Açılış maçı çok cafcaflı değildi; Rusya-Suudi Arabistan. Ne kadar izlenmiş olabilir sizce? Total’de üçüncü, AB grubunda ikinci olmuş. Neleri geçmiş peki? Fox Ana Haber’i, “Nihat Hatipoğlu’yla İftar”ı, Müge Anlı’yı ve Recep İvedik filmini!.. O gün Dünya Kupası’nı geçebilen tek program var: Survivor. Hadi o açılıştı diyelim, ikinci güne bakalım. Görüyoruz ki tüm Türkiye yine acayip bir iştahla oturmuş ekran karşısına. Saat 21’deki Portekiz-İspanya maçı her yerde günün birincisi, Survivor’ı da geçmiş, Güldür Güldür’ü de. Sadece bu da değil. Aynı gün yayımlanan Fas-İran (ki turnuvanın en çekici maçlarından biri değildi kabul edersiniz ki) ve Uruguay-Mısır maçları da almış yürümüş. AB klasmanında ilk üç reyting sırası Dünya Kupası’nın.
Diyebilirsiniz ki, bu başlangıç hevesi. Zamanla azalmıştır. Yanılıyorsunuz. Brezilya-İsviçre maçı gene her programı sollamış ve iki kategoride de birinci olmuş. Tunus-İngiltere AB’de birinci Total’de ikinci. Aynı başarıyı Rusya-Mısır, İran-İspanya, Almanya-İsveç tekrarlamış. Arjantin-Hırvatistan maçı ise iki kategoriyi de en tepede bitirmiş. Genele baktığımızda şunu görüyoruz. 26 Haziran’a dek, Dünya Kupası maçlarının ilk 10’da yer almadığı tek bir gün var: Seçim günü! Eh, onu da geçmeyiversin, değil mi?Bir veri daha: Önyargılarınıza inat, genel izleyici oranlarıyla kadınların izleyici oranları neredeyse eşit. Yani genel futbol izleyicisinin aksine Dünya Kupası kadınların da ilgi odağında. Yani öyle tıraş bıçağıdır, arabadır reklamları kesmiyor. Başka şeyler lazım.
Şimdi bir de bunun mali değerine bakalım. Kaba bir internet
araştırmasından bulabiliyorsunuz. Benzer reytingleri alan Survivor
30’ar dakikalık bloklar halinde reklam alıyor. Türkiye’de
reytinglerin ilk beşine giren bir programa verilen reklamları
düşünün, o derece potansiyel var Dünya Kupası’nda. Günde 50-60
dakikalık bir reklam spotundan bahsediyoruz yani. Toplam 25 gün hem
de. Bu önemli bir imkân değil mi? Lokomotifin arkasına dizilmek
rasyonel olmaz mıydı?
İlle de yayıncı kuruluş olmak da gerekmiyor. Yancı olsanız bile
akmasa da neler damlar bu piyasadan. Ama uğraşana tabii! Sosyal
medyadaki işlere bakın nasıl yürüyor oysa. Ama konvansiyonel medya
yerinde sayıyor. Gazeteler yazar, muhabir göndermiyor. TV’ler ilgi
göstermiyor.Neden? Üç ihtimal var: A) Önyargılar B) Umursamazlık C)
Beceriksizlik. Hangisi seçseniz felaket yani!
Yani, Dünya Kupası takip edilmiyor, değil. Ediliyor. Ama bu verilere göre yeterince ekonomi yaratamıyor. Netice ne oluyor peki? Ezberler, önyargılar, vasatlık her şeyi domine ediyor. Ve buna alışmamız bekleniyor... İşimiz zor vallahi!
Yazının devamını okumak için TIKLAYIN