Ekonomim.com'dan Şeref Oğuz'un "Karpuzun yüzde 80'i mazot" başlıklı yazısında bir bölüm
Nasıl yani? Anlatayım… Hani tarlada yata yata büyüyen karpuz, kendisi kalkıp soframıza gelemediğinden, onu birilerinin hasat edip “hale” yola sokması ve bize ulaştırması gerekiyor. Akaryakıt, otoyol, köprü ücretleri derken manavda eline aldığın karpuzun ana maliyeti; lojistik…
Geçenlerde Vahap Munyar sucularla konuşurken oraya çıkan gerçeği yazmıştı. 19 litresi 1 lira olan damacana nasıl oluyor da 55 liraya çıkabiliyor? Benzeri, patates, kavun ve karpuz gibi ağırlık tutan ürünlerde de akaryakıta gelen zamların ardından ana maliyeti; mazot teşkil etmeye başladı. Yazık…
TARIM ARAZİSİNDEN EMLAK ARSASINA
18 yıldır yazın en az 1 ayımı yaylalarda geçiririm. İnternet sayesinde burada çalışırken dağ bayır dolaşır, tabiattaki değişimi, sosyo-kültürel farklılaşmayı gözlemlerim. Son 10 yıldan bu yana gördüğüm şudur; meyveler dalında çürüyor. Çayırlar kesilmiyor, ürünler toplanmıyor.
Hayvan sayısı azalmış beton sayısı çoğalmış. Beton da bize süt vermiyor. Bunun için inek gerek, koyun, keçi gerek… Artık inek sağılmıyor. Neden mi? Tarım arazileri emlak arsası oldu zira. Enflasyon onları da başkalaştırdı. Ekilmeyen arazilere bakıyorum, gidip talip olsan sana emlak arsası fiyatı çekiyorlar.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Tarım kimlere kaldı?
Tarımda geriatri yaşanıyor. Gençler tarım sektörü ile uğraşmak istemiyor. Köyleri terk ediyor. Tarım arazileri yaşlıların inisiyatifine, gayretine terk ediliyor. Orada da ne yapılabilirse o aktive ediliyor.
Tarım sanki utanılacak bir şeymiş gibi; ‘efendim zengin olmak için bilişimde teknolojide üretici olmak bize yeter’ gibi tuhaf fantezilere saplanıyoruz. Tarımda kendi hazinemizin dilencisi olduk. Kendine yeter ülke idik, şimdi gıdada dışa bağımlıyız. CENNET vatan; eğer üretmez isen CİNNET vatan oluverir.
Üretimden vazgeçsek ne olur?
Olacağı şu; ele güne muhtaç hale gelirsin. Girdi fiyatlarını bahane edersin. Haklısın da… Ama tarlanı ekip biçmek, kendiliğinden biten armudu toplayıp pazara götürmek gerekirken enflasyonu bahane edemezsin… Dilimde pelesenk oldu; “elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.”