Reha Muhtar, Vatan'da yer alan bugünkü köşe yazısında Show TV'nin şimdiki anchorman'i Erhan Çelik'le ilgili yıllar önceki anısını kaleme aldı ve Çelik'in haberler konusunda çok dikkatli olmasını önerdi.
Reha Muhtar'ın o yazısı şu şekilde:
"ACZİMENDİLER VE ERHAN ÇELİK...
Türkiye’de gazetecilik adı altında derin “psikolojik operasyonlar” yapılır...
Gazetecilik “her eylemin kamuflajı olabilecek bir meslektir”, onun için herkesin kullanımına açıktır...
Geçenlerde SHOW Ana Haber’i başarılı bir şekilde sunmaya başlayan Erhan Çelik kardeşim Habertürk gazetesine bir demeç verdi...
28 Şubat günlerinde Ankara’da SHOW Ankara bürosunda yeni çalışmaya başlayan bir muhabir Erhan o sıralarda...
Bir gün, kendisinin yazmadığını söylediği, üzerinde imzası bulunan ve perforesi kendisi tarafından seslendirilen bir haberi yayınlanıyor...
Erhan’ın yıllar sonra dürüstçe açıkladığı haberin metnindeki bir cümle mealen şöyle:
-“Aczimendiler büyük bir gösterişle eyleme başladılar... Bir süre sonra eylemlerine polis müdahale etti... Polisin müdahalesinden sonra Aczimendiler süt dökmüş kediye döndüler...”
***
O günü sanki bugün gibi hatırlıyorum...
Haberi canlı yayında duyduğumda beynimden vurulmuşa dönmüştüm...
Bir insan topluluğuna ne yapmış olursa olsun, “polisin müdahalesinden sonra süt dökmüş kediye döndüler” denmesi çok ağrıma gitmişti...
Dönem 28 Şubat dönemiydi...
Aczimendiler kırılan gururunu onarmak bir kenara, “islamcı gibi görünen” herkesin üzerine gidilmesinin “moda” sayıldığı günlerdi...
Ben, farklı fikirlerdeki insanlara en ağır eleştirileri yapsam bile, “insanlara psikolojik harekat yapmazdım... Onları polisin karşısında süt dökmüş kedi konumu”na düşürtmezdim...
Habercilik ve insanlık anlayışım buna müsait değildi...
Psikolojik savaş tekniklerinden, derin operasyonlardan anlamazdım ben...
***
Dönem 28 Şubat dönemiydi...
Herkesin siyah giymiş İslamcılar olarak bildiği Aczimendiler polis tarafından gözaltına alınmış ve dayak yemişlerdi...
Kimsenin bu haberden dolayı o günlerde bize bir şey demesi, söylemesi mümkün değildi...
Tersine o günkü şartlarda, “takdirlerini” sunardı bazı çevreler haberin bu şekilde yayınlanmış olmasına...
Bense içimden şöyle dediğimi hatırlıyorum...
-“Allahım ne yapacağım ben şimdi?.. Adamları polis şiddetinden sonra süt dökmüş kediye çevirmişler haberde... Ben bunu nasıl izah ederim, kendime ve mesleğime?.. Haberin bandı yayınlandı... Yanlış yapmışlar desem fayda etmez... Haber bittikten sonra yapanları fırçalasam bunun da bir anlamı yok... Adamlar bütün Türkiye’nin önünde polisten dayak yeyip, süt dökmüş kediye dönmüş olarak görülüyorlar...” Telefonu açtıklarında “Haberim yoktu... muhabir yaptı desem” inanmayacaklar... ‘Biliriz biz bu numaraları’ diyecekler... Habercilik adı altında psikolojik harekatın ifadeleri yer alıyor bizim haber metninde...
***
Kısa sürede bu düşünceler hızla akıp geçti canlı yayında
kafamdan...
Bandın bitmesine birkaç saniye vardı, o anda karar verdim...
Bant bitip anons için kameralar bana geldiğinde, hiç tereddüt etmeden şu sözler döküldü ağzımdan:
-“Sevgili seyirciler... Biraz önce yayınlanan haberde, polis tarafından müdahale edilerek gözaltına alınan Aczimendi grubu üyeleri, ‘Süt dökmüş kediye döndüler’ şeklinde aşağılayıcı bir ifadeyle tanımlandılar... Bu ifade SHOW Ana Haber bülteninin ifadesine uygun düşmüyor... Böyle bir haber ve ifade SHOW Haber’de yayınlandığı için özür dilerim... Bu haberi yapan ve yazan muhabir arkadaş bundan böyle Show Haber’de çalışmayacak... Bunu ilan etmek zorundayım..."
Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.