Reyhanlı’da en az 50 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırının ardından Türkiye medyasında eylemin faili olmakla itham edilen THKP-C Acilciler örgütünün eski liderlerinden Mihraç Ural Radikal’e konuştu.
Ural, Reyhanlı’daki saldırının arkasında İsrail’in olduğunu, bu eylemin, 2005 yılında Lübnan Başbakanı Refik Hariri’ye yönelik suikastın benzeri olduğunu iddia etti. Ne kendisinin ne de Acilciler adlı örgütün bu saldırı ile bağının olabileceğini kaydeden Ural, “Bu saldırının bizimle hiçbir bağı yok, olamaz da. Böylesi kapsamlı, yıkıcı, insanlık dışı, masum insanları katledecek bir olayı düşünecek tek bir insan olamaz şu dünyada. Tarihimin hiçbir kesitinde bu tür eylemlere prim vermedim” dedi. Acilciler örgütü iddiasına karşılık Ural, “Acilciler diye bir örgüt, 20 yıldan beri yok, 30 yıldır askeri eylemi yok. Bu örgütü nasıl getireceksin de böyle kapsamlı bir eyleme sokacaksın? Buna kargalar bile güler. Adil bir yargılama yapılsın ben yeniden ülkeme dönmeye hazırım” derken, Muhaberat’la bağ olduğu iddiasını reddediyor. Ural, kendisi tarafından kurulan Suriye Mukavemeti adlı örgütün Lazkiye’de sınırdan sızmalara karşı mücadele verdiğini, Banyas’taki katliamla da ilgilerinin olmadığını belirtiyor.
Türkiye hükümeti, Reyhanlı’daki saldırıdan siz sorumlu
tutuyor. Bu saldırıyı siz mi azmettirdiniz?
Bu saldırının bizimle uzak yakın hiçbir bağı yok. En basit mantık
düşüncesinde, böyle kapsamlı bir olayı, böylesi yıkıcı, insanlık
dışı, zalim olayı, masum insanları katledecek bir olayı düşünücek
tek bir insan olamaz şu dünyada. Bu menfur olayı şiddetle
kınıyorum. Bu insanlık dışı eylemi şiddetle kınıyor, lanetliyorum.
Tarihimin hiçbir kesitinde bu tür eylemlere prim vermedim. Hayatım
boyunca yazı yazdım, okudum, görüşlerimi savundum, demokrasi ve
özgürlük mücadelesi vermeye çalıştım. Zindan yattım, eziyet çektim.
12 Eylül sürgünü olarak Suriye’de yaşıyorum. 33 yıldan beri alnımın
teriyle evlatlarımı büyütüyorum. Ben bir barış insanıyım. 7 bin
yazım, 60’a yakın kitap ve makalem var. Hayatımda hiçbir zaman
şiddeti önermedim. Dünyanın hiçbir teşkilatıyla uzak yakın organik
bağım yok. Dünyanın hiçbir devletinde memur değilim, sivilim.
Yaşamım boyunca elime silah almadım. Ta ki Suriye, bu Selefi ve dış
güçler tarafından saldırıya uğradığında, yaşadığım ülkede vatan
savunması dışında, sadece sınır bölgelerinden sızan Çeçenlere,
Afganlara, terörist Libyalılara ve Tunuslulara karşı bir tavır
almak, halk refleksi geliştirmek amacıyla tavır aldım. Böylesi bir
eylemi (Reyhanlı’yı kastediyor) yapan, Ortadoğu’da dengeleri alt
üst etmek isteyenlerdir. Türk halkı ile Suriye halkını birbirine
vurdurtmak, ezeli ve ebedi düşmanlıklar yaratmak isteyenlerdir.
Biçim ve içerik açısından iyice incelerseniz, göreceksiniz ki,
karşınızda İsrail var.
14 şubat 2005’te Lübnan Başbakanı Hariri’nin öldürülmesinde kullanılan bombanın biraz daha az bir miktarıyla Reyhanlı’da patlatılan bomba aynıdır. Aynı yöntemle yapılmıştır. İsrail’in çıkarı var. Çünkü Suriye ordusunun son günlerde kazandığı zaferlerin, bu gidişle Beşar Esad yönetiminin kalıcı olacağını gösterdi ve buna karşı (İsrail) teröristlere yardım amacıyla Şam’ı vurdu. Hariri’nin katledilme amacı neyse Reyhanlı’da patlatılan bombanın amacı aynıdır.
Peki siz halen “Acilciler” örgütünün lideri değil
misiniz?
Acilciler 20 yıldan beri ortalıkta olmayan bir örgüt. Bir çalışması
yok. Herhangi bir yerde 30 yıldır askeri eylemi yok. Bu örgütü
neylen getireceksin de böylesine kapsamlı bir eylemin içine
sokacaksın? Buna kargalar bile güler. Ben, adil bir yargılama
yapılsın, yeniden ülkeme dönmeye hazırım. Ben barış insanıyım,
yazan çizen bir insanım. Asla bu tür eylemlere prim
vermem.
Haberin devamı için tıklayın